Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! (89)

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 89. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)

Refiye’den her şeyi açık açık anlatmasını istedim. “Eğer anlatmazsan seni gebertirim!” dedim birkaç defa yüksek sesle. Beni ilk defa o şekilde gördüğü için korktu Refiye, sonra da titreyen sesiyle, ara ara da ağlayarak anlatmaya başladı. Bildiğim, bildiğimi sandığım ve bilmediğim şeyleri anlattıkça boğazım düğümlendi, çıldıracak gibi oldum defalarca ama sonunda acı gerçekleri de öğrenmiş oldum.

Refiye, “Her şeyi en baştan anlatacağım sana. Çünkü ben de artık sıkıldım bu işten. Sana karşı dürüst olmamaktan, yalan söylemekten bıktım usandım. Bak, bizim ilk tanışmamız bir oyundu. Yani annenin bir oyunuydu bu. Biz biliyorsun Hüsniye ile Almanya’dan arkadaşız. O da yengenin üvey kızı. İşte beni sizin ailenin içinden ilk önce tanıyan yengen oldun. Hüsniye vasıtasıyla onunla tanıştım…

Kocam ölüp de buraya temelli döndüğüm vakit doğru düzgün tanıdığım kimse yoktu. Bir de çevreye, insanlara uyum sıkıntısı çekiyordum. Bir süre eltim Muhsine’lere gidip geldim. Onlarla vakit geçirdim, ne de olsa akrabalarım. Ama ne zaman ki kayınbiraderim Şakir bana göz dikti, o zaman bıraktım onlara gidip gelmeyi…

Ben görmüş geçirmiş bir kadınım, neyin ne olduğunu bilirim az çok. Şakir’in benden çok paramda gözünün olduğunu anlamıştım. Gerçi hep böyleydi o. Kocam Almanya’dan ona kaç defa yüklü miktarda para gönderdi. (Kardeşim kirada oturmasın, bir evi olsun!) diye onu paraya boğdu. O da o paraların bir kısmını içkiyle, karı kızla, kumarla harcadı. Kalanıyla da şimdi oturduğu iki katlı binayı yaptı. Daha evin içinde, dışında eksikleri var. Onları bitiremedi, o kadar yedi ki çünkü. Neyse, bunları bilmene gerek de yok…

Ben de o zaman yengene gidip gelmeye başladım. O da beni annenle tanıştırdı. Annen beni ve kocamı bildiği halde ben onu tanımıyordum, o şekilde tanışmış olduk. Annen ve yengenle birbirimize gider gelirdik, bazen de dışarda buluşurduk. Daha o zamanlar sen evlenmemiştin. Ama evlenme meselen konuşuluyordu, annen de bunun için dert yanıyordu bize…

Karından hazzetmiyordu hiç. Onun için ağzına geleni söylüyordu. Bu Remzi denen adamdan hamile kalmasını falan söylemişti kaç kere. Kocası ölünce karın bu adama gene yazılmaya devam etmiş. Adama mesajlar falan çekiyormuş. Selma annene göstermiş o mesajları. Neyse, o zaman Selma bunu tehdit edip siktir etmiş. (Kocamı rahat bırak yoksa ipliğini pazara çıkarırım!) demiş. Kocasına da (Ya ben, ya o!) diye rest çekmiş. Kocası da elbet karısını seçmiş…

Amcaoğlunun ölümünün üzerinden bir süre geçmiş daha sonra. O zaman bunun töre gereği aile içinden biriyle evlenmesinin lafı dolaşmaya başlamış. Ama çok ilginç, o zaman senin adın çıkmamış ön plana. Amcan bunu Remzi ile evlendirmeyi düşünmüş. Yengen de desteklemiş bunu. Çünkü Remzi sonuçta yaşını başını almış bir adam, malı mülkü de var. Remzi’nin kayınbiraderinin karısını almasının aile içinde de bir sorun olmayacağını düşünmüşler…

