Benim İlk Genelev Maceram Hüsranla Bitmedi! (07. Bölüm)

Benim İlk Genelev Maceram Hüsranla Bitmedi! (7) (Mesut 26 Y., Aydın / Türkiye)

İçkilerimizi içerken fazla konuşmadık. Suna kısa sürede içkisini bitirmişti. Bardağı sehpanın üzerine koyup yerinden kalktı ve en şuh yürüyüşünü yaparak yanıma geldi. Koltuğun kenarına oturdu ve saçlarımı okşadı. Eğilip dudaklarıma uzandı. Belinden kavrayıp kendime çektim ve saçlarını okşarken dudaklarını öpmeye başladım. Öpüşürken elbisesinin askılarını çözmüştü. İki askı da çözülünce göğüsleri ortaya çıktı. Dudaklarını çekip göğüslerini ağzıma doğru yaklaştırdı. Bu ara oturduğu yerden kaymış, kucağıma gelmişti. Kısa eteği sıyrılmış, jartiyerli çorapları ve külotu ortaya çıkmıştı. Göğüslerini avuçlayıp yoğururken birinin ucunu ağzıma alıp yalamaya, emmeye başladım. Saçlarımı okşuyor, göğüslerini ağzıma itiyordu. Bir elimle göğsünü avuçlarken diğer elimi açılan bacaklarını okşayarak yukarıya doğru çıkardım. Sert kalçalarını okşamaya, amını külotunun üzerinden avuçlamaya başladım. Kadın kısa sürede havaya girmiş, derin soluklar alıp vermeye başlamıştı.

Acele etmeden ayağa kalktım; Suna koltuğa bırakmıştı kendini. Bacaklarından tutup aşağıya doğru çektim ve külotunu tutup çıkardım. Bacaklarını çekerek koltuğun iki yanına koymuştu. Yeni traş edilmiş amı parlıyordu. İnce bir çizgi gibi duran dudaklarına dil attığımda saçlarımdan tutup başımı amına bastırması bir oldu. Yalıyor, dilimi içine sokup çıkarıyordum. Am dudakları narin ve küçüktü. Kendini daha da aşağıya kaydırarak göt deliğini de ortaya çıkarmıştı. Amını ve göt deliğini yalarken inliyor, ağzından anlamsız sözler çıkıyordu. Sonra saçlarımdan tutup kaldırdı. Ayağa kalktığımda aceleyle pantolonumu çıkarmaya yöneldi. Ben gömleğimi çıkarana kadar alt tarafımı çıplak bırakmıştı.

Sertleşmiş yarağımı dibinden kavradı ve yüzüme baktı, “Harika!” dedi ve yaklaşıp yalamaya başladı. Taşaklarımı okşuyor, diliyle de yarağımı başından taşaklarıma kadar yalıyordu. Sonra taşaklarımı ağzına alıp emmeye başladı. Yarağımı sıvazlıyor, diliyle kafasına masaj yapıyordu. Sonra başını ağzına aldı. Öpücükle karışık yalamaya, emmeye başladı. Her saniye biraz daha alıyordu yarağımı ağzına. Kısa süre sonra yarağımın yarıdan fazlasını ağzında yok etmişti. İlk kez bir kadın yarağımı bu kadar ağzına alabiliyordu. Diliyle içeride yaptığı masaj ve somurarak emmesi beni harekete geçirmeye yetmişti. Yarağım çatlayacakmış gibi sertleşmişti.

Bizi yakından izleyen Ülker elinde kremle yaklaştı. Suna yarağımı bırakarak koltuğa yayıldı yeniden. Ülker kremi alıp yarağıma ve Suna’nın amına sürdü. Bacaklarını iki yana ayırdım ve yarağımı tutup am dudaklarına sürdüm. Kafasını iterek amına soktuğumda Suna çığlık atarak kastı kendini. Ona, “Rahat bırak kendini bebeğim! Çok güzel olacak!” dedim. Gerçekten de o güne kadar siktiğim bütün amlardan sıkıydı. Geriye çekip yarağımın kafasını yeniden gömdüm amına. Küçük giriş çıkışlarla yarağımı kısa sürede köküne kadar sokmuştum. Suna’nın irileşmiş gözleri ışıldıyordu. Kasıklarımı yapıştırdım ve yüzünü okşadım. İki eliyle kalçalarımdan tutup kendine çekti, “Sik erkeğim, doyana kadar sik beni! Hadi, doyur beni yarağa!” dedi.

