Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! (41)

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 41. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)

Karım verilecek yaşgünü partisi için çok heyecanlıydı, Esra’dan bile. Amcaoğluyla evliyken maddi durumları iyi olmadığı için kızına doğum günü kutlaması yapamadığından yakınıyor, o yüzden şimdi hiçbir şeyin eksik olmamasını istiyordu. Haftaya Pazar günüydü kutlama. Böylelikle beni de evden uzaklaştırmış olacaktı.

Gece boyunca, Esra’nın kendini tatmin ediyor olmasını, porno filmler izlemesini düşündüm. Esra da Tuğba gibiydi anlaşılan. Tuğba’yla ve annesi Keriman’la ilgili anılarım yeniden depreşti. Karım yanımda horlayarak yatıyordu. Aklım geçmişe gitti tekrar. Yaşadıklarım film gibi geldi gözümün önüne:

Hafta içi bir akşam, Tuğba’nın zorlamasıyla onlara gitmiştim. Tuğba zili çalmasına rağmen kapı açılmayınca kendi anahtarıyla açmıştı kapıyı. İçeri geçip, “Anne biz geldik!” diye seslendiğinde, annesi Keriman hanım da banyodan çıkmıştı. Başındaki büyük türbanını bağlıyor, üstünü başını topluyordu. Keriman hanımın haberi yoktu geleceğimden, beni beklemiyordu. Yine de beni görünce sevinmişti. Yüzü pembeleşmişti, telaşlı gibiydi. Üzerinde, çiçekli basma uzun bir etekle, kırmızı renkli, örme bir kazağı vardı. Sanki bana sutyen takmamış gibi gelmişti. Kazağın örgüleri arasından bembeyaz teni görünüyordu. İri memeleri kazağının içinde içi su dolu balon gibi sallanıyordu. “Hoş geldin Osman!” dedikten sonra kendi odasına geçmişti.

Salona geçtiğim zaman, Tuğba’ya, “Ben önce bir lavaboya uğrasam, söylemesi ayıp çok sıkıştım!” deyip banyoya girmiş, çişimi yaptmıştım. Ama aklım Keriman hanımın telaşlı halindeydi. Küvetin perdesi çekiliydi. Bir merakla perdeyi açmıştım. Ama gördüklerim beni şok etmişti. Keriman hanımın telaşlı halinin cevabını da bulmuştum. Küvetin içinde beni haklı çıkaran şeyler vardı.

Keriman hanımın takmadığı sutyeni ve giymediği külotu küvetin içindeydi. Demek ki kadın içine külotta giyememişti o telaşla. Ama asıl bomba, Tuğba’nın, ‘Kimsenin haberi yok!’ dediği porno dergilerden birinin de küvette olmasıydı. Keriman hanım kendini tatmin ederken biz çıkıp gelmiştik. O telaşla sutyen ve külot giymeyi unutmuş, yada giyecek zamanı olmamıştı. Suç aleti porno dergiyi de küvetin içine, sutyen ve külotuyla birlikte atıp perdesini çekerek gizlemeye çalışmıştı. Tahmin edemediği şey benim banyoya girmemdi.

Krem renkli sutyenini almıştım elime, büyük meme uçları sutyende derin bir iz yapmıştı. Beyaz külotu ancak götünün yarısını kapatabilirdi. Külotun üzerinde iki üç tane minik kıl vardı. Bunlar müstakbel kaynanamın amının kıllarıydı. Külotundan ter ve parfüm kokuları birlikte geliyordu. O ara dergiye de bakmıştım. Daha önce de Tuğba’nın gösterdiği gibi küçük boyutta Türkçe dergiydi. Sayfalarını çevirdiğimde, bazı sayfaları ıslanmıştı. Keriman hanım yapmıştı bunu. Birbirleriyle sikişen kadınların ve adamların resimleri vardı. Her şeyi olduğu gibi bırakmıştım, o zaman kullandığım cep telefonumla da, derginin, sutyenin ve külodun resimlerini çekmiştim birkaç sefer.

Banyodan çıktığımda Keriman hanımla yüz yüze gelmiştim. Beni görünce kıpkırmızı olmuş, ama bir şey dememişti. Belli ki sonradan sutyen ve külot giymişti, kazağın üzerinde de ince bir hırka vardı. Ben içeri geçerken o da banyoya girmişti, muhtemelen küvetin içindeki eşyaları ortadan kaldıracaktı. Tuğba çay demlemişti. İki bardak içtikten sonra gitmek için kalkmıştım. O ara Keriman hanım hep sessiz kalmış, devamlı önüne bakıp durmuştu. İçinden, küvetin içindekilerini benim görmemiş olmam için dua ettiğini tahmin ediyordum.

Aklım o günden sonra onda kalmıştı. O olayın üzerinden bir hafta on gün geçmişti. Bir gün telefonum tanımadığım bir numara tarafından aranmıştı. O numarayı aradığımda Keriman hanım çıkmıştı telefona. Sanırım kızının telefonundan almıştı numaramı. Benimle özel olarak konuşmak istediğini söylemiş, ama hangi konudan olacağını söylememişti. Ayrıca da Tuğba’ya bundan bahsetmememi istemişti. Çok merak etmiştim. Ertesi gün öğle saatlerinde evine yakın bir pastanede buluşmuştuk.

