Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (17)

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (17) (Nesrin 37 Y., İstanbul)

Günlerden Cumartesiydi. O gün öğleden sonra Nazmi’yle telefonla görüştüm. Telefonda bana, “Nasılsın canım, napıyorsun? Seni çok özledim kız!” dedi. Ben de kendisini çok özlediğimi söyleyerek teşekkür ettim. Son buluşmamızın arasından 15 gün geçmişti. Onunla konuşmak bana büyük heyecan veriyordu. Hal hatır sorduktan sonra Nazmi asıl konuya geldi, “Aşkım, bu Salı Bahar’la seni bekliyoruz!” dedi. Olacaklar aklıma geldikçe beni heyecanlı bir titreme aldı. “Gelmez olur muyuz aşkım, elbette geleceğiz!” dedim. Kesin konuşmuştum, aslında net birşey yoktu, ama yine de Bahar’ın geleceğinden ümitliydim. Bir aksilik olurda Bahar gelmezse, yalnız gitmeyi aklımdan geçirmiştim. Böyle bir günü Bahar yüzünden kaybetmek istemiyordum.

Konuşmaya devam ettik. Nazmi’nin konuyu devamlı Bahar’a getirmesi canımı sıkmıştı, ama belli etmemeye çalışıyordum. Bahar’dan bahsederken aldığı zevki ballandıra ballandıra anlatıyordu, “Aşkım, kapalı kadınlarda olan göt diğer kadınlarda olmuyor. Bahar’ın küçücük götü vardı, onu sikmek gerçekten harikaydı! Umarım bana kızmamıştır?” dedi. Bozulmuştum, “Ne yani, beni sikerken zevk almıyor musun?” dedim. Nazmi’nin, “Aaa! Aşkıma bak ya! Zevk almasam seninle olur muydum Nesrin! Şunu bil ki canım, senin yerini hiç kimse dolduramaz. Bunu sakın unutma! Sen benim için tüm kadınlardan daha değerlisin!” diyerek iltifat etmeye başlaması benim de çok hoşuma gitmişti. Ama yinede, “Hımm, demek öyle?” dedim. Nazmi, “Yemin ederim ki doğru söylüyorum!” dedi.

Doğrusunu ben onunla var olmuştum. Kendimi onunla tanıdım. Zevkin ne olduğunu onunla tattım. Üstelik o benim ayda bir de olsa gizli sikicimdi. Onu asla kaybetmek istemiyordum. Onun o kocaman ve güçlü yarrağını içimde hissetmek istiyordum. Nazmi’yi başkalarıyla paylaşsam da bu bana yeterdi. Daha sonra Nazmi, “Aşkım, Salı günü ikinizi de bekliyoruz, ona göre haa!” dediğinde, “Başkaları da mı olacak?” diye sordum. Nazmi, “Sürpriz! Söylemem!” deyip gülmeye başladı. Belli ki söylemek istemiyordu. Önce, “Öyle olsun!” dedim, sonra da, “Tamam aşkım, Salıya görüşürüz!” dedim. Nazmi, “Öptüm canım, Salıya görüşmek üzere!” dedikten sonra telefonu kapadı.

Ben de telefonu kapadığımda, bir elimin bacaklarımın arasında olduğunu farkettim. Nazmi’yle buluşmamıza 3 gün vardı, ama amım öyle sulanmıştı ki, külotum sırılsıklamdı. Elimi külotumun içine soktum. Kendimi rahatlatmak istiyordum. Rahatlamam için de boşalmam lazımdı. Sonra koltuğa uzandım, amımın hassas bölgelerini parmaklamaya başladım. Diğer elimle de göğüslerimi okşuyordum. Hassas bölgelerimi parmaklarken küçük küçük dairecikler çiziyordum. O sırada şişmiş olan klitorisimi ve amımın küçük dudaklarını okşayıp sıkıştırıyordum. Uzun süre derin hayaller içinde tatmin olmaya çalışırken, bedenimi ısısı artmaya başlamıştı…

