Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! (69)

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 69. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)

Güzel bir sikiş yaşamış, ama bunun neticesinde yorulmuştuk. Biraz dinlenmemiz gerekliydi. Meryem ve karım ter içinde kalmıştı, halen giyiniktiler. Meryem imalı imalı kocasının yüzüne bakıp duruyordu, sanki bir şeyler anlatır gibiydi. Ama ben önemsemedim. Onların şu Hoca meselesini merak etmiştim. Gerisini de öğrenmek istiyordum. Rahmi’ye, “Ya senin şu hocayı bir anlatsana, çok merak ettim!” dedim. Sikişin ardından biraz dinlenmemiz ve daha çok havaya girmemiz gerekliydi.

Rahmi en başından anlatmaya başladı: “Ya dediğim gibi, doktor bana dedi senin döllerin artık karını gebe bırakacak kalitede değil diye. Ben de birkaç doktor daha dolaştım. Onlar da aynısını söylediler. O zaman bizim hanım dedi bir de hocalara danışsak diye. Benim de kafama yattı. O zaman bizim İstanbul’da birkaç Hocaya gittim. hepsi okudu, üfledi ama fayda etmedi. Sonra bu Bursa’daki Hocayı duydum. Hanımla kalkıp gittik. Ben anlattım derdimi. Beni dinledi, dinledi. Sonra da, çare tükenmez dedi. Çözümün de karımın başka bir erkekle birlikte olmasında olduğunu söyledi. Ha, dedi ki bir de, senin gibi çok adam geliyor bana. Ben onlara da aynısını söylüyorum, utanmanıza, çekinmenize gerek yok. Buraya sadece gebe kalmak isteyen karı kocalar değil, hastalığına, derdine çare bulmak isteyen bir sürü insan gelir. Sizi benim karşıma kader çıkardı. Bundan kaçamazsınız dedi. Biz de ne yapalım, kabul ettik. Sonra 10 gün kadar sonra hoca aradı beni, yarın akşam karınla birlikte bana gelin dedi…

İkimiz de çok heyecanlıydık. Çocuklara bir şey demeden çıktık, gittik Bursa’ya. Kadınlar başka bir odada oturdu, biz erkekler de başka bir odada, zaten dört kişiydik. Hoca hepimizi tanıyor, ama biz birbirimizi tanımıyoruz. Birbirimize ismimizi söylememiz yasak. Neyse, Hocayı dinledik geç saate kadar. Sonra Hoca bizleri üst kata gönderdi. Ben bir odaya girdim. İçerde bir tane çekyat var, yerde de halı. Eşya niyetine başka bir şey yok. Bekliyorum öylece, acayip heyecanlıyım…

Birkaç dakika sonra kapı açıldı. Baktım, bizim Hoca, yanında tanımadığım bir kadınla birlikte girdi içeri. 30-35 yaşlarında falan var kadın. Aynı bizim hanım gibi kapalı o da. Hiç konuşmuyor. Ben de heyecandan konuşamıyorum. Hoca bana, senin bu geceki helalin budur. sen bununla beraber olacaksın. Bu gece sana karılık yapacak dedikten sonra, kadınla beni ayaklarının önünde diz çöktürdü. Bir şeyler söyledi kendi kendine. Sonra, sizi karı koca yaptım. Artık önünüzde bir engel yok, siz bu gece birbirinize helalsiniz diyerek çıktı. Kapıyı da üstümüze kilitledi…

Kadınla baş başa kaldım. İkimiz de heyecandan konuşamıyoruz. Birbirimize ismimizi, kim olduğumuzu da söylememiz yasak. Baktım bu ağlıyor sessizce. Sonra, niye ağlıyorsun diye sordum buna ben. Dedi ki, bunlar sevinç gözyaşları. Artık benim de bir bebeğim olacak. Hocamızın sayesinde ben de anne olacağım dedi. Kadın kendini o kadar inandırmış yani bebeği olacağına…

Bu dedi, ben 12 senedir evliyim, ama gebe kalamadım. Onun için kocam benden soğudu. Buraya geldik, en sonunda bunun da şifasını buldum. Bu işte de bir hayır vardır herhalde dedim kendi kendime. O zaman ben, iyi hadi soyun dedim buna. Bu dedi ki, soyunmamız yasak, böyle yapacaksın. Ben tabii çok şaşırdım. Çünkü bunu bize hoca hiç söylememişti. Meğerse Hocanın karısı demiş kadınlara soyunmayacaksınız, erkekler hacetini sizin bedeninizi görmeden giderecek diye…