Pastaneye ben önce gelmiştim. Beş on dakika sonra da Keriman hanım gelmişti. Keriman hanım her geçen gün gözüme daha güzel görünmeye başlamıştı. Üzerinde, uzun, koyu mavi bir pardesüsü vardı. Onu çıkarıp yanındaki sandalyenin üzerine koyduğunda, uzun kollu, desenli, diz altına gelen elbisesi ile kalmıştı. Başını parlak beyaz büyük bir türbanla bağlamıştı. Elbisesi memelerini ve göbeğini belli ediyordu. Ayağında, daha önce Tuğba’nın giydiğine benzer, sivri yüksek topuklu bir çizme vardı. Zaten uzun boylu ve yapılı bir kadındı, ayağındaki çizmeyle daha da uzamıştı. Yüzünde de çok az bir makyaj vardı.

“Seni daha yakından tanımak istiyorum, kızımın nasıl bir adamla, eğer kısmetse tabii, evleneceğini bilmek isterim!” demişti. Ben bunu memnuniyetle karşılayacağımı söylemiştim. Belli ki geçen akşamki konudan bahsetmeyecektik. Konuşma boyunca da açılmamıştı o konu. Galiba benim iç çamaşırlarını ve porno dergiyi görmediğimi sanıyordu.

“Kızımla ciddi düşünüyor musun? Onu mutlu edebilecek misin?” diye sorduğunda, ben gayriihtiyari, “Her türlü mutlu ederim!” demiştim. Bunu söylerken aklımda başka türlü bir fikir yoktu. Ama Keriman hanımın yanaklarının kızardığını fark ettiğimde, kafama dank etmişti patavatsızlığım. Keriman hanım konuşmaya devam etmişti yine de.

Konu konuyu açmış, bir ara konu onların bozuk videosuna gelmişti. Keriman hanım, “Bizim de bir videomuz vardı, ama bilmiyorum neden bozuldu birdenbire. Rahmetli kocam eskiden devamlı videokaset alır, izlerdik birlikte!” dedi. O zaman, (Acaba bunlar karı koca Tuğba’nın bahsettiği porno kasetleri de izlemiş olabilirler mi?) sorusu geçmişti aklımdan. Kızını çok sevdiği belliydi, “Ona bütün sevgimi verdim, ama bazen benden gizli şeyler yaptığı, yada sakladığı şeyler de olmuyor değil!” dediğinde, “Ne gibi şeyler?” diye sormuştum. Ama bu soruma cevap vermemişti. Kızının porno dergilerini kastediyordu belki de. Bana ard arda sorular sorup durmuştu ve ben de usanmadan hepsini cevaplamıştım.

Pastaneden çıktıktan sonra bir süre yürümüştük. Uzun, koyu mavi pardesüsü beline oturmuştu. Yürürken tombul, koca götü sağa sola löpür löpür sallanıyordu. Kızının açıklığına karşın, Keriman hanımın kapalılığı beni daha çok arzulandırıyordu. Yürüye yürüye evine kadar gelmiştik. Keriman hanım, “İstersen gel, bir kahvemi iç!” dediğinde yüreğim sevinçle dolmuştu. Birlikte içeri geçmiştik. Keriman hanım çizmelerini çıkarmak için önümde resmen domalmıştı. Ben de ayakkabımı çıkarmak için eğilince, girişteki küçük holde Keriman hanımın götüyle burnum nerdeyse birbirine değecekti. Yarağım, o haldeyken bile sertleşmişti. O çizmesini çıkarmaya çalışırken, “Hay aksi, ayy, fermuar sıkışmış, hıhh!” deyip duruyor, çıkarması uzadıkça uzuyordu. Önümde belki bir dakikaya yakın domalmış halde durmuştu. Benim yarağım ise kazık gibi olmuş, pantolonumu zorluyordu. O ara kafam bir anlık dalgınlıkla Keriman hanımın götüne çarpmıştı. Ama fark etmemiş, yada fark etmemiş gibi davranmıştı.

Keriman hanım çizmelerini çıkarabilmişti sonunda. O içeri geçerken ben de peşinden geçmiştim. Yarağım sertleşmişti pantolonumun içinde, üzerimdeki ceketimle gizlemeye çalışsam da olmuyordu. Şişkinliği fark etmişti. Önce önüme sonra bana bakmış ve “Şeyy, ben üzerimi değiştirip geleyim!” diyerek içeriye geçmişti. Kendime hakim olamıyordum, yarağım inmek bilmiyordu. O anda Keriman hanımı sikmek için yanıp tutuşuyordum.

Sessizce peşinden gitmiştim. Odası Tuğba’nın odasının karşısındaydı, kapısı bir parmak kadar aralık kalmıştı. Gözümü o aralığa iyice yanaştırdığımda, harika bir manzara beni bekliyordu. Sırtı kapıya dönüktü. Pardesüsünü yeni çıkarıyordu, düğmelerini tek tek açmıştı. Çıkarınca da yatağın üzerine yavaşça fırlatır gibi atmıştı. Elbisesinin, ensesinden beline inen bir fermuarı vardı. Ellerini arkada birleştirerek fermuarını açmıştı. Bembeyaz, kar gibi sırtı, içine giydiği krem renkli sutyeni görünüyordu. Küvetin içindeki sutyeniydi sanırım.

