Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! (70)

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 70. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)

Rahmi ve Meryem’in ağlamaları, sızlanmaları bir süre sonra kesildi. Rahmi halen yerde debelenirken, Meryem gücü tükenmiş halde koltukta oturuyordu. Aydan’a, “Şunu birlikte sikelim!” dediğimde, Aydan’ın yüzünde adeta güller açtı. Ben Meryem’i elinden tutup çocuklarının odasına götürürken karıma, “Sen burada kal, şu herife bak!” dedim. Karım elindeki kutuyu sıkı sıkı tutarken ‘Tamam!’ anlamında başını salladı.

İçeriye geçtik. Meryem odanın ortasında ayakta duruyordu. 7 çocuklu, torun sahibi, ama yine de genç bir kadın olan Meryem, aptal kocasının aklına uymuş, yeniden çocuk doğurabilmek için başka erkeklerle sikişmişti. Bu gece de öyle olmuştu. Ama bu durumun bu hale gelmesinde benim de payım vardı. Ben onları söylediği hocanın evinde veya diğer karıkocayla sikişirken hiçbir sınır tanımadan amlı götlü sikiştiklerini, Meryem’i aynı anda hem kocasının hem de başka bir adamın amından ve götünden siktiğini hayal etmiştim. Ama gerçeğin böyle olmadığını sonra öğrendim. Bu odaya gelirken aklımda böyle bir sikiş yaşayacağımız düşüncesi vardı. Ama yanılmıştım.

Bir süre ne yapsam diye düşündüm. Ama yapacak pek bir şey de yoktu. Bir yola girmiştim artık ve devamını getirecektim. O sırada Aydan önündeki takma yarağı eliyle tutup sallıyordu Meryem’e bakarak. Meryem’in kızarmış suratında gözyaşları iz yapmıştı artık ağlamasa da. Aydan, “Ben şunu önce bir sikeyim güzelce!” diyerek bana Meryem’i tutmam için işaret yaptı. Ben Meryem’i omuzlarından tuttuğum gibi öne doğru eğdim. Elleri arkadan kelepçeli, ağzı ağız topuyla kapalıydı.

Debelense de işe yaramıyordu. Bana ve karıma köpek muamelesi yapmıştı ve bunun sonuçlarına katlanması gerekiyordu. Ben ayakta durmuş onu omuzlarından tutarak iyice aşağı eğmiştim. Sanki Uzuneşek oynuyormuşuz gibiydi. Aydan Meryem’in arkasında yerini aldı, eteğini beline topladığında Meryem’in külotsuz götü çıktı meydana. Debelenen Meryem’in tombul göt yanakları löpür löpür sallanırken, Aydan, “Uff, manzaraya bak be!” diyerek heyecanını gösterdi. Bir erkek gibi davranıyordu Aydan.

Takma yarağı tutup sabitledi ve Meryem’in amına yaklaştı iyice. Aydan iki eliyle göt yanaklarından tuttu Meryem’in ve yarağı amına hizaladı. Yarağın yavaş yavaş Meryem’in amına girdiğini anladım göremesem bile. O anda da Meryem daha çok hareketlendi, götünü sağa sola sallamaya çalışıyordu. Ama Aydan belli ki çok tecrübeliydi artık, Meryem’in amına yarağı nerdeyse dibine kadar sokmuştu.

Meryem, “Aoğmm, ığmm, ığmm, uğmm…” diye diye böğürürken, Aydan, “Ulan karıda ne am varmış!” dedi şaşırmış gibi. “Bu siktiğin karı 7 çocuk annesi!” dediğimde, Aydan, “Vay amına koyayım, kocası iyi sikmiş senelerce!” dedi. Ama hemen ardından bir erkek gibi Meryem’in amına pompalamaya başladı. Meryem aynı şekilde hareket etmeye çalışıyor, ama bir şey yapamıyordu. Aydan göt yanaklarını sıkı sıkıya tutup bütün gücüyle takma yarağı Meryem’in amına sokup çıkartıyordu.

Aydan bir kadındı, gerçek bir yarağı yoktu ve boşalmak gibi bir derdi de yoktu. O nedenle aynı pozisyonda dakikalarca sikti Meryem’i. Aydan kendini kaybetmişti sanki ve “Ağhh, ığmm, çok güzel, evet, oğhh, çok iyi, böyle güzel mi aşkım, kocan hiç sikti mi seni böyle, yedin mi böyle yarak, ha, anlat bebeğim, oğhh…” deyip duruyor, Meryem’in amına takma yarağı sokup sokup çıkartıyordu. Ve bu sırada Meryem’in terlemiş ve iyice açılmış amından osuruk benzeri ‘Zort, zort!’ sesleri geliyordu. Geniş amın içine yarakla birlikte hava da giriyordu aynı anda. Meryem’in ilk başta yaptığı hareketlilik sonraki dakikalarda gittikçe azaldı ve sonunda Meryem ellerimin altında adeta külçe gibi kaldı. Bir ara nerdeyse düşecek gibi olduğunda tuttum kendisini.