Belinden kavradım ve girip çıkmaya başladım. Amı bir mengene gibi sarmıştı yarağımı. Amı ve yarağım kremlenmiş olmasına rağmen zorla girip çıkıyordum ama Suna hiç rahatsız görünmüyordu. “Sok erkeğim! Nasıl zevk alıyorsan öyle sik beni! Seninim!” diyor, bir yandan yarağın girip çıkışını izliyor, bir yandan da yüzüme bakıp ne hissettiğimi öğrenmeye çalışırcasına beni izliyordu. “Harika sikiyorsun erkeğim! Ohhh! Yarağın kazık gibi içimde erkeğim. Sok erkeğim. Sik doyasıya beni. Seninim!” diyordu.

Eğilip göğüslerini ağzıma aldım. Bir yandan emiyor, bir yandan avuçlarımda koparırcasına sıkıyordum. “Kopart göğüslerimi erkeğim. Morart uçlarını. Isır aşkım. Sik beni. Güzel mi amım erkeğim?” deyince, “Yeni yarak yiyen bir kız amı gibi!” dedim. “Ohhh erkeğim! Senin o am. İstediğin gibi sik onu. Götümü de sik erkeğim. Amımı götümü dağıt yarağınla. Canın nasıl istiyorsa öyle sik beni. Seninim erkeğim!” dedi. İki avucuma aldığım göğüslerini koparırcasına okşarken yarağımı sert hareketlerle sokup çıkarıyordum. Suna gözlerini gözlerime dikmiş, aldığım zevki ölçmeye çalışıyor gibiydi. Kadının, benim aldığım zevk ölçüsünde zevke geleceğini anlamakta gecikmedim. Jartiyerinden tutup sert giriş çıkışlarımı hızlandırarak devam ettim bir süre. Suna amını yırtarcasına girip çıkan yarağıma aldırmıyordu sanki. Gözleri gözlerimde; mimiklerime göre kendini kasıyor, bırakıyordu.

Yarağımı çıkarıp yere, halının üzerine yattım. Aceleyle gelip üzerime apıştı ve eline aldığı yarağımı amında bir anda yok etti. Bacaklarını iyice açmıştı. Yarağım köküne kadar amına girip çıkıyordu şimdi. Biraz yukarıda durmuştu. Alttan kasıklarını dövercesine vuruyordum. Sert kalçalarını avuçlamış ayırmıştım. Amı alabildiğine açılmıştı. Yarağımı sert vuruşlarla sokup çıkartıyordum. Suna birden kasılmaya başladı. “Sok! Sik beni kocacığım. Köküne kadar sok yarağını. Amımı yırt. Kökle. Ahhhh!” çığlıkları evi inletiyordu. Deli gibi vuruyordu kasıklarıma kasıkları. Taşaklarımı da almak istercesine yükleniyor, yarağı içinde dans ettiriyordu. Bir yandan çığlıklar atarak geliyor, bir yandan da yalvarıyordu, “Sik beni! Senin bu am erkeğim! Sok!” diyordu.

İrileşmiş gözlerle yüzüme baktı sonra. “Amım güzel mi kocacığım?” diye sordu. “Alev gibi yanıyor amın Suna!” dedim. “Yarağın odun gibi erkeğim. Sok hepsini. Yarıyor içime girerken. Ohhh! Çok güzel! Sik beni aşkım!” diyerek orgazm üstüne orgazm yaşıyordu kadın. Sikmem, hepsini sokmam için yalvarıyordu kadın. Alttan vurdukça vuruyordum kasıklarına.

Birden üzerimden kalktı ve köpek pozisyonuna geçti, “Gel kocacığım, arkadan sok yarağını. Her şeyim senin aşkım. Sik beni, hadi!” dedi. Arkasına geçip yarağımı sertçe amına soktuğumda çığlığı basmıştı. Umursamadan belinden yakaladım ve yarağımı köküne kadar sokup çıkartmaya başladım. Suna iki eliyle kalçalarını ayırmış kendini geriye vererek siktiriyordu amını. “Sok! Sik beni! Doy amıma erkeğim! Bütün vücudum senin! İstediğin gibi sik beni!” diyor, çığlıkları kasılmalarına karışıyor, kısa aralıklarla orgazm oluyordu Suna. Kasılmaları bitmeden yeniden bana katılıyor, sikmem için yalvarıyordu. Kaçıncı kez orgazm olduğunu anlayamamıştım, ama dar amını sikerken aldığım zevk anlatılmazdı. Girip çıkarken yarağımın derisi soyuluyor gibiydi sanki, ama Suna daha da hızlı sokmam için yalvarıyordu, “Senin o am erkeğim. Sik. Daha da derine sok yarağını. Amımı parçala kocacığım. Ohhh! Sok!” diyordu.