Elbisesini sıyırıp ayaklarından çıkardığında, koca götünde küçücük kalan pamuklu beyaz renkli külotu da açığa çıkmıştı böylece. Kalçaları bembeyaz ve kaymak gibiydi. Dizlerinin üzerine gelen, siyah, desenli, ince bir çorap giymişti. O sırada yatağın üzerinde duran günlük giydiği siyah uzun bir eteği almış ve ayağından geçirerek giyinmişti. Sonra yan döndüğünde, koca memeleri sutyeninden taşacakmış gibi görünüyordu. Sutyen dar gelmiş olmalıydı ki, memeleri iyice şişmişti. Eteğin üzerine de sarı renkli, uzun kollu bir gömleği giymiş, düğmelerini iliklemişti tek tek.

Kapının önünde durmuş müstakbel kaynanamı röntgenliyordum. Elimi yarağıma attığımda, kazık gibiydi halen. Yarağımı o halde görse ne yapacağımı bilmiyordum. Keriman hanım dolabı açıp, pardesüsünü ve elbisesini askılarına asmıştı. Başındaki beyaz türbanını eliyle düzeltmişti. O bunları yaparken ben de kararımı vermiştim, sonu ne olursa olsun, bu kadını mutlaka sikmeliydim.

Hızla içeri dalmıştım. Keriman hanım beni görünce, “Ayy, ne yapıyorsun sen, çık dışarı!” derken, bir taraftan önümdeki şişkinliğe bakıyordu. “Geçen akşam banyoda kendini tatmin ettiğini biliyorum, küvetin içindekileri gördüm!” dediğimde kıpkırmızı olmuştu. Bir şey diyememişti. Sanki bilmiyormuş gibi yaparak, “Nerden buldun o porno dergiyi, anlat yoksa seni rezil ederim herkese!” demiştim.

Keriman kekelemeye başlamıştı, sürekli, “Şeyy, şeyy…” deyip duruyordu. O ara yanına yanaşıp ellerini tutmuştum ve “Porno dergilere bakmana gerek yok, eğer istersen yarağım senin hizmetindedir!” demiştim gülerek. Ama o uğradığı şoku henüz atlatamamış haldeydi. Elleri titriyordu sürekli. Ona sıkıca sarılmıştım. Beni omuzlarımdan tutarak itmeye çalışıyordu, ama buna gücü yetmiyordu. “Bugün kendini siktirmezsen, herşeyi kızına anlatırım!” demiştim.

“Kurban olayım böyle birşey yapma, yalvarırım, bu zamana kadar namusumla geldim. Bırak beni, ben senin annen sayılırım, unutalım bunları!” diyordu, ama benim unutmaya niyetim yoktu. Sarılmayı bıraktığımda, elimden kurtulmuş ve suratıma okkalı bir tokat atmıştı. Ama bu beni aksine daha çok azdırmıştı, “Böyle şeylere gerek yok, sana teklifimi yaptım, beni memnun etmezsen sen bilirsin. Kızına olan biteni anlatırım!” demiştim. Keriman ise, “Defol evimden, çık dışarı!” derken suratıma peş peşe tokat atıyordu. O zaman ben de ona sağlam bir tokat attığımda, neye uğradığını şaşırmıştı. Ama uzun boylu, yapılı bir kadın olduğundan yine de direniyordu. Ona bir tokat daha atınca yatağın üzerine düşmütü.

O ara çekmeceleri açıp, işime yarayacak bir şey aramıştım. Siyah, kalın bir külotlu çorap bulmuştum. Tam istediğim gibiydi. Bütün direnmelerine rağmen ellerini arkadan külotlu çorabıyla sıkıca bağlamıştım. Sürekli, “Yalvarırım bırak beni!” demesine aldırmadan, yatakta yüzüstü çevirip, yatağın ortasına doğru çekmiştim. Keriman halen kıvranırken, ben, siyah uzun eteğini yukarı sıyırmıştım. Külotu meydana çıkmıştı. “Tamam, tamam, dediğini yapacağım, yalvarırım bırak beni, ne olursun, dediğini yapacağım!” demeye başlamıştı. Kurtulamayacağını anlamıştı sanırım. Ama yine de ona tam güvenemiyordum, bu nedenle ellerini çözmeyecektim. Keyifle, “Demek yola geldin! Merak etme çok zevk alacaksın sen de!” demiştim.

Keriman’ı kollarından tutup yatakta doğrulttuğumda, “Ellerimi çöz, lütfen, söz veriyorum istediğini yapacağım, çöz ellerimi!” demişti. “Kusura bakma, ama bana numara yapıp yapmadığını bilmem gerek!” demiştim ve ardından soyunmaya başlamıştım. Üstümdekileri tek tek çıkartırken, Keriman’ın gözleri üzerimdeydi sürekli. Sonunda külotumu da çıkarıp, karşısında çırılçıplak kalmıştım. Yarağım kazık gibi havaya dikilmişti, Keriman bir yüzüme bir yarağıma bakıyordu.