O zaman Aydan bana, “Aşkım şunu yatağa uzat sırt üstü!” dediğinde, Meryem’i kaldırdım ve yatağa fırlattım. Meryem tek kişilik yatağa sırtüstü düştü, olduğu gibi kaldı. Gözleri kan çanağına dönmüş, yüzü kıpkırmızı bir haldeydi. Yüzü terden sırılsıklam olmuştu. Aydan’ın takma yarağının üzeri Meryem’in amının sıvıları ile koyu beyaz bir renge bürünmüştü. Aydan yaraktaki sıvıları eliyle sıvazladı ve “Ulan karının amı çuval gibi olmuş, ama gene de iş var!” dedi. Meryem gözlerini bana dikmiş, yalvarır gibi bakıyordu, ama kaçışı olmayacaktı bu gece. Topuklu ayakkabıları halen ayağındaydı ve bütün bu süre boyunca çıkarmamıştı.

Aydan yatağın üzerine çıktı, dizlerinin üzerine çöktü. Bana, “Şunun bacaklarını kaldırıp omzuma atsana!” dediğinde, ben Meryem’in bacaklarını tuttum ve kaldırdım havaya. Sıyrılan eteğin altından terlemiş beyaz bacakları, kalçaları açığa çıkarken, ayaklarını Aydan’ın omzuna koydum. Meryem hiç tepki vermiyordu artık. Gözleri sürekli bendeydi. Aydan yarağı sabitledi, “Evet, işte başlıyoruz!” diyerek Meryem’in kalçalarından tuttu sıkıca.

Plastik takma yarak yavaş yavaş nerdeyse dibine kadar girdi yeniden Meryem’in amına. Derken Aydan belini ileri geri oynatarak Meryem’i bu şekilde sikmeye başladı. Meryem hiç ses çıkartmadan öylece bana bakıyordu, gözleri sürekli bendeydi. Elleri belinin altında kalmış, ayakkabılarının tabanı yukarı bakıyor, amına koca bir plastik yarak piston gibi girip çıkıyordu. Aynı ‘Zort, zort!’ sesleri yeniden gelmeye başlamıştı.

Aydan yaşına karşın çok enerjikti ve Meryem’i deli gibi sikiyordu. Bu sırada onun memeleri de aşağı yukarı, sağa sola sallanıp duruyordu, ama benim bu esnada asıl dikkatim Meryem’deydi. Meryem’in de koca memeleri gömleğin altında belli olan sutyenin içinde löpür löpür sallanıyordu bu sırada. Aydan biraz daha yaklaştı Meryem’e. Meryem’in bacakları nerdeyse 90 derece dik bir durumdaydı şimdi. Aydan ayak bileklerinden sıkıca tutmuş, belini oynatarak yarağı sokup çıkartıyordu.

Yarağın üzerindeki koyu beyazlık daha da artıyordu bu sırada. Ben yarağımı sıvazlamaya başladım. Görüntü beni azdırmıştı fena halde. Kapının önünde de karımın durmuş bize baktığını gördüm. Karım, Aydan’ın Meryem’i takma yarakla sikişini izliyordu. Aydan bu şekilde de sikti Meryem’i dakikalarca. Yarağı amından çıkardığında artık iyice terlemişti ve bana bakıp, “Çok yoruldum, bu karı çok yordu beni!” dedi.

Bu kez yataktan kalktı ve yandaki yatağa sırt üstü uzandı Aydan. Bana, “Şunu yarağın üzerine oturtsana!” dediğinde Meryem’i sandviç yapma vaktinin de geldiğini anladım. Bir hışımla külçe gibi yatağın üzerinde yatan Meryem’i kaldırdım ve Aydan’ın üzerine yüzüstü uzandırdım. Meryem’in belinin altında kalan kelepçeli bilekleri kızarmıştı. Üzerindeki ıslanmış eteğini belinin lastiğinden tuttum ve yırttım. Koca göt yanakları çıktı karşıma. Eteği iyice aşağı kadar yırttım ve üzerinden çekip yere fırlattım. Meryem başını geriye atıp bana bakmaya çalışırken, ben onu Aydan’ın üzerinde ileri doğru kaydırdım önce, zorla ayırdım bacaklarını.

Üzeri yoğun ve yapışkan koyu beyaz sıvılarla kaplı takma yarağı halen açık duran ve dudakları iyice şişmiş amına soktum. Meryem’i belinden tutup aşağı çektikçe yarak da amına girmeye başlamıştı. Meryem, “Ağmm, oğmm, ığmm…” diye sesler çıkartırken, onun amına takma yarağı gene dibine kadar sokmuştum bile. Ben artık oyunun içine katılmalıyım dedim ve yatağın üzerine çıktım.