Bu meseleyi Selma’ya açtıklarında, Selma çıldırmış. Annesinin evinde olay çıkarmış. (Ben ölürüm de o orospuyu kabul etmem!) deyip durmuş. Annen de oradaymış o sırada. Yengen sürekli (Ne orospuluğunu gördün?) diye sorup durmuş buna. Ama Selma da, annen de, olanı biteni bildiği halde tek laf edememişler…

Neyse, o zaman amcanla yengen bu Remzi işinin olmayacağını anlamışlar. Bu sefer senin adın çıkmış meydana. Amcan babana açmış konuyu, baban da annene söylemiş. Selma’nın gösterdiği tepkiyi bu kez de annen göstermiş. Bütün bu olanlar elbette bu orospunun da kulağına gidiyormuş. O zaman bu babana nasıl derler kulis yapmaya başlamış. (Osman beni alsın, size hayırlı bir gelin olurum, size torun veririm!) falan diyormuş…

Bu arada annene de yağcılık yapıyormuş. (Abla, abla!) diye peşinden ayrılmıyormuş annenin. Ama annen baskın çıkmış ve senin onunla evlenmeni engellemiş. Babana (O kadın yaşlı, onu gelinim olarak görmem, hem bize torun falan vermez!) deyip babanı ikna etmiş…

Ama annenin bu sevinci kısa sürmüş. Sizin bir komşunuz bir gün babanı bu orospunun evine girerken görmüş. Ne olduysa da ondan sonra olmuş. Annene bunu söylemiş. Annenin içine bir şüphe düşmüş. Kocasının o orospunun evinde ne aradığıyla ilgili. Ne hikmetse baban o akşam eve geldiğinde senin onunla evleneceğini söylemiş. (Ben böyle istiyorum, itiraz etme, ayağımın altına alırım seni!) demiş annene…

Annen (Senin onun evinde ne işin vardı?) diye sormuş. Baban inkâr etmiş, hatta annene bir tokat atmış. Ama annen sana diyememiş hiç. Senin evlenmene engel olamadı sonuçta ve sen de evlendin. Ama annen bunu hazmedemedi hiç. Sözünün çiğnenmesine alışık bir kadın olmadığı için kendini yedi onca zaman. Ama gene de bir zaferi oldu annenin. Aranızda hemen bir resmi nikâh yapılmasını engelledi. Karına (Eğer hamile kalırsan, ancak o zaman resmi nikâh yaparız. Öbür türlü seni şimdiden mirasımıza dahil etmeyiz!) deyince bu fikir babana da mantıklı geldi. Tabii bu durumda karın bir şey diyemedi buna ve kabul etti…

Annen sana karşı elbette olanı biteni söyleyemezdi. Hem senin göstereceğin tepki, hem de babanın tepkisinden korktuğu için sustu hep. Ama annen akıllı bir kadın, boş durmadı. Seni karından soğutmak için seni başka bir kadına aşık etmeyi planladı. O zaman aklına Elif geldi. Ama Elif evliydi, çocukları vardı. Annen bunu teyzenle konuştu önce. Teyzen hemen kabul etti. Zaten eskiden beri Elif seni seviyormuş. Onun için sıkıntı yaratmadı teyzen, enişten de öyle…

Meseleyi Elif’le de konuştular. Elif’in sessiz, kendi halinde göründüğüne bakma. İki çocuğu, kocası olmasına rağmen o da balıklama üzerine atladı. Ama ihmal ettikleri biri vardı. Enişten meseleyi Elif’in kocasıyla paylaşmış. Birbirlerinin üzerine falan yürümüşler. Adam kabul etmemiş, bunları mahkemeye vereceğini söylemiş. Bunlar bu sefer tırsmış, meseleyi biraz soğumaya bırakmışlar…