Birkaç dakika içinde boşalmak üzere olduğumu hissettim. Bunu üzerine parmak hareketlerimi dahada hızlandırdım. Birkaç saniye içinde beynim uyuşmaya, bedenim kasılmaya başladı. Memelerimi okşayan elimi arka deliğime yönlendirdim. Arka deliğimle oynamaya başladım. Hoşuma gidiyordu. Böyle devam etmek bana zevk veriyordu ve boşalmamı hızlandıracaktı. Bir müddet devam ettim. Ohhhh, Tanrım! Sonuna gelmiştim, aniden boşalmaya başladım. Tüm bedenim kasılıyordu. Arka deliğim açılıp kapanırken, parmaklarımla git gel yapıyordum. Am suyumun verdiği kayganlık harikaydı. Parmaklarımı rahat bir şekilde büzüğüme sokuyordum. Uzun bir müddet devam eden bu boşalma anı inanılmaz zevkliydi. Dakikalar sonra kasılmalarımın yavaşlamasıyla kendime geldim…

O gün kocamla güzel bir gece geçirdik. Bunda, Salı günü olacakların etkisi büyüktü. Kocamla olan ilişkimiz de artık düzene girmişti. Benimle daha fazla ilgileniyor, ben de onun bir dediğini iki etmiyordum. Kocamdaki değişiklik bana da rihayet ediyordu. Muhafazakar kocam fantaziyi ön plana çıkarmaya başlamıştı. Ağzımı arar gibi değişik konulara giriyordu. O gece ilk kez değişik bir soru sordu bana. Bunu daha önce hiç yapmamıştı. “Karıcığım sana bir şey sormak istiyorum, ama lütfen bana doğru söyle!” dedi. Ben de, “Sor?” dedim. “Hiç benden başka biriyle birlikte oldun mu?” diye sorunca, bir an tedirgin oldum. Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Bu konuda bir şey söylesem vereceği tepkiyi kestirmek zordu. Kendimi riske atamazdım.

“Bu nasıl soru kocacığım! Ben seni çok seviyorum!” dedim. Kocam ise, “Ya yanlış anlama karıcığım, sadece merak ediyorum. Sen güzel bir kadınsın, mahallede seni arzulayan kimbilir kaç erkek vardır!” dediğinde, “Töbe, töbee!” diyerek saf ayaklarına yattım. Daha sonra kocam, kendi yarrağından başka yarrak görüp görmediğimi sordu. Buna verdiğim cevap yine, “Töbe, töbee!” olmuştu. Ama kocam konuyu bitirmek istemiyor gibiydi, “Biliyor musun karıcığım, öyle yarraklar var ki, benimkinin iki misli uzun! Üstelik kolum kadar kalın olanları bile var!” dedi. Ben yine saf ayaklarına yatıp, “Ciddi misin? Gerçekten o kadar büyükleri var mı?” dedim.

Ben merak eder gibi karşılık verince, kocam dahada heyecanlanmıştı. Bana, “Biz evlenmeden önce başından geçen her hangi bir şey de mi olmadı yani? Hadi karıcığım, lütfen anlat!” diyerek, ısrarla anlatmamı istiyordu. Ben de, “Ne anlatmamı istiyorsun kocacığım? Hem olsa bile, sana anlatıp başıma iş mi alacağım?” dedim. Kocam ısrarla, “Hadi amaaa, anlat birşeyler, yemin ederim hiç bir şekilde sana kızmayacağım. Birşeyler illa ki olmuştur!” deyip, anlatmamı istiyordu. Ben de, “Küçükken olmuştu, ama bunu anlatamam ki!” dedim. Kocam heyecanlanmıştı, büyük bir istekle anlatmamı istiyordu. Ben de küçükken başımdan geçen bir olayı anlatmaya başladım…

“Köyde olduğumuz yıllarda, kışlar çok soğuk olduğundan, geceleri sıcak sobanın yanında yatardık. Annemle babam bizle aynı odada yatardı. Biz yerdeki yatakta, annemle babam ise divanda. Bazı geceler divanın gıcırdamasından uyanırdım. Annem, (Yavaş ol herif, çocuklar uyanacak!) diye ikaz etmesine rağmen, babam bizleri umursamazdı bile. Daha sonraki geceler bütün bu olanlar bende merak uyandırmaya başlamıştı. Uyur numarası yapar, neler olduğunu anlamaya çalışırdım. Babam annemi sikerken, annemin inlemeleri ve (Ohhh, çok güzel! Çok güzel! Devam et, devam et aşkım! Sok! Sok! Dibine kadar sok!) gibi sözleri duyulmayacak gibi değildi… Yine böyle bir gecede Nuray ablamın da onları izlediğini farkettim. Ablam benden yaşça büyük olduğu için, annemle babamın ne yaptıklarını benden çok daha iyi biliyordu. O da benim gibi çaktırmadan izliyor, kendi kendini tatmin ediyordu…” dediğimde, kocam lafımı kesti…