Aydan altta hareketsiz yatıyordu. Artık yorgun olduğundan sadece Meryem’in hareket etmesini önlemek için kollarının arasına almıştı onu, beline sarılmıştı sıkıca. Aydan’ın bacaklarını altıma aldım, yarağımı sıvazladım. Meryem’in götüne girmek için sabırsızlanıyordum. Meryem’i belinden tutup kendime çektim biraz, Aydan da omuzlarından tutup kaldırdı bu sırada. Meryem daha çok hareketlenmeye başladı, sürekli geriye bakıp, “Ağmm, oğmm…” diye sesler çıkartıyordu. Başına geleceğin ne olduğunu bildiğinden bundan kaçmaya çalışıyordu. Ama kaçamayacaktı. Sol elimle göt deliğini çıkardım açığa. Kıllı göt deliği terden iyice ıslanmıştı ve hafif bir osuruk kokusu geliyordu. Ama o anda bunları düşünecek halde değildim.

Belli ki götten daha önce sikişmişti, göt deliği bakire gibi görünmüyordu hiç. Yarağımın kafasını bastırmaya çalışıyordum, ama Meryem deli dana gibi sallanıyor, debeleniyordu sürekli. O zaman karıma seslendim gelmesi için. Karım geldi, yüzü kıpkırmızıydı. “Şunun belinden tut sıkıca!” dedim. Karım önce ne yapacağını bilemedi, ama sonra elinde tuttuğu kutuyu yere koydu ve sonra da Meryem’in belinden sıkıca tuttu.

Artık kaçışı yoktu Meryem’in, yarağımı bastırmaya başladım götüne. Göt deliğinin ağzındaki sık ve sert kılları yarağımın ucunda hissettim. Bir süre yarağımın kafasını gezdirdim deliğinin üzerinde. Göt yanaklarına bastırdım iyice. Yarağımı sokmaya çalıştım, ama bir türlü girmiyordu. O zaman orta parmağımı iyice tükürükledim ve göt deliğine sokmaya başladım. Meryem’in debelenmeleri gene çoğaldı. Karıma, “Sıkı tut şunu!” dedim sertçe. O sırada karım Meryem’in kafasına bir iki sefer vurdu ve ardından, “Amına koyduğumun sürtüğü, sen kimi kovuyorsun lan!” dedi. Karımın bu tavrı hoşuma gitmişti.

Parmağım göt deliğinin içinde kaybolmuştu sanki. İçinde çevirip durdum bir süre, sokup çıkardım. Parmağımı tamamen çıkardığımda yoğun bir osuruk kokusu alıyordum parmağımdan. İki elimin başparmağıyla ayırdım göt deliğini bu kez ve yarağımı bastırmaya başladım yeniden. Sonunda olmuştu ve yarağımın kafası göt deliğine ağır ağır giriyordu. Bu sırada Meryem deli gibi hareketlendi, karım tutmakta zorlanıyordu. O zaman sırtına birkaç sefer vurdum Meryem’in. Yediği yumruğun şiddetiyle hareketleri azaldı. Ama sürekli, “Aoğmm, aoğmm…” diye diye böğürüyordu.

Yarağımı bastırdıkça kıllı göt deliğine daha çok giriyordu. Meryem’in ağız topu ile kapalı ağzından, “Aoğmm, ığmm…” seslerinden başka ses gelmiyor, canının yandığı anlaşılıyordu. Ama benim de durmaya niyetim hiç yoktu. Yarağım yarısına kadar götüne girmişken Aydan’ın takma yarağını hissetmeye başlamıştım. Amı ile göt deliği arasındaki ince duvardan kolayca anlaşılıyordu takma yarak.

Aydan hareketsizdi, bense Meryem’in götüne daha çok girebilmek için zorluyordum kendimi. Ayakuçlarımdan destek alarak abanmaya başlamıştım. Karım ağzı bir karış açık haldeydi, Meryem’in kalın belinden tutuyordu sıkıca. Yarağım yarısından fazla girmişti götüne, ama daha fazla gidemiyordum artık. Ama yine de kıllı göt deliğine bastırmaktan geri kalmıyordum. Meryem hayvan gibi böğürmeye başlamıştı. Karım ve Aydan onu tutmakta zorluk çekiyordu.

Meryem’in göt deliği yarağımı lastik gibi sıkıyordu ve benim daha çok haz almamı sağlıyordu. Yarağım bir ara içinde öylece kaldı. Ne ileri ne geri gidebiliyordum götünde. Meryem kalçalarını, götünü, göt yanaklarını sıkıyor, kasılıyordu. Tombul göt yanakları kaskatı kesilmişti. Yarağımı mengene gibi sıkıyordu göt deliği. Kalbim sanki yarağımda atıyordu. Beline büyük bir güçle bastırdım, göt deliğinin ağzında sanki bir bıçak vardı ve içine giren yarağımı kesecekti.