Yatağın üstünde, elleri arkadan bağlı, eteği kalçalarına kadar sıyrılmış halde oturuyordu. Karşısında yarağımı sıvazlayıp, “Birazdan bunu amına sokacağım, o zaman zevkten kuduracaksın!” dediğimde, Keriman bana ve yarağıma şaşkın şaşkın bakarken, yutkunup durmuştu. Ona, “Kaç yıldır dulsun?” diye sorduğumda, önce cevap vermemiş, sonra da, “15 yıl oldu!” demişti. 15 yıldır yarak yemeyen bir kadını sikecektim birazdan. Göğsü, aldığı nefesle bir inip bir kalkıyordu, aslında benden daha heyecanlı olduğu belliydi. Bakışlarını yarağımda toplamıştı.

Yanına yaklaşıp, “Yarak yalamasını biliyor musun?” diye sorduğumda, bana bakmış fakat cevap vermemişti. Ama daha sonra usulca, “Yaklaş bana!” demişti. Demek ki biliyordu. Karşımda elleri bağlı halde oturuyordu, yanına yanaşmıştım iyice. Yarağımla ağzı aynı hizadaydı. Gözleri sürekli bir bende, bir yarağımdaydı. Başını hafifçe öne uzatıp, yarağımı emmeye başlamıştı. Dudakları ve dili yarağımın kafasına değdiğinde aldığım zevk tarifsizdi.

Elleri bağlı olduğundan yarağımı tutamıyordu, ama ağzını, dudaklarını ustalıkla kullandığından buna gerek kalmıyordu. Başını ileri geri oynatarak, yarağımı ağzının derinliklerine sokmaya başlamış, o arada, “Iğmm, ığmm!” diye sesler çıkarır olmuştu. Bazen yarağımı ağzından çıkarıp, diliyle yarağımın kafasına dil darbeleri atıyor, hemen sonra tekrar boğazına kadar sokup çıkartıyordu. Yatağın üzerinde biraz daha öne kaydığında öyle daha rahattı. Tekrar ağzına almıştı yarağımı, dudaklarının kenarında yarağımın sıvıları birikmişti. “Iğmm, oğmm, ığmm!” diyerek biberon emer gibi emiyordu yarağımı. Ellerinin bağlı olması aldığım zevki azaltmamıştı.

Arada yarağımı yalamayı bırakıp, taşaklarımı yalıyordu. Tarifsiz bir zevk alıyordum. Yarağım ve taşaklarım, Keriman’ın yalamaları sayesinde sırılsıklam olmuştu. 15 yıldır sikişmeyen bir kadın vardı karşımda. İçinde büyük bir cinsel açlık olduğu belliydi. İki elimle parlak türbanı üzerinden başını tutup, ensesinden bastırıyordum. Yarağımı o zamana kadar sadece hayat kadınları yalamıştı. Ama o anda ilk defa bir kadın bunu kendi isteğiyle yapıyordu. Birazdan da hayatımda ilk defa bir kadını para vermeden sikecektim amından. Parasız siktiğim ilk göt kızınındı, siktiğim ilk am ise Keriman’ın amı olacaktı. Keriman artık yaptığı işten zevk alıyordu, yarağım ağzındayken inliyor, yarağımın kafasını dondurma gibi yalıyordu. Belli ki Tuğba’nın bana gösterdiği filmlerden epey izlemişti zamanında.

Geçen zaman içinde yarağım patlayacak gibi olmuştu. Keriman yarağımı deli gibi somurmaya devam ediyordu. Öyle giderse ağzının içine patlayacaktım. O nedenle, “Tamam, hadi, tamam, yeter!” demiştim. Ama sözlerim havada kalmıştı, Keriman aynı iştahla emiyordu yarağımı. O zaman omuzlarından sarsmak zorunda kaldım. Yarağımı ağzından çıkardığinda, ağzının kenarlarından yarağımın sıvıları, kendi tükürüğü akıyordu salya gibi. Ona, “Böyle yalamayı nerden öğrendin?” dediğimde, “Kocamla film izlerdik videoda, o filmlerden öğrendim!” demişti.

Kollarından tutarak ayağa kaldırıp, ağzındaki sıvıları kağıt mendille silmiştim. “Ellerimi çöz, ne olur, korkma bir şey yapmam, kendim istiyorum seninle olmayı!” deyip durmuştu, ama ben yine de ihtiyatlı davranmalıydım. Onu kolundan tutarak salona götürüp, salonun perdelerini çekmiştim. Yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı. Tuğba gelene kadar en az üç saatlik zamanımız vardı daha.

Keriman’ı kolundan tutarak yemek masasının üzerine eğdiğimde, yanağını masaya yapıştırmıştı. Masaya iyice abanmasını sağlamıştım. Arkasında yerimi aldığımda, Keriman, “Ellerimi çöz, yalvarırım!” dese de, “Biraz sabret!” demiştim. Arkasında dizlerimin üzerine çöküp, başımı eteğinin altından sokmuştum. Başım, siyah uzun eteğin içindekeyken, karanlık bir odadaymışım gibi hissetmiştim kendimi. Ama gözlerim sonradan alışmıştı bu karanlığa. Eteğin içini, kalçalarının ve külotunun beyazlığı aydınlatıyordu.