“Ablanın kendini tatmin ettiğini de nerden çıkardın?” dedi. Ben de, “O an için ne yaptığını bilmiyordum, ama birkaç yıl sonra Orgazmın ne olduğunu öğrendiğimde, ablamın ne yaptığını tahmin etmek hiçte zor değildi. Odada yalnız olduğumuz bazı günler ablam beni kaale bile almazdı. Benim yanımda, elini eteğin altına sokar, amını okşamaya çalışır, sonrada inleyerek boşalırdı…” diye ben bunları anlatırken, kocam sikini okşayarak, “Bütün bunları Nuray mı yapardı?” dedi. Ben de, “Evet!” dedim ve tekrar konumuza dönmek için, “Bir dur da anlatayım!” dedim. Kocam, “Tamam tamam!” dedi, ben de anlatmaya devam ettim…

“Komşumuzun Nuri adında bir oğlu vardı. Nuri benden büyüktü, ama onunla oyun oynamak hoşuma giderdi. Oynadığımız oyunlar, ya 5 taş olurdu, yada 6 taş. O daha iyi oynardı, ama yinede onu yeniyordum. Ya bilerek yeniliyordu, yada yenmek istemiyordu. Birgün Nuri ile evin arkasında 6 taş oynarken, kardeşlerim de etraftaydı. Hava sıcak olduğu için etek giymiştim. Bacak aramın açıldığından habersiz tüm dikkatimi oyuna vermiştim. Ben kazanmak için hırs yaparken, Nuri ise bacaklarımın arasını inceliyormuş. Bir ara yüzüne baktım, yüzündeki ifade bir şey ister gibiydi. Yüzü pembeleşmiş, aval aval bana bakıyordu. (Ne oldu Nuri? Neden oynamıyorsun?) diye sordum. Ama Nuri hiç konuşmuyordu, gözleri bacaklarımın arasındaydı…

Ne olduğunu anladım ve hemen toparlandım. Uzun süre konuşmadan kaçamak bakışlarla birbirimizi izledik. İçimdeki bir his olayın komikliğini ön plana çıkarır gibiydi. Daha fazla dayanamadım ve elimde olmadan gülmeye başladım. Nuri de biraz şaşkınlık yaşadıktan sonra bana katılmıştı. Sürekli gülüyorduk, ama ne için güldüğümüzü biz de bilmiyorduk. Aradan bir müddet geçtikten sonra ilk konuşan Nuri olmuştu. (Bacakların çok güzel!) dedi. Ne demek istediğini anlamasam da, gülümseyerek ona bakıyordum. Böyle bir laf hoşuma gitmişti. Utanıyordum, ama yine de, (Gerçekten mi?) diye sordum. Nuri, (Gördüğüm en güzel bacaklar senin bacakların. Hem güzel, hemde çok beyazlar!) dedi. İçim kıpır kıpır olmuştu. Devam etmesi için gözlerinin içine bakıyordum. O sırada bacaklarımı toplamış, iki büklüm olmuştum…

Nuri, (Senden bir şey istesem yapar mısın? Yalnız kızmak yok!) dedi. Ne isteyecekti bilmediğim halde, (Ne istiyorsun?) dedim. Nuri ısrarla, (Kızmak yok! Tamam mı?) dedi. (Tamam, kızmayacağım!) dedim. Biraz sustuktan sonra bana, (Bacaklarını görebilir miyim?) dedi. O an ne diyeceğimi bilemedim. Ne istediğinin farkında bile değildim. Az önce bacaklarımın arasını görmüştü, ama o istedi diye göstermekten utanıyordum. O kadar utanıyordum ki, dilim tutulmuştu…