Kendimi kaybettim ve büyük bir inlemeyle yarağımı kökledim götüne. O anda da Meryem’den hayvani bir böğürtü geldi. Kendini kaybetmiş, sağa sola hareket ediyordu. Aydan, “Ulan ne oldu bu karıya böyle?!?” derken, karım korkuya kapılmıştı. Bana, “Osman kadını öldüreceksin, bırak, çık artık…” demeye başlamışken, Meryem’in götünden kanama gelmeye başlamıştı. Yarağımın üzerinde bir miktar koyu kırmızı kan vardı. Doğrusu ben de korkuya kapıldım.

Ama şimdi götüne daha rahat girebilmenin de hazzını yaşıyordum. Ter içinde kalmıştım. Son bir gayretle pompaladım götüne. Ve sonunda üzerimden sanki binlerce volt elektrik geçiyormuş gibi oldum. Sarsıla sarsıla Meryem’in götüne patladım. Döllerimi götünün içine akıttım. Gücüm tükenmişti. Bir süre hareket edemedim. Meryem ise aynı şekilde debelenmeye devam ediyordu.
Meryem’in götündeki yarağımı ağır ağır çıkardım. Yarak tamamen çıktığı zaman Meryem’in götünden sağlam bir osuruk sesi geldi. Götünün ağzındaki döllerimin pembeleştiğini gördüm. Koyu beyaz, krem döller, kan ile karışınca pembeleşmişti. İkinci bir Hacer vakası mıydı yoksa bu? Bu işin altından nasıl kalkacaktım şimdi? Korkuya kapıldım.

Meryem başını deli gibi sallıyordu. Göt deliğinin ağzından önce hafif sonra yoğun şekilde kan gelmeye başladı. Karım, “Hii, kadının bağırsakları mı delindi yoksa?” dediğinde, ben de korktum iyice. Yataktan kalkarken Meryem’i de tutup kaldırdım. Gözleri kan çanağıydı. Yüzü terden sırılsıklamdı, bacaklarını ayırıyordu. Bu sırada Aydan da doğruldu, Meryem’in götünden akan kanı gören Aydan bizden daha sakindi. Aydan ilk iş giydiği takma yarağı çıkardı. Ardından da Meryem’in ağız topunu çıkardı. Meryem’den derin nefes alışları, hırıltılar gelmeye başladı önce. Ardından da şiddetli şekilde öksürmeye başladı.

Aydan, “Gel aşkım!” diyerek Meryem’i banyoya götürürken, yarağımın üzerindeki kan ve dölleri onun yere attığım eteği ile sildim. Karım çok korkmuştu, onların peşinden banyoya geçti. Bense içeriye Rahmi’nin yanına geçtim. Rahmi kendi kendine ayağa kalkıp koltuğa oturmuştu. Yaşadıklarından dolayı utanç içinde olduğu her halinden belliydi. İçerden Aydan’ın sesi ile duşun sesi geliyordu. İçerde 15 dakika kadar kaldı üçü de. Bense o süre boyunca hiç konuşmadan, ama Rahmi’ye de bakmadan öylece oturdum.

Aydan Meryem’in koluna girmiş halde içeri döndüler. Meryem basurlu gibi bacaklarını ayırarak yürüyordu. Aydan yıkamıştı onu, üzerinde bornoz vardı, sarı saçları da ıslaktı bir miktar. Aydan bana bakıp, “Meryem’in götünde basur varmış, sen sikince basur memesi patlamış, onun için o kadar kanama olmuş!” dediğinde, ben, “Hiç belli değildi basuru olduğu!” dedim. Aydan, “Aşkım iç basur varmış, anlayamazsın dışardan bakınca; sen parmağını soktuğunda götünün içinde şişlik hissettin mi?” diye sordu bana. Ben, “Evet, elime katı bir sertlik gelmişti…” dedim. O anda parmağıma baktım, halen osuruk kokusu geliyordu üzerinden.

Aydan, “Hah, işte o basur memesi, bana söyleseydin ben derdim sana bu kadını götünden sikme diye, neyse olan oldu artık, doktora görünür Meryem. Ben bu tip şeylere alışkın olduğum için biliyorum, öyle hayati bir şey yok, kremledim iyice içini miçini…” dedi. Meryem oturamıyordu, ayakta televizyonun durduğu dolaptan tutunuyordu. Hiç konuşmadan öylece duruyor, anlamsız bakışlarını üzerimizde gezdiriyordu. Aydan, “Kanaması durdu, ama tuvalete çıktığında gene gelir, onun için kısa zamanda doktora gitse iyi olur!” dedi. Sonra da bana bakıp, “Kadın ilk defa sikildi sayende götünden!” dedi. Aydan’a, “Olur mu, o göt daha önce de sikilmiş!” dediğimde, “Kocası ancak kafasını sokuyormuş yarağının, daha fazlasına Meryem izin vermiyormuş, kadının basuru varmış epey zamandır!” dedi. Basurlu diye epey zaman Dilber’i götünden sikmemiştim, ama şimdi bilmeden Meryem’in basurlu götünü patlatmıştım.

