Beyaz Hatun! – (2. Bölüm)

Beyaz Hatun! (2) (Omar 34 Y., İstanbul)

Ben de Gülriz ablanın yanına uzanmıştım ve bir sigara yakıp beklemeye başlamıştım. Korkuyordum açıkçası vereceği tepkiden. Acaba çok mu ileriye gitmiştim? Çok mu canını yakmıştım? Zevk verememiş miydim?

Buranın nasıl işlediğini 6 aylık iş tecrübemde az çok öğrenmiştim. Zaten çok büyük bir yatırım olduğu için direkt olarak patronlarla muhatap olmak zor oluyordu, hatta mühendis ve başmühendisleri bile bulmak çok zor oluyordu. O yüzden buradaki bazı ustabaşlarına, bazı yemekhane ve çamaşırhane şeflerine yaranmak gerekiyordu. Eğer onların gözüne girersen, burada rahat edip, avanslarını haftalıklarını tıkırı tıkırına alabiliyordun. Eğer onlarla zıtlaşırsan, o zaman işini bile kaybetme riskin olabiliyordu çünkü patronlarla ve üstteki insanlarla direkt olarak muhatap olan kişiler bunlardı. Gülriz abla da hem çamaşırhane ve yemekhaneden sorumlu olarak, hem de 3 senedir burada çalışmasıyla en eski çalışanlarından birisi olarak epeyce nüfuzlu bir çalışandı.

Ben kafamdan bu ihtimalleri geçirirken ilk sigaramı bitirmiş, ikincisine geçmiştim. Gülriz abla yavaşça yerinden kalktı, hiçbir şey demeden duşa gitti ve uzun uzun yıkandı. Çok net hatırlamasam da 30 dakikadan fazla duşta kaldığını hatırlıyorum. Tabii benim bu kadar gözden kaybolmam pek iyi değildi. O yüzden toparlanmış, giyinmiş halde bekliyordum. Gülriz bir süre sonra çırılçıplak çıktı, kıyafetlerini giymeye başladı, ama hiçbir şey söylemiyordu. Ben de cesaret edip soramıyor, bir şey demesini bekliyordum kendi kendime. Ama o hiçbir şey demedi ve benim gerginliğimi iyice arttırdı. Toparlanıp, biraz saçlarını kuruttuktan sonra, “Hadi!” dedi sadece. Birlikte çıktık, artık genel alana açılacak kapıya geldikten sonra da birbirimizden ayrıldık. O gün Gülriz abla beni zevk olarak rahatlatmış ama zihnen germişti.

Sevişmemizden sonraki gün Gülriz ablayı görmemiştim. O gün arka arkaya 2 vardiya yaptığı için 1 tam gün dinlendirilme hakkı vardı. İyice meraklanıyordum ama hiçbir şey de çaktırmadan, işimi yapıyordum. Yemekten iş giysisine kadar, yatacak yerden kafeteryaya kadar birçok şey bu şantiyede ücretsiz bir şekilde verildiği için, çarşı günleri haricinde para harcamadığımdan dolayı 2.000 Dolar kadar da bir birikmişim oldu. Amacım bir an önce para kazanıp, buradan ayrılmak ve kendime başka bir yol çizmekti.

Bu olayın üstünden yaklaşık 2-3 gün geçmişti ki, o gün yatakçı (buradaki anlamı o günü boş geçip, tüm gün izinli olarak kalacak kişi) olarak kalacak kişiler arasında kendi adımı gördüm. Yatakçı çıkmak (hele ki böyle bir sömürü düzeninde) imkansız bir şeydi. Ya gerçekten çok hasta olmak gerekiyordu, ki o zaman da revirde kalıyordunuz ve ücretiniz de bir miktar kesiliyordu, ya da gerçekten birilerine çok yakın olmanız gerekiyordu.

Bu yatakçı iznini araştırırken, Gülriz ablayı gördüm yatakhanenin girişinde. Herkes çıkınca, çarşafları değiştirmek için yatakhanelere gelirdi. Ben yatağıma yattım, herkes üstünü değiştirip işinin başına dönünce de bir yandan çarşafları değiştirirken, “Şerefsiz herif, senin yüzünden 2 gün kıçımın üstüne oturamadım, o nasıl sikmek öyle. Demek ki arkadan versem beni hastanelik edeceksin!” dedi.

Hem bu samimi davranışından, hem de bir problem olmamasını sezmemden dolayı rahatlamıştım ve gülümsedim. Benim kaldığım ranzanın alt katının çarşaflarını değiştirirken elime bir kart sıkıştırdı. “Sana hamam izni çıkarttım. 45 dakika sonra orada ol!” dedi ve eşofmanımın üstünden sikimi sıkarak diğer yataklara geçti.

Banyolar genelde sürekli kullanılıyordu, ama şantiyenin kalabalığından dolayı 5-6 dakikadan fazla kalmak mümkün değildi. Hamama çıkmak ise 2-3 haftada bir kere denk gelebiliyordu. Elime havlumu alıp, yavaş yavaş hamama doğru gittim. Gülriz abla sanırım geleceğimi haber vermiş, oradaki adamlarını da ayarlamıştı ve kimse bana herhangi bir şey sormadan sadece gideceğim yeri gösterdi. Hamama çıktıktan sonra arkadaki özel odalardan bir tanesine girdim.