Keriman’ın ince siyah çoraplarının bitiminden itibaren kalçalarını küçük küçük öpmeye başlamıştım. Dudaklarımın ucuyla kar gibi beyaz kalçalarına öpücükler konduruyordum, bazen de yalıyordum. Keriman’ın yukardan hafif inleme seslerini fısıltı gibi duyuyordum. Bacaklarını sağa sola oynatıp duruyordu. Bense aynı şekilde öpmeye devam ediyordum. Yavaş yavaş yukarılara çıkmaya başlamıştı dudaklarım. Etli ve dolgun kalçaları terlemişti. Kendini kasıyordu biraz, kalçalarındaki gerginlikten anlıyordum bunu. Kolay değildi tabii, 15 yıldır eline erkek eli değmemişti. Ogün ise başına böyle bir şeyin geleceğini bilmiyordu elbette.

Çoraplarını usulca biraz aşağı sıyırdığımda, çorabın lastikleri dolgun kalçasında derin bir iz yapmıştı. Usul usul yaladım o bölgeyi, diz kapağının arkasındaki kısmı emdim, öptüm. Sadece dudaklarımla, dilimle dokunuyordum Keriman’ın vücuduna, ellerimi serbest bırakmıştım. Yukarda Keriman’ın masanın üzerinde sağa sola hareket ettiğini duyuyordum. Aldığı zevkle yerinde duramıyordu anlaşılan. Tekrar yukarı çıkıp, külotunun kenarlarından kalçalarını öpmeye başlamıştım, dilimin ucuyla dondurma gibi yalıyordum kalçalarını. Keriman’ın, “Iğmm, ayy!” diyerek inlediğini duyuyordum.

Bir süre o şekilde devam ettikten sonra ellerimi de işin içine katmıştım. Külotunu kenarlarından tutarak yavaşça sıyırdığımda, amının oldukça sulandığını gördüm, külotuna bile geçmişti amının sıvıları. Göt yanaklarını yavaşça tutup ayırdığımda, hafif kıllı amı ile, siyah sık kıllarla kaplı göt deliği açığa çıkmıştı. Dilimi kasıklarında gezdirmeye başladım. Amının sıvıları kasıklarına da ulaşmıştı. Daha önce sadece hayat kadınlarıyla beraber olduğumdan, am yalama konusunda tecrübesizdim. Bu benim için de, bazı açılardan ilk deneyim olacaktı.

Kasıklarını bırakıp amına yumularak, göt yanaklarını ayırmıştım iyice, ağzım amına iyice yapışmıştı. Burnumun ucunda hafiften osuruk kokan göt deliği vardı, ama ben am yalamanın hazzıyla bunu umursamıyordum bile. Pamuk gibi yumuşacık göt yanaklarını, am dudaklarını, amının içini dilimle keşfedip, emdim, yaladım dakikalarca. İlk am yalama deneyimim olduğundan, yaşadığım heyecan erkenden boşalmamı geciktiriyordu. Ama ben bundan çok memnundum.

Keriman yerinde iyice sallanmaya, bacaklarını oynatmaya başlamıştı yeniden. Devamlı, “Iğhh, ığmm!” şeklinde inleme seslerini duyuyordum. Bir ara, “Ahh, ığhh!” diye keskin bir ses çıkarıp, sonra da, “Ne olur ellerimi çöz, yalvarırım!” diyerek götünü sağa sola oynatmaya başlamıştı. Sonunda ellerini çözmeye karar verdmiştim. Amını yalamayı bırakarak, başımı eteğinin içinden çıkarıp doğrulduğumda, Keriman masaya yapışmış gibiydi. Onu belinden tutup kendime çektiğimde, yüzü kızarmış ve ter içindeydi. Ellerini bağladığım külotlu çorabını iyice sıkmıştım, açmak için biraz uğraşsam da, sonunda çözmüştüm ellerini.

Bilekleri kızarmıştı, bir süre ellerini, bileklerini ovalamıştı. Ama sonra beni elimden tutarak kendi odasına götürmüştü. Karşımda soyunmaya başlamış, az sonra üzerinde sadece dizlerine kadar sıyırdığım, ince siyah çorabıyla kalmıştı. Vücudu güneş görmemiş, kar gibi beyazdı. Dolgun ve iri memeleri yaşından dolayı biraz sarkmış olsa da, insanın ağzının suyunu akıtacak cinstendi. Amının üzerinde alınmamış bir miktar kıl vardı ve o küçük kıl demetinin altında kahverengi, büyük bir ben vardı. Kalçaları, bacakları, kolları bembeyaz ve kaymak gibiydi. Kızı esmer tenli, siyah ve kıvırcık saçlıyken, Keriman beyaz tenli, sarı saçlıydı. Uzun sarı saçları sırtına geliyordu.

Yatağın üzerine sırt üstü uzanarak, “Lütfen devam et, hadi gel!” deyip, dirseklerini yatağa dayamış, bacaklarını dizlerinden kırarak iki yana açmıştı. Yatağın üzerine çıkarak, bacaklarının arasına girip, dizlerimi kırarak amına yeniden yumulduğumda, “Oğhh!” diye derin bir inleme sesi çıkarmıştı Keriman. Hemen ardından da saçlarımı, başımı okşamaya başlamıştı. Sonrasında kesintisiz şekilde inlemeye devam etmişti. Amı epey sulanmıştı artık. Ağzımın kenarları amının sıvıları ile kaplanmıştı. Ama Keriman’a zevk verdiğimi düşündükçe, buna aldırış etmeden yalamaya devam etmiştim amını.