Meryem’in, ağzı geniş, içi dar götü beni epey yormuştu. Aydan ise takma yarakla karımı sikmek için can atıyordu. Bana, “Ben karını alıyorum!” diyerek karımın elinden tuttu. O ana kadar sessiz kalan karım, “Osman bu ne diyor, ben odama gidiyorum, bu nasıl rezillik böyle!” demeye başladı. O zaman ben de karıma, “Bu gece buraya gelmeyi sen istedin, katlanacaksın!” dedim sertçe. Karım itiraz etmeye kalktı yine. Karıma, “İnsanların içinde sana vurmak istemiyorum, ama itiraz edersen ağzına sıçarım!” dedim sinirle. Karımın elleri titriyordu, elindeki kutuyu tutmakta zorlanıyordu nerdeyse.

Aydan, “Korkma aşkım, çok zevk alacağız ikimiz de!” diyerek karımı çocukların odasına götürürken, ben Rahmi ve Meryem’le yalnız kalmıştım. İkisi de sessizdi, bakışlarını üzerimde gezdiriyorlardı. Bir süre onlarla sessizce oturdum, Meryem arada bazen, “Ayy, ağhh!” diyerek elini götüne atıyordu. Rahmi ise karısının yüzüne bakmadan yere bakıyordu böyle zamanlarda. Bütün bunların sorumlusu oydu çünkü.

Karımdan gelen bir, “Ağhhh!” çığlığı içerde yaşananları hatırlattı yeniden. Meryem ve Rahmi’yi orada bırakıp kapıyı araladım. Aydan yatağa uzanmıştı ve karım da dizlerini yatağa dayamış halde onun üzerine çıkmıştı. Aydan sürekli, “Aoğğh, aşkım, çok güzel, devam et, işte böyle, çok güzel…” derken, karım ellerini Aydan’ın memelerine atmış onları deli gibi sıkıp yoğuruyor ve takma yarağın üzerinde ileri geri yaylanıp duruyordu.

Karım Aydan’ın istediği gibi halen giyinikti, ince krem pardesüsü ve kalın bordo eteği üzerindeydi, çiçekli eşarbı da başındaydı halen. Takma yarak, karımın amı ve götü, giysileri nedeniyle görünmüyordu. Ama ben karımın yüzünde aldığı zevki görüyordum. Aydan bana bakıp, “Uğhh, Osman, karın ateş parçası, yanıyor resmen, uğhh, oğhh, çok güzel…” deyip dururken, karım beni hiç dikkate almadan inlemelerine devam ediyordu. Karımın pardesü ve eteğini sıyırdım yukarı, beyaz, dantelli külotunu çıkarıp yere atmıştı. İyice ıslanmış ve terlemiş amına plastik takma yarak girip çıkarken ‘Zort, zort!’ diye osuruk benzeri sesler geliyordu. Karımın beline bastırdım ve onu Aydan’ın üzerine doğru eğdim biraz daha.

Götünde ter derecikleri oluşmuştu adeta. Göt deliği, götünün yanakları, kalçaları terden sırılsıklam olmuş, kılsız deliğin ağzından terle birlikte yoğun bir osuruk kokusu geliyordu. Karım her seferinde ileri geri, aşağı yukarı yaylandıkça, takma yarak dibine kadar giriyordu amına. Takma yarağın üzeri koyu krem bir sıvı ile kaplanmıştı yine. Karımın amının zevk sıvılarıydı bu. Aydan’ın takma yarağı karımın ağırlığı yüzünden sanki bağlı olduğu külottan kopacakmış gibi oluyordu. Ama sağlamdı yarak ve kim bilir böyle kaç sikişte kullanılmıştı.

Karımın bembeyaz ve tombul göt yanakları, karım yaylandıkça sütlaç gibi titriyordu. Bu görüntü bile yarağımın sertleşmesi için yeterliydi. Göt yanaklarını ufak ufak tokatladım, sıktım, avuçladım. Karım bu haliyle bana çok seksi geliyordu. Orta parmağımı göt deliğine bastırdım. Terli ve osuruk kokulu göt deliği parmağımı kolayca içine aldı. O anda da karımdan daha yüksek inlemeler gelmeye başladı. “Ağhh, ayy, ığmm, oğhh, uğhh…” sesler birbirine karışırken, Aydan altta hareketsiz halde yatmaya devam ediyordu. O haldeyken bile Aydan zevk alıyordu gerçi. Karımın götüne girmek istiyordum, ama çok yorulmuştum. Karımın götünden çıkardım parmağımı ve karımın yerde duran dantelli külotuyla sildim.