Nuri elini bacaklarıma attı, açmam için. (Hadi Nesrin! Görmek istiyorum!) dedi. O an kaçmak istedim, ama bir şey beni engelliyordu. (Tamam!) diye mırıldandım. Bacaklarımı iki yana açtığımda, eteğim geriye doğru sıyrılmıştı. Nuri fısıldayarak, (Ohh, çok güzel!) dedi. Bacaklarımın arasına bakarken onu izliyordum. O zamanlar şimdiki gibi külotlar yoktu. Altımda annemin diktiği çiçekli külotlardan vardı. Lastiği öyle sıkıydı ki, külodu çıkarmak bile zordu. Giydiğim külot en az bir yıllık vardı. İyice aşınmış, ağ kısmıda azda olsa sökülmüştü. Eski olduğu için de utanıyordum. Bacaklarımı tekrar kapadım…

Nuri yalvarır gibi, (Lütfen, bakmak istiyorum!) dedi. Etrafa bakındım, kimsecikler yoktu. Yinede, (Ya bir gören olursa?) dedim. Nuri de, (Gel! Kimsenin görmeyeceği bir yere gidelim!) dedi. Nuri önde ben arkada mısır tarlasına girdik. İtiraz etmeden peşinden gittim. Kendimize uygun bir yer bulduktan sonra, etraftaki otları düzelttik ve oturduk. Nuri gözlerimin içine bakıp, (Eteğini çıkarır mısın?) dedi. Ayağa kalktım. Çiçekli eteğimi lastiklerinden tutup, ayaklarımın dibine indirdim. Altımda sadece donum kalmıştı. Eskiydi, ama temizdi. Donumu da çıkartmamı isteyince, çekindim. Korktuğumu görünce, (Korkma kız, sadece bakacağım!) dedi. Yine de çekiniyordum, (Hayır, çıkarmam!) dedim. Nuri de, (Böyle yaparsan seninle bir daha konuşmam!) dedi…

Sanki damarıma basmıştı. Böyle bir şeyin olmasını asla istemiyordum. Bu beni çok üzerdi. Onu çok seviyordum. Ama yine de utanıyordum. (Ama çok utanıyorum!) dedim. Nuri gülümseyerek, (Sana inanmıyorum Nesrin! Benden mi utanıyorsun?) deyip elini donuma attı. Aslında ben de çıkarmak istiyordum. Ama ona karşı naz yapmak hoşuma gidiyordu. Onun o hali karşısında gülmeye başladım. Çıkarması için izin vermiştim. Lastiklerin çok sıkı olduğunu görünce, (Kız bunu nasıl çıkartıyorsun? Çıkartana kadar donuna edersin!) dedi. Bu banada çok komik gelmişti, bunun üzerine ikimiz de gülmeye başladık…

Zorda olsa, donumu lastiklerden tutup indirdi ve topuklarımdan çıkardı. Belimdeki izler lastiğin sıkılığını anlatıyordu. Şimdi üzerimde sadece kazak kalmıştı, alttan çırılçıplaktım. İçgüdüsel olarak ellerimle amımı örtmüştüm. Nuri kızarcasına, (Hadi amaaa, böyle yapma!) diyerek ellerimi kenara çekti. Sonra, (Ohh! Çok tatlı, çok güzel!) dedi. Nuri Benden 3-4 yaş büyüktü. Bazı şeyleri benden daha iyi bildiğinden emindim. Büyük bir arzu ve istekle bakmaya devam ediyordu…

Daha önce aynanın karşısında amımı incelemiştim, nasıl olduğunu çok iyi biliyordum. Amım yeni yeni kıllanmaya başlamıştı ozamanlar ve bu kıllar amımı süslüyordu. Amım patates gibi tombuldu. Ortadan ikiye bölen bir çukur vardı. Bu çukur, bir çizgi gibi kıçıma doğru gidiyordu…

Nuri eteğimi silkeledikten sonra yere serdi. Ardından oturmamı söyledi. Bacaklarımı büzerek oturdum. İki eliyle dizlerimden tutup bacaklarımı ayırdı. Amım tamamen gözlerinin önündeydi. Artık gizli saklı hiç bir şeyim kalmamıştı. Beyaz düzgün bacaklarım yanlara doğru yatmıştı. Nuri’nin ise heyecanlandığı her halinden anlaşılıyordu. Ben de heyecanlıydım, amımı ilkkez birine gösteriyordum. Sanki ben de bu durumu istemiştim. Aklıma annemle babam gelmişti, annemin zevkten inleyişleri kulaklarımda çınlıyordu. Sikişmenin zevkli bir şey olduğunu tahmin edebiliyordum. Bu beni dahada cesaretlendirmişti…