Annenin aklına o zaman ben geldim işte. Siz o dönemde Antalya’ya tatile gitmiştiniz. O dönemde oldu bunlar. Annen bana senden bahsetmişti dediğim gibi. Ben nikâhına gelmesem de biliyordum seni yani. O dönem yalnızdım. Şakir’in ve Muhsine’nin bana karşı tavırları, sonrasında benden sürekli para istemeleri, tehdit etmeleri falan canımı çok sıkıyordu. Oğlumla da aram kötüydü. Benim amcasıyla evlenmemi istemişti. Şakir oğlumu kafaya almış, (Annenin dul olması hem inancımız, hem töremiz gereği caiz değildir. Yalnız bir kadın şeytanın eline düşer. Onun için annenin benimle evlenmesi gerekir!) demiş…

Ceyhun’la bunun için kavga ettim. Baktım olacak gibi değil, (Benim hayatıma karışamazsın!) dedim. Aldığım tazminatı üçe böldüm, onun payını verdim kendisine. O da o zaman rahat bıraktı beni. Zaten durmadan para için sıkıştırıp duruyordu. Neyse, ben annenin teklifini kabul ettim. Annen seni çok methetti bana. Hatta bunun için ara sıra seninle ilgili farklı şeyler de söylüyordu. Yani senin cinsel olarak güçlü biri olduğunu, karınla nasıl ilişkiye girdiğini, onu nasıl tatmin ettiğini falan söylüyordu. Geceleri sikişmelerinizi üst kattan dinlediğini söyledi annen. Sonra karınla da konuşuyormuş bunları. Bütün bunları gelip bana anlatıyordu, beni bununla etkilemeye çalışıyordu. Doğrusu bu anlattıkları işe yaramıyor da değildi. Kırkını devirmiş bir kadın olarak bundan sonraki hayatımda güzel sikişler yaşamak istiyordum, cinsel açlık çekiyordum. Dediğim gibi teklifini kabul ettim…

Muhsine’nin kızının düğünü vesile oldu bunun için. Orada seninle, karınla tanıştım. Sonrasında size gelip gitmelerim, seni aramalarım, senden bana iş bulmanı istemem falan bunlar hepsi bu oyunun bir parçasıydı. Ama senden hoşlanmaya başlamıştım, seni sevmeye başlamıştım. Benden oldukça genç, ama yaşından daha olgun olman çok hoşuma gitmişti. Tahminimden daha iyi çıkmıştın yani. Seninle bu odada isteyerek birlikte oldum, kendimi her şeyimle sana isteyerek verdim…

Bunun olacağını annen biliyordu. Yani o gece seni misafir edeceğimi biliyordu annen. Ben söylemiştim çünkü. O da boş durmamış bunu karına anlatmış. Karın da o sinirle senden habersiz çekmiş gitmiş kızlarıyla beraber. Daha sonra karın bana (Kocamla yattığını biliyorum, ama sonuçta ben onun karısıyım, tilki dönüp dolaşıp kürkçü dükkânına döner!) dedi. Başka bir şey yapamadı, çünkü annen onun önceden yediği boku biliyordu. Bunu sana anlatmasından korktuğu için de hep sessiz kaldı. Senin onun kızıyla sikişmene bile ses edemedi bu yüzden. Ama onun da canına tak ettiği bir zamanda sana annenle ilgili yalanlar söyledi. Neyse, oraya da geleceğim…

Ama annen bu arada Elif’in ikna olmayan kocasını da ikna etmiş. Enişten adama bir daire vermeyi kabul etmiş, ayrıca bir miktar da para vermiş. Yani bir miktar dediysem öyle 3-5 bin falan değil, annenin demesine göre 50 bin lira vermiş. Teyzenle enişten bu adamı zaten sevmiyorlarmış, senin sayende ondan kurtulmuş oldular böylece. Bu ikna meselesinde annenin başka ne türlü bir katkısı olduğunu bilmiyorum ama…

Neyse, bu sayede Elif de sana bağlanmış oldu. Benden sonra da onu ayarladı annen. Çünkü ilk başta benim sana aşık olacağım ve seninle evlenmek isteyeceğim hesapta yoktu. Sonuçta ben ailenizin dışından biriyim, Elif ise ailenizin bir parçası…