Bir süre sonunda bu kez yanına uzanmış, memelerini emmeye, öpmeye başlamıştım. Kararmış, zeytin tanesi gibi büyük meme uçlarını dişledim, emdim biberon gibi. Keriman saçlarımı çekiyor, “Ağhh, uğhh, ayy, oğhh, çok güzel, ağhh, çok güzel, devam et, oğhh, devam et!” deyip duruyordu sürekli. Keriman’ın memelerini hamur gibi yoğuruyordum. O ara sağ elimi kalçalarında gezdirmeye başlamıştım. Kasıklarına ve sonunda da amına ulaştı elim. Amının etli ve büyük dudaklarını okşamaya, iki parmağımla sıkmaya başladım. Keriman artık hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Saçlarımı deli gibi çekiyor, hatta bazen canımı acıtıyordu. Orta parmağımı amına sokup, içinde gidip gelmeye başladığımda, amının içi fırın gibiydi, müstakbel kaynanam ateş gibi yanıyordu.

Amının içindeki parmağım, elim vıcık vıcık olmuştu kısa zamanda. O ara Keriman, “Ağhh, çok güzel, ağğh, devam et!” diye diye boşaldığında, ben meme uçlarını dişliyor, amını sağ elimle ovalıyordum durmadan. Boşalması epey uzun sürmüştü Keriman’ın. Bazen fısıltı gibi, bazense kendini tutarak, ama yüksek perdeden derin iniltiler çıkarmıştı. Su içinde kalmış parmağımı amından çıkardığımda, Keriman’ın göğsü şiddetle bir inip bir kalkıyor, derinden nefes alıp veriyordu, terlemişti.

Bütün bunlar olurken, nedendir bilmem yarağım inişe geçmişti. Keriman o haldeyken, ben tuvalete geçip, çişimi yapmıştım. Kendimi aynada gördüm, kıpkırmızıydı suratım. Soğuk suyla iyice yıkadım yüzümü. İçeri geçtiğimde, Keriman yatakta sırt üstü yatıyordu, gözleri kapalıydı. Geldiğimi anlayınca bana doğru dönerek, “15 yıldır elime erkek eli değmemişti. Kızımın kocası olacak adamı yatağıma aldım ama!” demişti. “Pişman mısın?” diye sorduğumda da, “Bilmiyorum!” demişti. Gözlerinin kenarlarından yaşlar süzülüyordu.

İnik yarağımı gördüğünde, “Sen zevk almadın mı?” diye sormuştu. “Aldım, ama bu niye küçüldü anlamadım?” demiştim gülerek. Keriman yataktan kalkıp, yatağın kenarına oturduğunda, ben de yanına oturmuştum. Bir süre sessizce kalmıştık öylece. Sonra, “Ben güzel miyim?” diye sormuştu. “Evet, hem de çok. Kızından bile daha güzelsin. Tuğba’da hep söylüyor, annem benden daha güzel diye!” dediğimde, sözlerim hoşuna gitmişti sanırım. Elini yarağıma atarak okşamaya başlamıştı. “Kocamdan sonra ilk defa bir erkeğin yarağını tutuyorum!” deyip, yarağımı sıvazlamaya devam etmişti.

Sonra yataktan kalkarak, önümde dizlerinin üzerine çöküp, bu şekilde yarağımı ağzına alıp yalamaya başlamıştı. Ellerini dizlerimin üzerine koymuştu. Yarağımı iştahla somuruyordu. Kısa bir süre sonunda yarağım kazık gibi olmuştu yine. Artık amına girmek için sabırsızlanıyordum. Başından tutarak, artık devam etmemesini istemiştim. Bana bakıp, “Beni sikmeni istiyorum, 15 yıl sonra bu ilk olacak!” dediğinde, onu ellerinden tutup kaldırmıştım yerden. Bir taraftan da hangi pozisyonda siksem diye düşünüyordum.

O sırada kapının ziline birkaç sefer basılmıştı, ardından tiz bir kadın sesi, “Kız Kerimaaan, neredesiiin?” demişti. Keriman, “Allah kahretsin, mahvolduk!” dediğinde, “Kim bu?” demiştim. “Nurten, üst komşum, şimdi yandık!” demişti. Kapıdan zil sesiyle birlikte, kadının, “Keriman, evdesin biliyorum, aç şu kapıyı” sesleri geliyordu halen. Keriman o telaşla yere attığı eteğini giymişti aceleyle, çekmecelerin birinden de, ince, boğazlı bir kazak çıkarıp giymiş, ama içinde sutyen olmadığından meme uçları belli oluyordu. Başka bir çekmeceyi açıp çiçekli büyük bir başörtüsü almış, bununla başını bağlamıştı. Kazağının içinde belli olan meme uçlarını da türbanıyla gizlemişti. Bütün bunları yapması bir dakika sürmemişti. Koşar adımlarla kapıya gitmişti.