5 dakika sonra da üstüne sadece peştamal bağlamış bir şekilde Gülriz abla geldi. Bembeyaz büyük göğüsleri neredeyse peştemalden fırlayacak gibiydi ve onların daha fazla zorlanmasına izin vermeden üstündeki peştamalı açtı. Gelip yanımdaki yere oturdu, peştamalımı çıkartıp attıktan sonra bir elini sikime attı. Sikimi okşarken, elimi tutup amına götürdü ve dudaklarıma yapıştı. Gülriz ablanın yumuşacık amını okşarken, büyük ve etli dudaklarını da sömürüyordum adeta. Gülriz ablanın bu kadar maharetli ve azgın bir kadın olduğunu hiç tahmin etmiyordum. Yemekhanedeki görünümü ile neredeyse seksten uzak, tamamen erkek düşmanı ve çok sert, otoriter bir kadın gibi gözüküyordu.

Sikimi okşarken, gövdesine değen bir soğuklukla irkildim. Evlilik alyansı halen parmağındaydı. Tabii ya, burada yaşamadığı için göz önünde olmasa bile Gülriz abla evli bir kadındı. Eğildi, yavaşça taşaklarımı emmeye başladı. Gülriz abla her seferinde beni daha fazla şaşırtıyordu. Onun dümdüz, ön sevişmesiz, sadece girip 5 dakika sevişip boşalan türden seksleri bildiğini sanıyordum, o ise dilini ve ağzını aklımın hayalimin alamayacağı yerlerde kullanıyordu. Kendisinden çok daha sexy, vücut olarak taş çıkartacak kadınların bile bunları yaptığını görmemiştim. Taşaklarımı emerken, parmağıyla arka deliğimi hafif hafif okşayarak bana anüs masajının bir farklı çeşidini yapıyordu. Ara sıra dilini arka deliğime indirip, hemen yukarıya çıkartıp sikimin ucuna kadar getiriyordu.

En sonunda kendini zorlayıp bir anda sikimin tamamını ağzına aldı ve yapabildi. O ana kadar seviştiğim kadınlardan sadece 1 tanesi tamamını ağzına almıştı. İkincisi de şimdi Gülriz abla oldu. Gülriz abla bu sefer, bir öncekinden daha da uzun sakso çekmişti. Sanki ağzıyla beni boşaltmak istiyor gibiydi, ama benim de bir önceki güne göre azgınlığım geçmişti. Erken boşalmam çok zordu. Gülriz abla bir süre sonra vazgeçti ve beni oradaki mermer yüzeylerden bir tanesine yatırdı. Hamamın sıcaklığı ile birlikte ikimiz de sırılsıklam terlemiştik.

Başımın üstüne geldi, diz çöktü ve amını dudaklarıma bastırdı. Etli bacakları yüzünden zor nefes alsam da, o tatlı amını yalamaya başladıkça zevkten deliriyordum. Elimi kalçalarına atıp okşarken, Gülriz ablanın bambaşka bir planı olduğunu düşünememiştim. Bir süre sonra üstümden kalktı ve “Geçen gün istediğin şeyi hatırlıyor musun?” dedi, ama cevap vermeme fırsat vermeden konuşmasına devam etti, “İşte onu sana vereceğim!” dedi. İlk sevişmemizde ona arkadan girmek istememi kastetmişti ve bunu 2-3 gün içinde planlayıp, en acısız yolu bulmayı denemişti. Hamamdaki sıcaklık ve ılık-sıcak su ile gerçekten ikimiz de yumuşamış ve rahatlamıştık. Sırılsıklam olmamız sebebiyle de onun arkasına rahatça girebilecektim. Şu Gülriz abla gerçekten şeytan bir kadındı.

Ortadaki büyük taşın üstünde domaldı. Kalçalarını ayırdı eliyle ve daracık göt deliği meydana çıktı. Eğildim, yumuşacık ve tertemiz göt deliğini biraz daha gevşetmek için yalamaya başladım. Her yalamamda Gülriz ablanın inlemeleri yankılanıyordu. Elimle alttan memelerini okşarken, bir yandan da arka deliğini dinlenmeden yalıyordum. Gülriz abla ara sıra zevk kahkahaları atıyor, sonra da inlemeye devam ediyordu.

En sonunda duraksadım, doğruldum ve sikimi arka deliğine getirdim. Önce hafifçe sürttüm. Gülriz abla hafif kasılmıştı, sanırım belli etmese bile korkuyordu. Simsiyah sikim onun beyaz kalça loplarını yarar gibi içine girmeye başladı. Ben kökledikçe, Gülriz abla kendini yırtarcasına bağırıyordu. O kadar gevşetmeme ve rahatlatmama rağmen, yine de daracık götü benim sikime dayanamıyordu. Ben ise o kadar keyif alıyordum ki, duracak gibi değildim. Pompaladıkça Gülriz ablanın memeleri sallanıyordu ileriye geriye.

Tabii ortamdan dolayı pek fazla pozisyon değiştiremiyorduk. 20 dakika boyunca o pozisyonda kaldım. Ara sıra biraz dinlenmesi için arka deliğinden çıkarak amına kökledim. Amı da alev alev yanıyordu. Gülriz ablayı zorlamama rağmen epeyce azdırmıştım, belliydi. Sırılsıklamdı ve orgazm sıvıları, hamamın sularıyla birlikte bacaklarından aşağıya doğru akıyordu damla damla.

Uzun bir süre Gülriz ablanın o güzel arka deliğini ve amını tattım. Zaman kısıtlamamız yoktu, öğle yemeğine kadar 4-5 saat vaktimiz vardı ve doya doya seviştik ve 2 kez boşaldım. Daha sonra orada yıkandık ve birlikte çıktık. Bu sefer Gülriz ablanın yüzünde bir gülümseme, mutluluk vardı…

[Omar]

18+ YASAL UYARI:
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi sitesi 18 yaşından büyükler içindir! 18 yaşından küçük iseniz
ve bulunduğunuz ülkede Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!