Ama bu arada başka bir şey oldu. Ve bu olan da anneni deli gibi sevindirdi. Özge annenle dertleşmiş bir gün ve ona seninle birlikte olduğunu söylemiş. Ama onunla arkadan ilişki yaşıyormuşsun sürekli, Özge amından vermek için o kadar istekli olmasına karşın sen istemiyormuşsun…

Hatta annen daha ileri gitti ve sana Özge adına büyü yaptırdı. Yani senin Özge’yi amından sikmen için büyü yaptırdı. Sana Özge’nin adet kanından içirdi annen. Çayına koydu. Bu çeşit büyü çok tesirliymiş. Siz bu en son tatile gittiğinizde yaptırdı büyüyü. Ondan başka karının kısmetini bağlamak ve hamile kalmasını önlemek için de büyü yaptırdı. Ama bu konuda anneni suçlama. Çünkü karının sana büyü yaptırdığını ortaya çıkardı annen. Bu adet kanı büyüsünden karın da yaptırmış. O da kendi adet kanını içirmiş sana. Bu büyünün bozulması için de senin başka bir kadının yada daha tesirli olması için bir bakirenin adet kanını içmen gerekliymiş. Bunlar iğrenç şeyler ama gerçek. Kadınların böyle çokça büyü yaptırdıklarını söyledi bu büyüyü yapan hoca…

Karının şu ana kadar hamile kalamaması annen için en büyük mutluluk. Böylece onunla resmi nikâh da kıymana gerek kalmıyor. İşte bu noktada annen bunun için yaptırdı büyüyü. Senin Özge’yi sikip hamile bırakmanı istiyor çünkü. Özge hamile kalınca da, annen karını siktir edecek evden. Elif ve ben de hamile kalırsak, annenin mutluluğu üçe katlanacak. Ama Özge bizden çok genç, bakire ve de körpe olduğu için annenin gerçek gelini olarak görmek istediği kişi o diyebilirim…

Gelelim annenle babanın meselesine. Yani bu eş değiştirme işine. Bak, annen namusuna, töresine, inancına düşkün bir kadındır. Onun babanı aldatmak gibi bir durumunun olmayacağına emin olabilirsin. Ancak yine de bir şeyler de yok değil. Yani annene göre yok, ama sana nasıl gelir bilmiyorum. Hepsini dinlemen gerek bunun için. Karın sana otelde bir takım hikâyeler anlatmış, resimler göstermiş. Bunları nerden bildiğimi merak ediyorsundur. Söyleyeyim, karın annene kendisi demiş bunları, annen de bana anlattı sonra…

İşin doğrusu şu, annenin sizin eski kiracı ile ilişki yaşadığını söylemiş sana. Annenin o adamla ilişkisinin olduğunu sanıyormuş çünkü. Sana bununla ilgili tam olarak ne dediğini bilmiyorum, ama bunun külliyen yalan olduğunu bilmelisin. Bu konuda annene inanmıyorsan, bu sizin kiracı ile de konuşabilirsin. Karın bu olayı tamamen götünden uydurmuş, yalan söylemiş…

Bir de resimler varmış. O ayrı bir palavra. Resimleri sen de görmüşsün. O adam sizin eski ortağınızmış, sen karına babanın artık o adamla görüşmediğini söylemişsin, ama demek ki sen de bilmiyormuşsun bunu. Annen ve baban o insanlarla yani o ortağınız ve karısıyla yeniden görüşmeye başlamışlar. O resimleri ben görmedim, nasıl olmuş da o resimleri görüp de annenin babanı aldattığını düşündün bilmiyorum…