Aydan ve karım bir süre sonra pozisyon değiştirdi. Karım yataktan tutunup domalmıştı ve Aydan’da arkasına geçmiş onu o şekilde sikiyordu. Aydan karıma göre biraz daha kısa kalmıştı, karım iki yana bacaklarını iyice açmış, belini de aşağı eğmişti. Aydan sanki bir erkekmiş gibi, “Uğhh, ağhh, ığmm, böyle iyi mi aşkım, ha, söyle, iyi mi böyle, böyle yarak yedin mi hiç…” diye konuşuyor, sesler çıkartıyordu. İyice havaya girmişti Aydan. Aydan’ın bronzlaşmış kasıkları karımın göt yanaklarında ‘Şlop, şlop, şlop!’ sesleri çıkartırken, karımın iyice genişlemiş amından da kısa aralıklarla ‘Zort, zort!’ sesleri geliyordu. Aydan bir süre durdu ve bana bakıp, “Karının amını epey genişletmişsin sike sike!” dedi gülerek, sonra da takma yarağı karımın amına ağır ağır sokup çıkartmaya başladı.

Görüntü inanılmazdı. Aydan koca yarağı karımın amına yavaşça sokup çıkardıkça, karımdan ağlamayla inleme arası sesler geliyordu. Eğilip baktım bir merakla. Karımın amı sanki bir çeşme olmuştu ve zevk sıvıları o çeşmeden akıyordu kasıklarına, kalçalarına. Takma yarağın üzeri, karımın amının dudakları krem renge bürünmüştü. Takma yarağın bağlı olduğu siyah deri külotun ön kısmı da krem renkteydi. Karımın amı, yarağın girmesiyle birlikte genişleyip açılıyor, ardından daralıp kapanıyordu. Am dudakları iyice şişmişti. Bir süre izledim bu manzarayı. Sonra kalktım ve karımın yüzüne baktım. Kıpkırmızı, terlemiş bir haldeydi, sürekli olarak inliyordu. Büyük bir zevk aldığını görüyordum ve onun böyle zevk alması beni mutlu ediyordu.

Onları o şekilde bırakıp içeri döndüm. Meryem Rahmi’nin ağız topunu çıkartmış, yanında oturuyordu. Götünün altına bir minder koymuş, bacaklarını da açmıştı iyice. Rahmi beni görünce küfretmeye başladı. Bir taraftan da elleri kelepçeli olduğu halde karısına vuruyordu. Meryem ise kocasının vurmalarına ses etmiyor, başını önüne eğmiş dalgın dalgın bakıyordu sadece. Ama bir ara Rahmi, Meryem’in tam burnunun üzerine elinin tersiyle vurdu. Meryem’in burnundan kan gelmeye başlayınca, Meryem kendine geldi ve kocasına bağırıp küfür etti.

Rahmi ise Meryem’in kolundan tuttu sıkıca. Meryem, “Hayatımı kararttın, beni hayata küstürdün pezevenk, senin yüzünden psikolojim bozuldu, hepsi senin suçun, bırak kolumu, bırak beni…” diyordu sinirle. Birbirlerine düşmüşlerdi şimdi de. Karşılıklı bağırıp çağırmalar, küfürler duyuluyordu sadece odada. Bir de içerden zaman zaman gelen karımın yüksek perdeden inlemeleri.

Meryem kocasının yanından kalktı ve karşısına geçip ona ağzına geleni söyledi. İçinde birikmiş zehri akıtmaya ihtiyacı vardı Meryem’in ve şimdi bunu yapıyordu: “Bütün hepsi senin yüzünden oldu. Ben namusuma düşkün yaşadım hep, çocuklarımı büyüttüm, sana karılık yaptım. Ama sen hep daha fazlasını istedin. Beni insan yerine koymadın. Bir arkadaşıma gidemedim, onlar bana gelmek istese izin vermedin. Evin içinde hapis hayatı yaşattın bana. Beni başkalarıyla boynuzladın. En sonunda da kafayı yedin, beni başkalarına siktirdin. Sen de başkalarının karısını sikecem diye beni siktirdin başka erkeklere!” diyordu. Meryem bunları söylerken ağlamaya başlamıştı. “Anlatayım, anlatayım da görsün herkes nasıl bir adam olduğunu, sen de öğrenirsin!” dedi ardından.