Neyse, bu karşıma geçti, çekyattan tutunup domaldı. Ben tabii manzarayı görünce iyice heyecanlandım. Neyse arkadaş, ben çıkardım yarağı, karının arkasına geçtim. Topladım üstündekileri beline, karı kendi indirdi donunu aşağı. Ama kadının amını göremiyorum. Baya bir uğraştım bulmak için, ha ha ha ha… Neyse en sonunda buldum karının amını. Deli gibi siktim. Ama beni kesmedi bu. Ben buna baskı yaptım, soyun diye, ama karı inat etti soyunmadı…

İşimiz bitti, bu topladı üstünü başını. Kapıya vurdu. Dışardan kapı açıldı, bu çıktı gitti. Kapıyı gene kilitlediler. Ben de bekliyorum halen. Benim karı nerde, kimle sikişiyor bilmiyorum. Yarım saat falan geçti, kapı açıldı gene. Bu kez içeri benim hanım girdi, kapıyı gene kilitlediler. Birkaç dakika sonra kapı açıldı. Hoca geldi, dedi ki, bu geceki işimiz bitti, ama son bir tane kaldı, senin karının tarlasını suladılar, tohum ektiler, şimdi de sen o tarlaya kendi tohumlarını ekeceksin ki, karının tarlası mahsul versin dedi, çıktı gitti. Kapıyı kilitlediler üstümüze. Biz bu sefer karı koca beraber sikiştik. Sabaha karşı bizi gönderdiler evden. Diğerlerini hiç görmedik. Sırayla çıkardılar çünkü…

İşte ondan sonra aynı bunun gibi üç kere daha gittik. En sonuncusunda karımı siken adam, kim olduğunu söylemiş karıma. Onlarla da o şekilde tanıştık. İstanbul’da bazen birbirimize gidip geliyoruz. Tabii her şey çok gizli!” dedi Rahmi.

Bunları dinledikten sonra, karım, “Ama biz nikah yapmadık?” dedi. Ciddi görünüyordu bunu söylerken. Meryem atılıp, “Canım şimdi, nikaha gerek var mı? Alan razı, veren razı!” dedi gülerek. Onun bu dediklerine hepimiz güldük.

Odada benden başka kimse sigara içmediği için, ben bir sigara yaktım. Kimse konuşmuyordu. Ben sigaramı bitirirken, Rahmi, “Eh, geç oldu artık, işimiz de bitti. Çocuklar yatmıştır belki de…” dedi. Ben şaşırdım, “Devam etmiyor muyuz?” diye sordum. Rahmi önce karısının yüzüne baktı, sonra da, “Azizim yalan yok, ben devam etmek istiyorum, ama bizim hanım istemiyor…” deyip güldükten sonra da, “Neyse, siz gittikten sonra ben de karımla sikişeceğim. Sen de yenge hanımı sikersin artık, ha ha ha ha…” dedi.

Bu cevaba bozulmuştum. Meryem atlayıp, “Tamam işte, hepsi bu kadar!” dedi. Karımın kocasıyla sikişmesini istemiyordu anlaşılan. Grup sekste kıskançlık yapması tuhafıma gitmişti. Kocasının karımı sikerken bu kadar zevk alacağını tahmin etmemişti Meryem. Ama şimdi işi yarıda bıraktırmanın hesaplarını yapıyordu. Bense gemileri yakmıştım, ne olacaksa olsun diyordum. Rahmi karımı götünden sikebilirdi, aynı şekilde ben de onun karısını götünden sikeceğim müddetçe sorun olmayacaktı.

Dışarıda karısına baskın çıkan Rahmi, şimdi karısının sözlerini dinleyen uysal biri haline gelmişti. Sikişimizin devamına dünden razıydı, ama karısı buna engel çıkartıyordu. Karımın kendisinden daha güzel olmasına ve kocasına daha çok zevk vermesine katlanamıyordu Meryem.

Ama yine de içimdekileri söyledim, belki yine karısına baskın çıkabilir umuduyla. Rahmi’ye, “Ben sandviç yaparız sanmıştım!” dediğimde, Rahmi’nin gözleri parladı bir anda. Meryem ve karım anlamamıştı ne dediğimi. Meryem, “O ne?” diye sorarken, ben, “İki erkek aynı anda bir kadını sikiyor!” dedim. Bunu duyan karım ve Meryem aynı anda, “Tövbe tövbe!” diyerek başlarını iki yana çevirdiler. Meryem’i amından sikmiştim, ama şimdi götünden sikmek istiyordum. Kocasının sessiz kaldığını gören Meryem, “Rahmi birşey desene, gönder şunları, ver paralarını!” demeye başladı.