Ne var resimlerde? Öpüşüyorlar mı? Yada adam annenin bir yerini mi elliyor? Karın anlatmış o resimleri annene, hatta göstermiş. Evet, annen de kabul ediyor, (Belki de biraz fazla samimi gelmiş olabilir Osman’a!) dedi. Ama kesinlikle aldatma diye bir şey yok. Bu sizin eski ortak böyle biraz, nasıl desem, yılışık bir adammış sanırım, anneni de yıllardan beri tanıdığı için elini omzuna atmış. Havadan sudan konuşmuşlar, eğlenip gülmüşler; olay bundan ibaret. Annen her şeyin üzerine yemin ediyor, o adamla arasında başka türlü bir şeyin olamayacağını söyledi bana ağlayarak. En çok üzüldüğü de senin buna inanmış olman…

Neyse, gelelim şu eş değiştirme işine. Bak, bunları annen anlattı dediğim gibi. Biraz açık anlatacağım, onun için kızma bana. Daha iyi anlaman için anlatıyorum böyle. Annenle babanın uzun yıllar cinsellikleri çok monotonmuş. Ayda bir iki defa ancak yapıyorlarmış. Onda da baban takmış fişi, bitirmiş işi. Hep kendi zevkine bakıyormuş. Annen doğru düzgün bir cinsellik yaşamamış senelerce, kendi deyimiyle cinsel açlık çekmiş. Bunu utanarak söyledi, senin porno dergilerin varmış odanda tuttuğun. Onları bulmuş bir gün. Onlara baktığını söyledi. Bu şekilde biraz olsun cinsellik konusunda kendini tatmin etmeye çalışmış, oradaki yazıları okumuş, resimlere bakmış. Sen askere gittiğinde de o dergilere bakmaya devam etmiş…

Sonra bir gün Kamer adında bir kadınla tanışmış bir sohbette. Arkadaş olmuşlar. Birbirlerine gidip gelmeye başlamışlar, kaynaşmışlar. Bir gün bu Kamer’in evinde iken, Kamer banyo yapacağını ve annenden de sırtını sabunlamasını istemiş. İşte, ne olmuşsa ondan sonra olmuş. Kadının sırtını sabunlayıp vücuduna dokunurken bir şeyler olmuş. Çok hoşuna gitmiş annenin. Kadın (Sen de soyun, gel yıkanalım!) deyince birlikte yıkanmışlar. Bu durum Kamer’in de çok hoşuna gitmiş. Ama annen bundan büyük pişmanlık duymuş. Tövbe etmiş bir daha yapmayacağına dair…

Ama olmamış, tövbesini tutamamış. Babanın cinsel isteksizliği, yetersizliği ve monotonluğu annenin tövbesini tutamamasına neden olmuş. Sonuçta o da bir kadın. Kamer’e gidip gelmeye devam etmiş. Ve zamanla kadın kadına bu işi yapar olmuşlar. Kamer cinsellik konusunda annene göre çok daha deneyimli bir kadınmış. O nedenle annene çok şey öğretmiş. Annen, babanda bulamadığı mutluluğu, tatmini bu kadında bulmuş…

Bir zaman sonra Kamer annene ahlaksızca bir teklifte bulunmuş ve kendi kocasıyla birlikte olmasını istemiş. (Sen benim en iyi arkadaşımsın, bunu istediğim için bana kızma. Kocam cinsel olarak çok güçlü bir erkektir. Ben bile onu tatmin edemiyorum. Kocama senden bahsettim, seninle tanışmak istiyor!) demiş. Annen bunu reddetmiş. Uzun zaman görüşmemişler Kamer’le. Ama annen Kamer’le yaşadıklarını unutamıyormuş bir türlü…

O ara öğrendiği bir şey onu çok sarsmış. Babanın bir sevgilisi varmış, genç bir kız. Baban bir derneğe üyeymiş. Bu dernek de buraya üniversite okumak için gelen kız öğrencilere karşılıksız burs veriyormuş. İşte kız dernekten burs alan kızlardan biriymiş. Ankara’dan buraya okumaya gelmiş bir kızmış bu. Babanla da bu burs olayı sayesinde tanışmış. Kız önceden yurtta kalıyormuş, ama baban kıza ev kiralamış, onu eve çıkarmış. Kıza okuduğu süre boyunca bakmış, beslemiş. Hatta kız okulu bitirip Ankara’ya döndüğünde bile onunla ilişkisini kesmemiş. Bazen akraba ziyareti yada iş için deyip Ankara’ya gittiği oluyormuş babanın…