Bir anda durdum. Ülker koltuğa oturmuş sakince bizi izliyordu. Kremi getirmesini söyledim. Bolca krem alıp götüne parmaklarımı sokmaya başladım. Bir, iki üç derken dördüncü parmağımı da soktuğumda Suna çığlıklar atmaya başlamıştı. “Acıyor mu orospu!” diye bağırdım. “Acıyor Kocacığım. Yırtılıyor götüm. Parçalanıyor. Ahhh!” dedi. “Bu yarak yırtacak götünü biraz sonra.” dediğimde, “Parmaklarını çıkart, yarağını sok götüme erkeğim. Yarağın yırtsın götümü!” dedi. Kremlediğim yarağımın kafasını deliğin ağzına getirip yüklendim. Kafası zor da olsa girmişti, ama Suna evi inleten çığlığını basmıştı. Durdum öylece. “Acıyor aşkım. Yırttın götümü. Ahhhh! Yanıyor götüm!” diye inliyordu.

İki elimle yeniden kalçalarını avuçladım ve yarağımı yavaşça çektim, sonra yeniden yüklendim. Yarağımın kafası yeniden göt deliğinde kaybolmuştu. Suna çığlık atıyor, iki eliyle kalçalarını açarak acısını hafifletmeye çalışıyordu. Yarağımı yarısına kadar sokmuştum. Öylece durdum. Suna’nın vücudu titriyordu. “Durma erkeğim. Sik götümü. Yırtılsın. Zevkin keyfini çıkart. Ahhh. Acıt götümü!” dedi. “Yarağımı kıracak göt deliğin orospu!” dedim. “Sik erkeğim. Sik kocacığım. Sok köküne kadar yarağını götüme. Parçala deliğimi. Senin o göt. İstediğin gibi sik!” diyordu halen. Belinden kavradım, geriye çektiğim yarağımı ara vermeden götüne saplamaya başladım. Yarağım kayarak dar götün içine girerken Suna’nın çığlıkları ağlamaya dönmüştü.

Ülker yerinden kalkıp beni durdurdu, “Kadını öldürmeye mi çalışıyorsun sen?” diye bağırdı. Suna ise, “Karışma sen orospu. Siksin götümü kocam, karışma. Acısın. Yırtılsın. Zevk alsın kocam. Sok kocacığım. Yırt götümü. Hadi, durma. Sana feda olsun götüm. Sik!” diye bağırınca, Ülker şaşkınlık içinde yerine gidip oturdu.

Yarağımı kafasına kadar çıkartıp köküne kadar sokuyordum şimdi. Suna ağlıyor, çığlıklarla inliyordu önümde. Ağlamaları, çığlıkları, her şey birbirine karışıyordu. “Nereme istersen orama boşal erkeğim!” diyerek titremeye, kasılmaya başladı yeniden. Kontrolsüzce kasılıyordu vücudu yine. Kasılmaları sırasında göt deliği alabildiğine büzülmüştü. Yarağımı zor sokup çıkarıyordum şimdi. Bir an; günlerce siksem boşalmayı düşünmeyeceğim aklıma geldi. İlk kez bu kadar dar ve sıkı bir deliği sikiyordum. Kafasından köküne sokup çıkartıyordum. Doymam mümkün değildi bu deliğe. Yarağımın damarlarına o kadar güzel masaj yapıyordu ki, iliklerime kadar titriyordum, ama sona gelmek istemiyordum.