“İkinci gidişimizde beni bir adamın odasına götürdü hoca. Beni onunla nikâhladı. Hoca çıkar çıkmaz adam hayvan gibi saldırdı üzerime. Çok korktum, karşı geldim, ama gücüm yetmedi. Adam birkaç defa vurdu bana, o sırada kapı açıldı. Hoca girdi içeri. Adam, (Hocam bu çok dirençli çıktı!) dedi. Hoca da, (Ben kırarım onun direncini!) deyip suratıma bir tokat attı sertçe. Yere düştüm, artık gücüm tükenmişti. Bir şey yapamadım. O zaman adamla hoca beni sırayla sikti…

Ben üçüncü defa gitmek istemedim, ama sen zorla götürdün gene beni. O gece hoca beni Hilmi’nin odasına götürürken, kulağıma (Senin tadını unutamadım, birazdan gelirim gene!) dedi. Ben bir şey yapamadım korkudan. Hoca beni Hilmi’yle nikâhladı. Hoca çıkınca ben ağlamaya başladım. Hilmi ilgilendi benimle, diğerleri gibi değildi. Ben de o anda anlattım her şeyi ona. Hoca odanın kapısını açıp beni ağlarken bulunca Hilmi’ye kızdı, küfretti. Ama Hilmi de hocanın üzerine yürüdü, kovdu onu odadan. Hilmi o gece sikmedi beni. Bana kartını verdi. O da İstanbul’da yaşıyordu…

Aklım Hilmi de kalmıştı. Kartı bendeydi. Onu arayıp aramama konusunda çok düşündüm, en sonunda aradım. Bana çok saygılı davrandı, benimle buluşmak istediğini söyledi. Ama ben senden habersiz bir yere gidemiyordum. Bunu ona da söyledim. O zaman Hilmi, (Beni kocana anlat, ailece görüşelim!) dediğinde, (Nasıl olur?) dedim. Ama o baskı yaptı bana. Beni görebilmesi için başka çaresinin olmadığını söyledi. Ben de o zaman sana açtım konuyu değiştirerek. Sen hemen üzerine atladın. Senin için zaten mesele başkasının karısını, kızını sikmekti…

Onlara gittiğimizde çok heyecanlıydım. O gece sen onun karısını belki de zorla sikerken, ben kendi isteğimle verdim kendimi Hilmi’ye. Beni doyurdu, kadın olduğumu hissettirdi. Bunun için utanmıyorum!” dedi Meryem.

Rahmi sinirinden kıpkırmızıydı, doğruldu, karısının suratına tam tokadı indirecekken, ben kolundan tuttum ve onu gerisin geri ittim. Rahmi bana karşı gelmek istediğinde de suratına sağlam bir yumruk attım. Daha önce kocasına vururken üzerine kapanan Meryem, şimdi kocası dayak yerken hiçbir şey yapmıyordu. Meryem kocasından gizli bir şey yapmadığını söylerken haklıydı, ama kendini bir erkeğe tüm arzusuyla da vermekten geri kalmamıştı. Ve kocasının bilmediği de buydu.

“Öğrendin mi şimdi pezevenk herif, gör, duy hepsini. Sen Hilmi’nin tırnağı olamazsın it herif!” diyerek kocasının üzerine tükürdü. Derken Aydan ve karım içerden çıkıp geldi. Aydan takma yarağını çıkarıp ortadaki sehpanın üzerine koydu. Yarağın her tarafı krem renge bulanmıştı. Karım terden sırılsıklam olmuştu. Başındaki eşarbıyla yüzünü silerken, Aydan’a, “Abla ben çok terledim, ne olur çıkarayım şunları!” dedi. Karım Aydan’a ‘Abla’ der olmuştu sikişin ardından. Ama Aydan, “Hayır, çıkarmak yok, biraz daha sabret!” dedi. Sonra bana dönüp, “Osman senin bu karın çok yordu beni, ne kadınmış be, nasıl bir am var karında. Şanslı adamsın, ama bu karıyı doyurmak zor iş sana söyleyim!” dedi.

Onun bu sözüne karım atılıp, “Kocam çok güzel siker beni, her gece doyurur!” dedi. Bunun üzerine Aydan, “Bilirim bebeğim, bilirim elbette!” diyerek bir kahkaha patlattı. Karım da bana bakıp, sinirle, “Domuz herif!” dedi. Bir şey demedim, hepimiz bir süre sessizce oturduk.

Aydan Rahmi’nin el ve ayak kelepçelerini açtı, Rahmi yediği yumruğun korkusundan bir şey yapamıyordu. Saat oldukça ilerlemişti artık. Aydan, “Ben gideyim artık, yoruldum, ama gitmeden gerçek bir yarak yemek isterim!” dedi gülerek. Ben, “Kusura bakma, ben bu gece epey yoruldum!” dedim. O zaman Aydan Rahmi’nin suratına baktı ve “Sakallı, hey, sana diyorum, beni sikmek ister misin?” diye sordu.