Annen bunu babanın cep telefonundaki kızdan gelen mesajları görünce fark etmiş. Bunu babana söylediğinde babandan dayak yemiş. Aldatılmak ve dayak yemek çok sarsmış onu. Bu yüzden Kamer’le yeniden görüşmeye başlamış. Birkaç sefer yine lezbiyen ilişki yaşamışlar. Ancak Kamer ona kocasıyla ilişkiye girmesi meselesini söyleyip duruyormuş devamlı. En sonunda annen kabul etmiş bunu. Ancak adamla ilişkiye girmeden önce kendince günaha girmemek için adamla arasında bir nikâh kıydırmış. Bu şekilde adamın bir süre için karısı oluyormuş…

Neyse, burasını anlatmaya gerek yok. Annen adamla beraber olmuş. Adam gerçekten de cinsellik konusunda oldukça bilgili, deneyimli bir erkekmiş. Bir kadını nasıl tatmin etmesi gerektiğini biliyormuş. Annen senelerce yaşamadığı duyguları yaşamış. Sonrasında bu şekilde, yani önce nikâh kıydırıp, sonra adamla birlikte olmaya devam etmiş. Hem Kamer’den hem de kocasından öğrendikleri sayesinde o da cinsellik konusunda epey bir bilgi birikim edinmiş…

Ancak Kamer’in kocasının bir cinsel saplantısı varmış. Adam karısını başka erkeklerle beraber olurken hayal ediyormuş. Bu konuda karısına baskı yapıyormuş. Kamer de reddediyormuş. Adam annene, Kamer’in babanla ilişkiye girmesini istediğini söylemiş. Annen de bir süre sonra bunu anlatmış babana. Baban cinsellik konusunda bilgisiz bir adam olmasına rağmen kabul etmiş hemen. Kamer’le beraber olmuş. Sonrasında orasını anlatmadı annen, ama işte bu, Kamer ve kocası ile ortaklaşa yapmaya başlamışlar bu işi. Yani adam annenle beraber olurken, baban da Kamer’le birlikte oluyormuş. Annenin eş değiştirme dediği bu…

Ama annen aralarında kıydıkları nikâh nedeniyle bu işe aldatma gözüyle bakmadıklarını söyledi. Daha önce babanın haberi olmadan yaptıklarını da aldatmadan saymıyor, çünkü aralarında geçici de olsa nikâh olduğunu söylüyor. Fırsat buldukça, ya hep birlikte, yada bir erkek bir kadın şeklinde nikâh yoluyla ilişkiye giriyorlarmış…

Karının, annenin babanı aldattığı şeklinde söyledikleri yalan, işin doğrusu bu şekilde. Annen tüm bunları bana güvendiği için anlattı. Hatta o dönem daha seni tavlamamı istememişti benden. Kadın kadına bir araya geldiğimizde cinsellik de konuştuğumuz konulardandı sonuçta. Benim bir başkasına, hele ki sana anlatacağımı da elbette düşünmemişti hiç. Ama işlerin bu noktaya geleceğini bilemezdik…

Karın, annenle babanın bu yaptıklarından habersiz elbette. O sadece götünden uydurduğu bir kiracı hikâyesi ve içeriğini bilmediği bir takım resimlerle seni kandırmış sadece. Kendi orospuluğunu gizlemeye çalışmış. Haa, unutmadan o kiracı meselesinin aslı da şu. Eğer burada sikişen bir erkekle kadın varsa, bu annenle kiracı adam değil. Babanla kiracı kadın arasında varmış bir şeyler. Hatta bunu adam, yani sizin kiracı bile biliyormuş. Tabii annen de farkındaymış bunun. Kirayı ödeyemedikleri zamanlarda kadın babana muamele çekiyormuş, kocasından haberli şekilde…