Suna’nın ağlamaları ve çığlıkları yavaştan kesilmeye başlamıştı. Yorulmuş muydu, yoksa kendini mi kaybediyordu bilmiyordum. Yarağımı çıkartmadan kendimi yana doğru attım; ikimiz de halının üzerine yan uzanmıştık. Saçlarından tutup başını çevirdim. Gözleri kızarmıştı ağlamaktan. “İyi misin Suna?” diye sordum. “Erkeğim, kocam benim. Bitirdin beni. Hiç böyle sikilmemiştim. Doyurdun yarağa beni. Yanıyor götüm aşkım. Çok acıyor. Hadi boşal!” diyen sesi giderek güç kaybediyordu. Yarağımı köküne kadar soktum ve öylece durdum. Göğüslerini avuçlayıp koparırcasına sıktım. Omuzlarını yalayarak dudaklarına yumuldum. İki dudağını da emerken dişlerimin arasında eziyordum. Elini arkaya uzatmış, kalçalarımdan tutmuş, kendine çektiği vücuduma yapıştırmıştı vücudunu. Kendini tamamen bana bırakmıştı. Yavaş hareketlerle yarağımı birkaç kez daha sokup çıkarttıktan sonra çektim. Yarağım kan içindeydi.

Ülker hızla yerinden kalktı ve koşarak pamuk getirip geldi. Suna’nın göt deliği yırtılmıştı. Pamuğu tampon yapıp göt deliğine yerleştirdi, “Götün folluk gibi olmuş orospu!” dedi öfkeyle. Suna, “Acıyor! Çok mu kanıyor götüm?” diye sordu. “Geçer biraz sonra!” dedi Ülker.

Yerimden kalkıp banyoya yürüdüm. Geriye döndüğümde Suna halının üzerinde öylece yatıyordu. Yanına yaklaşıp saçlarını okşadım, “Acıyor mu halen?” diye sordum. Elimi okşayarak, “Acısın! Sen zevk aldın değil mi aşkım?” diye sordu. “Çok güzeldi! Bu güne kadar siktiğim en güzel göttü. Yarağım bayram etti!” dedim. Suna da, “Acısı geçer biraz sonra!” dedi yerinden kımıldamadan. Suna sikiştiği erkeğin zevk aldığını görmekle ulaşıyormuş orgazm’a. “Seviştiğim erkeğin gözlerindeki zevk çizgilerini gördüğümde orgazm oluyorum! Sabaha kadar sikişsem, yüzdeki o zevk şeklini göremezsem orgazm olamıyorum!” diye açıkladı sonra.

Biraz daha yattı halının üzerinde ve Ülker’in yardımıyla yerinden kalktı. Birlikte banyoya girdiler. Uzun zaman çıkmadılar. Döndüklerinde bacaklarını oynatamayacak kadar zor yürüyordu. Halen aşırı şekilde acı duyduğu yüzünden belliydi. Yeniden yere, halının üzerine uzandı, “Götümün üstüne oturamıyorum. Hiç böyle olmamıştım.!” dedi acı ile gülümsemeye çalışarak. Ülker, “İçki hazırlayayım!” diyerek mutfağa yürüdü. Suna’nın yanına yaklaştım ve dudaklarına öpücük kondurdum, “Pişman mısın Suna?” diye sordum. “Kesinlikle hayır!” dedi ani bir itirazla, “Hayatımda bu kadar doyurucu orgazm olmamıştım. Bu zevki bana yaşattığın için sana teşekkür ederim. Gerçekten de çok zevk aldım. Kaç kez orgazm olduğumu sayamadım bile. Umarım acım da biraz sonra geçer!” dedi.

İçkilerimizi yudumlarken Suna kendinden söz etti, “Kenan’la evlendiğimiz günlerde fark ettim bunu. Gün boyu sevişsem doymadığımı fark ettim. Kenan başlangıçta durumumdan huzursuz oldu. Ben üzerine gittikçe ne yapacağını şaşırdı. Önüme gelenle yatacağımdan korkmaya başladı sonra. Bunu yapmamak için kendimle savaşmadım desem yalan olur. Zaman içerisinde önüne geçilmez bir hal aldı. Sonunda kendime eğlence aramaya başladım. İzmir’in dışında, gözden uzak yerlerde birileriyle sevişme fırsatları yaratmaya başladım. Kenan ilk başta çıldırdı elbette, ama sonradan bunun önüne geçemediğimi gördü ve beni rahat bırakmaya karar verdi. Aradığımı bulmakta zorlandığım zamanlarda huzursuzlaşıyorum ve böyle olunca Kenan ne yapacağını şaşırıyor. Sokağa çıkıp birinin altına yatacağımı düşünmeden edemiyor. Hoş, bunu hiç yapmadım, ama yapacağım sanıyor. Çözüm için çareler üretmeye çalıştık, ama olmadı. Bacaklarımı açsam, içime bir ordunun askeri girse; onlar boşaldıkça boşalıyorum; yapacak bir şey yok!” dedi.