Kapıda Nurten’le bir süre konuştuktan sonra, Keriman’ın mutfağa geçtiğini duymuştum. Nurten, “Kız misafirin mi var yoksa?” dediğinde, Keriman da mutfaktan, “Yok abla, ne misafiri?” demişti. Nurten, “Sağ ol!” diyerek ayrıldığında kapının kapanma sesi de gelmişti. Doğrusu ucuz atlatmıştık. Keriman yatak odasına döndüğünde yüzündeki korku ifadesi hemen belli oluyordu. “Akşama Nurten’in misafirleri gelecekmiş, benim büyük tencereyi istedi, verdim!” demişti. O kısa ara nedeniyle öncesinde ne yaptığımızı unutmuş gibiydi Keriman, bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Ama onun bu kapalı hali beni az önceki çıplak halinden daha çok etkilemişti. İçinde sutyen ve külotu yoktu. Onu kolundan tutup salona götürdüğimde, “Ay ne yapıyorsun?” sözleri arasında, masaya tekrar domalmasını söylemiştim.

Keriman masanın kenarına ellerini dayayarak öne doğru eğildiğinde, arkasına geçerek, eteğini beline sıyırıp lastiğinin içine sokmuştum. Bembeyaz götü, amı yine meydandaydı. Yarağımı bir süre sıvazlayıp, sonra iki elimle göt yanaklarını iki yana iyice açtığımda, amı çoktan sikilmeye hazırdı. Yarağımı tutup amına sürttüğümde Keriman’dan derin derin inleme sesleri gelmeye başlamıştı. Derken yavaşça içine girmeye başlamıştım. Amı derin bir kuyu gibiydi, yarağım nerdeyse taşaklarıma kadar amına girmişti. Keriman o halde derinden, “Oğhh, ığmm!” diyerek inliyordu.

Ben önce yavaş, sonra hızlı hareketlerle amına girip çıkmaya başlamıştım. Keriman uzun boylu, yapılı bir kadındı. Onu hayvan gibi sikmek, bağırtmak istiyordum. O nedenle daha hızlı ve sert sikmeye başlamıştım. Keriman’dan da daha çok ses çıkmaya başlamıştı. Kendini yarağıma yaslıyordu aynı zamanda. Kalçalarından sıkıca tutmuştum. Sağımızda kalan konsolun üzerindeki aynadan kendimizi görebiliyordum. Keriman kendini yarağıma bastırırken devamlı başını sağa sola oynatıyordu. Yüzünde aldığı zevk belli oluyordu. Ama az önceki korkusunu da atamadığı belliydi.

Amına daha sert sokup çıkardıkça seslerimiz de çoğalmıştı, ben de aldığım zevkle inler olmuştum çünkü. Hayatımda ilk defa bedavadan am sikiyordum. Amına bazen sert, bazen yumuşak şekilde girip çıkmıştım sürekli. O ara elimin başparmağını göt deliğine bastırmaya başlamıştım. Kısa, kalın kıllarla kaplıydı göt deliği. Keriman, “Ağhh, ağhh, oğhh, devam et, uğhh!” diyerek başını sağa sola deli gibi sallıyordu. O sırada çenesinin altından bağladığı türbanı çözülmüş, yüzünün iki yanını kapatmıştı.

Daha çok ve sert sikmeye başlamıştım, ama doğrusu bu kadar uzun zaman dayanabileceğimi tahmin etmemiştim. Boşalmama daha çok vardı çünkü. Salonun içini şiddetli ‘Şlop, şlop, şlop!’ sesleri doldurmuştu. Keriman o ara, “Ayy, yoruldum, Osman, yoruldum ben!” dediğinde amından çıkmak zorunda kalmıştım. Keriman nefes nefeseydi. Ellerini masadan çekmiş ve bana doğru dönmüştü. Yüzü kıpkırmızıydı ve ter içinde kalmıştı. Başındaki türbanıyla terini silerek, “Bende kalp var, bu kadar heyecana gelemiyorum, biraz dinleneyim!” demişti. Sandalyeyi çekerek oturduğunda, ben de dal taşak bir halde mutfağa geçerek, bir bardak suyla dönmüştüm içeriye.

Keriman suyu içmiş, sonra bir süre sessizce oturmuştu. Bana bakıp gülerek, “Artık yaşlanıyoruz, kaç zaman sonra böyle heyecan yordu beni!” demişti. Beş altı dakika kadar oturduğu yerde dinlenmişti. Sonra da, “İçeri geçelim, ayakta yapınca yoruluyorum!” demişti. “Tamam!” diyerek yatak odasına dönmüştük. Keriman üzerindekileri çıkarmış, yatağın üzerine çıkıp sırt üstü uzanmış ve bacaklarını ayırmıştı. Yarağımı sıvazlayarak kalkmasını sağlamıştım yeniden. Misyoner pozisyonunda bacaklarının arasına geçip, amına girmiştim tekrar.

Ayakuçlarımdan destek alarak amına sertçe pompalamaya başlamıştım. Keriman güçlü kollarını sırtıma atmış, altımda, “Oğhh, sik, oğhh, çok güzel, devam et!” deyip durmuştu. Koca memeleri löpür löpür sallanırken, uçlarını emmeye ve dişlemeye başladığımda, Keriman daha çok zevk alıyordu. “Uğhh, ağhh, çok güzel böyle, ağhh, devam et!” dedikçe, azgınlığımıda artıyordu. Üzerinde hafifçe doğrulup, şınav çekme pozisyonu almıştım. Keriman bacaklarını daha da ayırmış, bu şekilde amına daha büyük bir güçle girip çıkmaya başlamıştım.