Rahmi, “Osman tamam, hadi uzatma, paralarınızı alın, gidin!” dedi. Karısı baskın çıkmıştı. Umudum kalmamıştı artık. O bunları söylerken Meryem kalktı ve bavullarından birini açtı. İçinden küçük bir kutu çıkardı. Kutuyu bize doğru gösterince karımın gözleri fal taşı gibi açıldı bir anda. İçinde pek çok değerli ziynet eşyası vardı. Bilezikler, kolye, yüzükler, tam ve yarım altınlar. Bir miktar da lastikle sarılıp top haline getirilmiş Dolar ve Euro vardı. Meryem kutuyu yatağın üzerine koydu. Meryem karıma ve bana bakıp, “Size para teklif ettik, şimdi de saçma sapan şeyler söylüyorsun sen, hadi alın paranızı siktir olun gidin!” dedi.

Bizi köpek gibi kovuyordu. Bu durum fena halde sinirlendirdi beni, “Ne diyorsun lan sen?” dedim sinirle Meryem’e. bunu duyan Rahmi ayağa kalkıp, “Karımla böyle konuşamazsın lan, olmaz öyle şey! Hadi alın paranızı da siktirin gidin buradan!” dedi. Rahmi pısırığın biri çıkmıştı. Rahmi’ye, “Ulan sen karını bana siktiriyorsun, yok Hoca demiş de, bilmem neymiş de…” dediğimde, Rahmi, “Ulan sen de para için siktirdin karını pezevenk!” diye çıkıştı bana. Güzel başlayan gece belli ki kötü bitecekti. Bu sözleri duyana kadar, buraya kadarmış deyip odama dönme fikri içime işlemişti, ama önce Meryem’im sonra da kocasının sözleri neticesinde kalmaya karar verdim.

Tüm bunlar olurken, karım bana, “Osman, kurban olurum, gidelim, bak hadi, gidelim, al paraları, gidelim…” diyordu. Ama ben uğradığım muameleden ve Rahmi’nin son söylediğinden dolayı çok öfkeliydim. Hiddetle Rahmi’nin üzerine yürüdüm ve suratına okkalı bir tokat attım. Rahmi’nin sakallı suratında patlayan tokat içeriyi çınlattı.

O anda Meryem, “Hii, Rahmiii…” diye kocasının üzerine atılırken, Rahmi tokadın etkisiyle yere kapaklandı. Ama düşmesine ben engel oldum ve kolundan tutup ayağa kaldırdım. Bu kez de elimin tersiyle öbür yanağına bir tokat patlattım. Rahmi neye uğradığını şaşırmış, Meryem kocasını benim elimden almaya çalışıyor, karım ise çığlık atmıyor ama sürekli, “Kurban olurum Osman, gidelim, hadi, bırak adamı…” diyordu. O sırada elim istemeden karımın suratına geldi. Burnu kanamaya başlamıştı, ama karım kolumdan tutmuş beni çekmeye çalışıyordu.

Bense Rahmi’ye odaklanmıştım artık, boğazına yapıştım, kurtulmak için birşey yapamıyordu. Ellerime sıkıca tutunmuştu sadece. Yüzü gittikçe kızarıyordu. O anda karımın tokadı suratımda patlayınca bıraktım Rahmi’yi. Rahmi dizlerinin üzerine çöktü, boğazını tuttu, şiddetli şekilde öksürmeye başladı. Meryem kocasının üzerine atıldı, ağlıyor, bana küfürler ediyordu. Ona da çok bozulmuştum ve onu götünden bağırta bağırta sikmeden odama dönmeyecektim.

Onlar karı koca olayın şokunu atlatmaya çalışırken, ben Aydan’ı aradım, oda numarasını söyledim ve “Özel çantanla beraber çabuk gel!” dedim. Aydan sanki bu haberi bekliyormuş gibi, “Hemen aşkım, hemen!” dedi. Meryem ve Rahmi halen yerdeydi ve birbirlerine sarılı halde korkuyla bana bakıyordu. Rahmi kendine gelir gibiydi, ama ara ara öksürmeye devam ediyordu. Bana, “Al, bak o kutuda, dünya kadar altın, Dolar, Euro var. Al onların hepsini, çekin gidin. İstersen sana çek de yazarım, bırak bizi, gidin buradan!” derken, ben, “O kutuyu zaten aldım bile, ama karını götünden sikmeden şuradan şuraya gitmem!” dedim.

O anda Meryem ikinci şoku yaşamıştı götünden sikme lafımdan sonra, “Tövbe tövbe, sen ne diyorsun, defolun gidin, defolun!” demeye başladı. Rahmi de bana küfürler etmeye başlamıştı. Karım ise durmadan beni çekiştiriyor, bir taraftan da kanayan burnunu tutuyordu. Rahat durumda olan bendim. Rahmi’ye, “Eğer bu olmazsa sizi herkese anlatırım!” dedim. İkisi de kıpkırmızı oldu bir anda. Daha başkalarıyla karı koca sikişmişler, ama bundan utanmamışlardı. Ama şimdi ben karısını götünden sikmek istediğimde, Rahmi de Meryem de buna itiraz ediyordu.