Ülker de, “Senin bir doktora ihtiyacın var!” dedi. “Denemedim mi sanıyorsun? Tedaviye cevap vermedi vücut. Daha doğrusu ben bir süre sonra vazgeçtim. Kendime engel olamıyorum hayatım ya.” diye cevap verdi Suna. Ülker gülerek, “Senin bir genelev kurman lazım!” dedi. “Onu hayal ederek orgazm olduğum zamanlar da oldu!” dedi Suna. O ara telefonu çaldı arayan kocasıydı. Kocasına, “Saat kaç Kenan?” diye sordu, “Hadi ya! İyiyim aşkım, iyiyim. Sanırım biraz sonra çıkacağım. Evet, güzel bir akşamdı. Anlatırım!” dedi. Suna yola çıkmadan, Ülker onun göt deliğine yaptığı tamponu yeniledi ve “Bir an önce eve git ve bu tamponu yenile! Kanaman durmamış olabilir!” dedi. Ülker, Suna’yı arabaya kadar yolcu etti.

Ülker geriye döndüğünde avucundaki paraları bana uzattı. Kadın 1.000 lira vermişti. “Amını götünü dağıttın karının!” dedi kendini koltuğa atarken, “Her yeri yırtıldı, halen canı yarak istiyor!” dedi. Ben de, “Hasta o kadın!” dedim. “İyi siktin ama! Bin lirayı da kaptın!” dedi Ülker gülümseyerek. “Gitti ve bitti!” dedim.

Evi toplamaya giriştik; her şey her yerdeydi. Bir süre sonra telefon çaldı. Arayan Suna’ydı. Ülker benim numaramı verdi ve telefonu kapattı. Kısa süre sonra benim telefon çaldı. Arayan Kenan’dı. Karısının çok kötü durumda olduğunu söyledi, ama kanaması durmuştu. Sonra telefonu Suna aldı, Cumartesi günü için randevu istiyordu. Kabul ettim ve telefonu kapattım. Ülker, “Suna yeter sana! Bundan sonra başka bir karı bulman gerekmiyor. Haftada bir gün gelse aylığını kurtarırsın!” dedi. Cevap vermedim; evi toparladıktan sonra yattık uyuduk. Saat zaten gece yarısını çoktan geçmişti.

Bir ara yarağımın okşandığını fark ettim. İlk anda bunun Ülker olacağını düşünmüştüm, ama gözlerimi açtığımda yarağımı okşayıp yalayanın, haftada bir gün gelen temizlikçi kadın olduğunu gördüm. Ayağındaki şalvarını çıkartmış, yarağımı okşayıp yalarken amını parmaklıyordu. Benim uyandığımı görünce telaşla yataktan fırladı, “Özür dilerim Mesut Bey, çıplak yatıyordunuz ve kendime hakim olamadım…” dedi. Yarağım kadının yalamalarıyla kazık gibi olmuştu. Birşey söylemeden kolundan tutup üzerime çektim ve yarağımı amının dudakları arasına yerleştirdim. Kadın yavaşça kendini bıraktı. Yarağım kayarak amının içinde kaybolmuştu.

Hayatımda gördüğüm en geniş amdı hizmetçinin amı. İri ve geniş kalçaları kasıklarıma yayılmıştı. Üzerimde inip kalkmaya başladığında ellerini göğüslerime koymuş destek alıyordu. “Harika yarak!” diye sayıklıyordu, “Ohhh! Çok güzel! Ahhh!” diye inliyordu. İçinde bulunduğu durumun etkisinden olsa gerek hizmetçi kadın kısa sürede orgazm olmuştu. Ben öylece yatmış, müdahale etmemiştim. Kendi işini kendisi görmüştü. Orgazm olurken sesini çıkarmamaya çalışıyor, kısık sesle inliyordu. Amının suları taşaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Orgazmdan sonra utanma tripleriyle üzerimden kalktı ve koşarak odadan çıkıp gitti. Arkasından gelmesi için bağırdım, “Gel, otur şöyle! Neden yaptın bunu Cemile?” dedim. Önce konuşmak istemedi, ama ısrar edince, “Kocamla iki aya yakındır ilişkimiz yok. Zaten 50 yaşını geçti; takdir edersiniz, ben daha 37 yaşındayım. 5 tane çocuktan sonra amımın bollaştığını, zevk vermediğimi söyleyip duruyor ve benden kaçıyor. Sikişirsek bile bunu birkaç dakikada bitiriyor. Sizi çıplak görünce dayanamadım. Özür dilerim!” dedi.