Yarağım, Keriman’ın amına taşaklarıma kadar giriyordu. Altımızdaki yatak büyük bir gürültüyle yaylanıyordu. Ev giriş katında olduğundan alt katı diye bir şey yoktu. Yoksa her şey duyulurdu. Keriman yeniden kızarmış ve terlemeye başlamıştı. “Osman yavaş, kalbim çarpıyor, kurban olayım yavaş, ağhh, ayy!” derken, ben freni boşalmış kamyon gibiydim. O anda istesem de kendimi durduramıyordum. Ama Keriman’ın haykırmaları da çoğalmıştı. Ben de korkmuştum açıkçası, kadın bir kalp krizi geçirebilirdi belki.

O korkuyla amından çıktığımda, Keriman yataktan kalkmış, makyaj aynasının önünde ilaçlar vardı, onlardan birini ağzına atmış, içeri geçmişti. Döndüğünde ben yatakta sırt üstü yatmış, ellerimi başımın altına koymuştum. Sikişimizin sürekli böyle kesintiye uğraması moralimi bozmuştu. Keriman, “Şimdi tamam, ilacımı aldım!” demişti gülerek. O sırada onu elinden tutup yatağa çekmiştim.

Sol bacağını altıma alıp, sağ bacağını da omzuma atmıştım. Pergel gibi açılan bacaklarından dolayı Keriman biraz acı çekiyordu. Etli ve iyice sulanmış amı ortadaydı yine. Yarağımı tutup amına sürtmüştüm biraz. Keriman yine kıvama gelmiş, derinden inlemeye başlamıştı. Amına bir hamlede yüklenince, “Uğhh!” diye bir ses çıkartmıtı. Omzumdaki bacağını tutarak amına sert sert girip çıkmaya başlamıştım.

Keriman devamlı, “Ağhh, ığhh, çok güzel, ayy!” diye diye söyleniyordu. Yarak darbelerimle memeleri deli gibi sallanırken Keriman da sağ dirseğini yatağa yaslamış, ondan destek alıyordu. Sol eliyle yatağın kenarından sıkıca tutunmuştu. Altımızdaki çarşafla beraber Keriman da yatak başına doğru kaymaya başlamıştı. Amına bütün gücümle pompalarken, odanın içi kasıklarımızdan gelen şiddetli seslerle dolmuştu. O ara Keriman iki elini başının arkasından yatak başına atmıştı, yoksa başı yatak başına çarpacak durumdaydı.

Ben de o ara yatak başına atmıştım ellerimi. Keriman altımda iki büklüm haldeydi. Yatak başından tutarak destek almıştım ve amına daha sert şekilde yüklenmiştim. Taşaklarım bile amına girecek sanmıştım bir an. 15 yıldır sikişmediği halde, amı halen genişti, içine girerken yada içindeyken herhangi bir zorluk çekmiyordum. Ahşap yatak başı, yerinde zangır zangır sallanıyordu. Keriman ise, “Ağhh, yavaş, ne olur yavaş, ağhh, ayy!” diyordu devamlı. O ara başının altındaki yastığı aldığında, kafası birkaç kez yatak başına vurmuş, şiddetli ‘Donk, donk!’ sesleri gelmişti. Keriman yastığı var gücüyle ağzına sokarak ısırmaya başlamıştı.

Bense artık boşalmanın eşiğindeydim. Sikişme sırasında zorunlu ara vermeler girmeseydi, çoktan boşalmış olacaktım. Son bir güçle amına girip çıktıktan sonra Keriman’ın amına deli gibi boşalmıştım. Boşalırken bile şiddetli şekilde girip çıkmıştım amına. Hayatımda ilk defa para vermeden bir am sikmenin mutluluğunu yaşıyordum. Üstelik karşımdaki kadın da bu sikişten büyük zevk almıştı.

Amından çıktığımda, döllerim amından kasıklarına akmıştı. Keriman kesik kesik nefes alarak inlemişti. Omzumdaki bacağını yatağa uzatmıştım ve yanına uzanmıştım. Başımı göğsüne koymuştum ve kalbi hızlı hızlı çarparken, bir süre memelerini emmiştim. Keriman da başımı okşamıştı o arada. “15 sene sonra böyle bir zevk yaşadım. Sana teşekkür ederim. Kızımı dediğin gibi her türlü mutlu edeceğini gördüm!” demişti gülerek. Ben de gözlerinin içine bakarak, “Eğer istersen seni de mutlu etmeye devam ederim!” dediğimde, bana sıkıca sarılmıştı.

Saatin altıya geldiğini farketmiştik, Tuğba bir saate kadar evde olabilirdi. Yataktan kalkıp, üstümü giyinmeye başlamıştım. Keriman da doğrulmuş, az önce çıkardığı üstünü tekrar giyinmişti. O şaşkınlıkla yine sutyen giymeyi unutunca, ben hatırlatmıştım. Keriman da, “O kadar zevk aldım ki, ne yaptığımı bilmiyorum!” demişti gülümserken. Çıkarken yanağına bir öpücük kondurmuştum…

Geçmişte Keriman’la yaşadığım bu anım gözümün önünde canlandığında, karımın horlamaları da çoğalmıştı. Saat gecenin bir vakti olmuştu. Yarağım battaniyenin altında kazık gibi olmuştu, çadırı dikmiştim gece gece. Karıma sarıldım ve kendi kendime gülerek uykuya daldım…

[Osman]

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! Tüm Bölümleri