Dediğim gibi karın gerçek bir yalancı, dolandırıcı. Bu Remzi denen adamla töre gereği evlenemeyeceği zaman senin adın ortaya atıldığında annene babana karşı yalakalık yapmış. Ama Rabia diye bir kadın var, ona demiş senin için (Ağzı süt kokan bebeyle evlendiriyorlar beni!) diye. Aysel meselesini söyledim zaten. Yani böyle kancık bir kadın işte bu senin karın…

Ama fazlası da var. Madem başladım anlatmaya, devamını da dinlemelisin. Annen bu Rabia’yı kafaya aldı. Bu kadının karının geçmişi hakkında bazı şeyler bildiğini ve gizlediğini anladı annen. Kadının maddi durumları pek parlak değil. Kendi kolundan bir burma bilezik çıkarıp kadına verdi annen, bildiklerini anlatması için. O da anlattı…

Bu sürtük zamanında bir lisede çalışmış birkaç aylığına. Ama kızının okuduğu lise değil. Tuvaletlerin, sınıfların filan temizliğini yapıp paspas çekiyormuş. Yevmiye ile çalışıyormuş. Rabia ile beraber girmişler işe zaten. O da aynı işi yapıyormuş anlayacağın. Bilmiyorum sen biliyor muydun bunu? İşte, bu işte çalışırken bu sürtük öğretmenlerden biriyle kırıştırmaya başlamış…

Rabia bir gün okul dağıldıktan sonra üst katlardaki boş sınıflardan birinde bunu öğretmenle sikişirken gördüğünü söyledi. (Ben üst kata temizliğe gidiyorum!) diye çıkmış bu. Rabia onun peşinden öğretmenin de yukarı çıktığını fark etmiş. Okulda kimse yokken öğretmenin de üst kata çıkmasından şüphelenmiş. Takip etmiş. En üst katta koridorda bunun paspasını görünce de o katta olduğunu anlamış…

Koridorda dolaşırken sınıfların birinden sesler geldiğini duymuş. Sınıfın koridora bakan tarafında üstte cam varmış. Bir sandalyeye çıkmış, ama gene de boyu tam yetmediği için cep telefonunu çıkarıp kameraya çekmiş içerisini. Aynı şey birkaç sefer daha tekrarlanmış. Rabia her seferinde onları takip etmiş, kameraya çekmiş. Bunların yalan, uydurma olmadığını bilmelisin. Çünkü görüntüleri gördük. Rabia izletti bize…

Asıl pisliği başka ama. Bir gün başka temizlikçi kadınlardan biri bunu bir öğrenciyle kalorifer dairesinde sikişirken basmış. Kadın da yönetime söylemiş. Hemen atmışlar bunu okuldan, öğrenciyi de başka okula göndermişler apar topar. Bu orospu atıldıktan sonra işin aslı çıkmış ortaya. Meğer bu orospu öğrencilerle para karşılığı ilişkiye giriyormuş. Para dediğimde öyle büyük paralar değil ha, 30-40 lira mıymış neymiş? Rabia’nın kulağına gelmiş hepsi. Öğrenciler kendi aralarında konuşurken duymuş. O da daha fazla kalmamış okulda. Bir ay sonra o da çıkmış…

Karının kısa bir zaman çalışma hayatı olmuş anlayacağın. Ama işte yaptıkları da bunlar. Biz bunları yeni öğrendik. Bu olay 4,5 – 5 sene önce olmuş. Annen duyunca ağzı açık kaldı. Annen biliyormuş onun okulda işe girdiğini. Ama orospu annene (Kocam çalışmamı istemiyor, onun için çıktım!) demiş. Oysaki gerçek bambaşkaymış!” dedi.

Göğsüm daralmaya başlamıştı. Nefes alamaz olmuştum. Sürgü kapıyı açtım ve gecenin serinliğine aldırmadan kendimi balkona attım. Duyduklarım tüylerimi diken diken etmişti…

[Osman]

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! Tüm Bölümleri