Temizliğe başlamamıştı bile; anahtarı bırakıp gitmesini söyledim. Defalarca özür diledi, ama onu evde tutamazdım. “Sana hak veriyorum Cemile, ama temizlik için evime gelmeni istemiyorum. Bu hiç de ahlaklı olmaz!” dedim. “Şirket beni işten kovar!” diyerek ağlamaya başladı. “Şikayetçi olmayacağım! Onlara yaz sonuna kadar İzmir’in dışında olacağımı ve hizmet istemediğimi söylersin!” dedim. Cemile temizliği bitirdikten sonra gitmek istediğini söyledi, ama izin vermedim. Anahtarını sehpanın üzerine bıraktı ve çekip gitti.

Zaman geçirmeden internetten başka bir temizlik firması buldum ve acil hizmet istediğimi söyledim. Firma bir saatlik zaman içerisinde bir temizlikçi gönderdi. 50 yaşlarında, sevimli, anne tavırlarıyla insanı rahatsız eden ve sürekli konuşan, şikayet eden bir kadın göndermişlerdi. Tam aradığım kadındı. Adı Fatma’ydı. Ona, “Önümüzdeki Perşembe gelmeden önce telefon et Fatma Ana! Evde olmayabilirim. Aradığında gelirim, tamam mı?” dedim. “Bu evi kim temizliyordu daha önce?” diye sordu. “Boş ver! Tembel bir kadın gelip gidiyordu!” dedim. O da, “Her yer leş gibi. Camlar altı aydır silinmemiş. Bugün yüzeysel temizlik yapayım. Önümüzdeki hafta bu evi kırklayalım!” dedi. “İstersen cumartesi günleri gel!” dedim. Perşembe günleri Çarşambanın yorgunluğu oluyordu ve erken kalkamıyordum. “Daha iyi olur!” dedi Fatma Ana. Cumartesi günü gelecekti.

Evin Cemile’de olan anahtarlarını almama rağmen, kilitlerin yenilerini taktırdım. Bir takım anahtar da Fatma Ana’ya hazırlattım. Fatma Ana Cumartesi günü sabahtan aradı. O gelene kadar duşumu alıp giyinmiştim. İçeriye girdiğinde gözlerim yuvarlağından çıkacaktı neredeyse. Yanında dünya güzeli bir kız vardı. Kız, minyon tipin en güzel örneğiydi. Dalgalı, uzun saçları vardı. Küçük ve çekik gözleri, dudaklarının üzerinde duran küçücük burnu ile yüzü tapılacak kadar güzel görünüyordu. Yaşı 17 falan olmalıydı. Utangaç tavrı ile ayrı bir çekicilik yayıyordu çevresine. Fatma Ana, “Evin temizliğini adam gibi yapmak için birinin bana yardım etmesi gerekiyordu… Bu kızım Ayşe.” dedi.

Bir an önce evden çıkmam gerekiyordu. Çıkıştaki sehpanın üzerine 50 lira bıraktım, çıkarken onu almalarını söyledim. Ama Fatma Ana kabul etmek istemedi. Ben de, “Sana vermiyorum Fatma Ana zaten! Ayşe harçlık yapar, onun da emeği olacak!” dedim. Akşamüzeri geldiğimde gerçekten de eve kadın eli değdiği belli olmuştu. İşin kötü tarafı bazı eşyaların yerini değiştirmişlerdi. Fatma Ana’yı aradım, “Bir daha eşyalarımın yerini değiştirmeyin lütfen!” dedim. Fatma Ana, “Söyledim eşek kızıma…” diye çıkıştı, “Hepsinin yerini Ayşe değiştirdi. Bir daha olmaz Mesut Bey oğlum!” dedi.

Zaman geçirmeden duşa girdim; Suna gelecekti.

[Mesut]

18+ YASAL UYARI:
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi sitesi 18 yaşından büyükler içindir! 18 yaşından küçük iseniz
ve bulunduğunuz ülkede Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!