Rahmi önce ne diyeceğini bilemedi, ama sonra, “Tamam!” dedi ve ani bir hareketle kalktı ayağa. Sanki Aydan’ı sikerek gecenin intikamını alacaktı. Aydan takma yarağın olduğu sehpadan tutunarak domaldı ve bize bakıp, “Bakalım sakallı nasıl sikiciymiş? 7 çocuk yapmak her yarağın harcı değil!” diyordu gülerek. Rahmi Aydan’ın arkasına geçerek yarağını sıvazladı. Üçümüz ise sanki sinema izler gibi bakıyorduk bu manzaraya. Rahmi yarağını sıvazladı iyice, yarak sertleşmişti epeyce. Aydan bacaklarını ayırdı biraz ve ardından, “Iğmmm, oğhh!” diyerek derin bir inilti koyuverdi. Bu sırada Rahmi’nin yarağının kafası girmişti Aydan’ın amına.

Rahmi az sonra kendini kaybetmiş halde Aydan’ı sikmeye başladı. Kalçalarından sıkıca tutmuştu Aydan’ın ve deli gibi pompalıyordu. Aydan’ın göt yanaklarına şiddetle çarpan kasıklarından ‘Şlop, şlop, şlop!’ sesleri odaya yayılıyordu. Aydan bu arada başını sağa sola oynatıp deli gibi inliyordu. Takma yarakla önce Meryem’i, sonra karımı sikmişti ve şimdi de kendisi sikiliyordu. Rahmi bir süre devam etti aynı tempoyla. Aydan’ın memeleri daire çizer gibi sallanırken, Rahmi’nin inlemeleri çoğaldı. Daha güçlü sikiyordu şimdi Aydan’ı. Ve sonunda Rahmi sarsıla sarsıla Aydan’ın amına patladığında, Aydan’dan da inlemeler geliyordu. O da boşalmıştı.

Rahmi bir süre daha devam etti Aydan’ın amına girip çıkmaya. Sonunda onların sikişi de bitmişti. Aydan doğrulup Meryem’e baktı ve “Kız senin sakallı da iyi sikiyor, ama çabuk boşaltıyor mermilerini!” dedi gülerek ve ekledi ardından, “Belli ki seni de böyle sike sike o kadar hamile bırakmış” dedi.

Karım üstünü başını topladı, ben ve Aydan da giyindik. Aydan eşyalarını özel çantasına koyarken, karım da kutuyu sıkıca tutup koltuğunun altına koydu. Farklı bir gece yaşamıştık. Aydan kendi dairesine inerken, ben ve karım odamıza geçtik.

Çocukların ikisi de bizim yatağın üzerinde uykuya dalmışlardı, televizyon halen açıktı. Ben oğlanı, karım da kızı kucakladı. Onları odalarına bırakırken, Rahmi banyoya girmiş duş alıyor, Meryem de etrafı topluyordu. Çocukları koltukların üzerine yatırdık. Bir şey demeden çıktık. Meryem hiç yüzümüze bakmıyordu.

Karım da ben de deli gibi yorulmuştuk. Soyunup yatağa girdim hemen. Karım üzerindekileri çıkarırken, “Uff, piştim!” deyip duruyordu. Yanıma uzandığında üzerinden fena bir ter kokusu geliyordu. Bana, “Sana bir şey diyeceğim, ama kızma…” dedi. “Ne oldu gene?” dediğimde, “Şeyy, ben külotumu orda unutmuşum…” dedi. Bense, “Boş ver, yat hadi!” dedim.

Sabah saat dokuz gibiydi. Kapının önünden sesler geliyordu. Karım horlaya horlaya yatıyordu halen. Kalkıp anahtar deliğinden baktım. Meryem giyinmişti, çocuklar yanındaydı. Bavulları da kapının önündeydi ayrıca. Derken içerden bir bellboy ile Rahmi çıktı. Bellboy bavulları yüklenirken, onlar da onun peşinden gittiler. Meryem bacaklarını ayıra ayıra yürüyordu. Dün gece basurlu götünü sike sike patlatmıştım. Dönüp son bir kez bizim kapıya baktığını gördüm. Sanki bir sevdiğinden ayrılmanın hüznü vardı yüzünde. Vaktinden önce ayrılıyorlardı otelden.

Günlerden Pazar’dı ve biz de öğlen vakti otelden ayrılacaktık. Ama karımın uyanacağı yoktu sanki. Küçük bir duş aldım. Balkona çıkıp bir sigara yaktım. Canım sıkılıyordu. Aşağı ineyim dedim. Giyindim, kapıyı sessizce açıp dışarı çıktığımda Hülya ile karşılaştım. Rahmi ve Meryem’in boşalttığı odayı temizliyordu. Beni görünce şaşırdı. Lastik eldivenli elinde bir şey tutuyordu.

Karımın dün gece odada unuttuğu dantelli beyaz külotuydu…

[Osman]

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! Tüm Bölümleri