Meryem halen, “Tövbe tövbe, o ne demek, çok günah, sen bilmiyor musun?” diye konuşurken, Rahmi kalkacak gibi oldu. Ama suratına attığım yeni bir tokat onu yere yapıştırdı yine. Meryem’e, “Ulan yaptıklarınız günah değil de, götten sikilmen mi günah, orospu?” dedim. Rahmi kendini toplamaya çalışırken, Meryem halen, “Defolun gidin, köpekler, defolun, siktirin gidin…” diyordu.

O sırada da kapıya hafifçe vuruldu. Karıma kapıyı açmasını söyledim. Karım korkudan bir şey diyemiyordu. Gidip kapıyı açınca, içeriye gülümseyen bir yüzle Aydan girdi. Bizi gören Aydan, sanki araba çarpmış gibi olmuştu. Bir an donup kaldı. Elinde çantasını tutuyordu. Bana bakıp, “Osman, bu ne hal böyle?” diye sordu. Karım da atılıp, “Bu kadının ne işi var burada? Eyvah eyvah, rezil olduk, rezil olduk…” diyordu.

Aydan’a, “Bak tanıştırayım, bu Rahmi, bu da Meryem, bu akşam birlikte güzel bir sikiş yaşadık. Ama işler biraz karıştı. Sen diyordun ya, karınla grup yapmak istiyorum diye, ben sana iki kadın birden sunuyorum!” dedim gülerek. Aydan uğradığı şokun etkisindeydi. Meryem ve Rahmi sesleri duyulabilir korkusuyla bağıramıyor, ama bana küfretmeyi sürdürüyorlardı. Karım da aynı şekilde, “Osman gidelim, rezil olduk, rezil olduk…” deyip duruyordu.

Bense Aydan’a, “Sende şu adamı susturacak bir şeyler var mı? Başımıza iş açacak yoksa!” dedim. Aydan çantasını yere koydu ve benim görmediğim fermuarlı kısmını açtı. İçinden metal bir ağız topu ile bir kelepçe çıkardı. Bana, “Sen tut şunu!” deyince, ben Meryem’i kolundan tutup diğer tarafa fırlattım, Rahmi’yi kaldırdım suratına bir iki tokat daha atıp sersemlettim iyice. O anda da Aydan arkasına geçip ağız topunu taktı Rahmi’nin ağzına ve hemen ardından iki elini de arkadan kelepçeledi. Bütün bunları Rahmi başlatmıştı ve şimdi sonuçlarına katlanacaktı. Rahmi’yi tutup kaldırdım ve yere yüzüstü yatırdım. Rahmi yaşadığı utançla ses çıkarmaz olmuştu, suratı kıpkırmızı idi. Bu sırada ben Meryem’i kolundan tuttum, Meryem küfürler ederek çırpınıyordu.

Aydan şimdi üstündeki şaşkınlığını atmıştı ve çantadan ikinci bir ağız topu çıkardı ve Meryem’in ağzını bununla sıkıca bağladı. Aydan boş durmuyordu. Çantadan ikinci ama uzun bir kelepçe çıkardı ve Rahmi’nin ayak bileklerine taktı. Rahmi iyice çaresiz bir hale gelmişti artık. Meryem ise suratı kıpkırmızı, ağzında ağız topu ile ortada duruyordu. Kırmızı eşarbı halen başındaydı. Aydan üçüncü bir kelepçe daha çıkararak Meryem’i elleri arkadan kelepçeledi. Aydan tam teşekküllü gelmişti buraya anlaşılan, ama bu benim işime geliyordu.

Bütün bunları şaşkınca izleyen karım ise neye uğradığını şaşırmış haldeydi, ama bir taraftan da Meryem’in çıkardığı kutuyu sıkıca tutuyordu. Karıma, “Hadi, soyun bakalım!” dediğimde, Aydan atılıp, “Soyunmasın, böyle çok daha seksi, böyle yapmak istiyorum!” dedi. Karım, “Osman bu kadın ne söylüyor böyle? Neler oluyor? Bunlar ne?” deyip duruyordu çantayı göstererek. O anda Aydan üzerindeki şort ve ip askılı bluzu çıkardı. Sutyen giymemişti. Altındaki sarı tanga külotu da indirince çırılçıplak kalmıştı. Güneşten yanmış, bronz teniyle odanın ortasında arzı endam ediyordu Aydan.

Çantadan bu kez bir takma yarak çıkardı. Bu kocaman, kalın bir yaraktı. Aydan bunu çabucak külot gibi giyindi. Deri ipli kısmı götünün arasında kalmıştı. Karım bu görüntüye bakarak şaşkın şaşkın elini ağzına götürmüştü. Meryem de Aydan’ın bu haline bakıp duruyor, ama ses çıkartamıyordu.

Benim için bambaşka bir deneyim olacaktı bu gece…

[Osman]

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! Tüm Bölümleri