Kendimi bırakıp sırtüstü uzandım. Bacaklarımın arası iyice açılmıştı. Kafamı kaldırıp Nuri’yi izliyordum. Heyecanlanmış titriyordu, (Biliyor musun, ilk kez am görüyorum… Ben amları daha farklı sanırdım. Anlatılanlara hiç benzemiyor…) dedi. Amıma dokunurken diğer taraftan da sikini okşuyordu…” diye, o günleri hatırlamanın heyecanıyla anlatmaya devam ederken, kocam yine lafımı bölüp, “Sen neymişsin be karıcığım. Başından neler geçmiş te haberimiz yok. Zevk alıyor muydun?” diye sorunca sinirlenmiştim. “Öyle zırt pırt araya gireceksen anlatmıyorum!” dedim.

Kocam, “Tamam, tamam! Özür dilerim. Lütfen anlatmaya devam et hadi!” dedi. Duyduğu şeyler kocamı heyecanlandırmıştı ve devamını merak ettiği her halinden belliydi. Beni saf köylü sanıyordu. Nazmi’yle Kemal’ın beni tost yapmalarını anlatacak olsam, küçük dilini yutardı. Ama bunu anlatmam için kocamın daha çok yol alması lazımdı.

Ben yarım kalan yerden anlatmaya devam ettim, “Nuri amıma dokunmaya başlayınca, içimi harika bir sıcaklık kapladı. Amımı incelemekten başka bir şey yapmıyordu. Aklıma annemin amını yalatışı geldi, amını yalaması için babama yalvarırdı. Ben de Nuri’ye, (Amımı yalasana!) dedim. Nuri şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Tekrar söyleyince, dilini dokundurmaya başladı. Dilinin sıcaklığı hoşuma gitmişti. Başını, saçlarından tutup amıma bastırıyordum. Sanki o da böyle birşey istiyordu. İyice kayganlaşan amım dilinin sürtmesiyle sabun gibi olmuştu. İnanılmaz zevk alıyordum. İçimden bir şeyler kasıklarıma doğru akıyordu. Ne olduğunu bilmiyordum ama çok zevkliydi. Nuri yalamaya uzun süre devam etti. Sonra, (Yoruldum kız!) diyerek doğruldu. Ağzı burnu ıpıslak olmuştu. Aslında yalamaya devam etmesini istiyordum, ama yorulduğunu söyleyince bir şey diyemedim. Her şeye rağmen hoşuma gitmişti…

Nuri ayağa kalkıp kemerini çözdü ve pantolonunu indirdi. Külotun içindeki şişlik dikkatimi çekmişti ki, külotunu da indiri verdi. Heyecandan dilim tutulmuştu. Daha önce hiç görmediğim şey bana bakıyordu. Kocaman başı olan, uzunca bir şeydi. O an siki bana çok büyük gelmişti. Nuri dizlerinin üzerine çömeldi. Ne yapmak istediğini anlamıyordum. (Ne yapıyorsun?) diye sordum. O da, (Korkma! Sadece sürteceğim!) dedi. Ama ben yinede tedirgindim. (Yalvarırım sikme beni!) dedim. Nuri, (Sikmeyecem kız, sadece sürteceğim!) diye tekrar etti. Sikini tükürükleyip, amımın yarığına boylu boyunca uzattı. Üzerime uzandı ve ileri geri hareket edip, sürtünmeye başladı. Amımın üzeri sabun gibi kayıyordu. O kadar sıcaktı ki, sanki amım yanıyordu…

Tüm ağırlığı bacaklarımın arasındaydı. Hareketleri hızlandıkça hızlandı. İçimden bir şeylerin aktığını hissediyordum. Öyle hoşuma gidiyordu ki, zevkten inliyordum. Nuri de acaip sesler çıkarmaya başlamıştı. Gövdesinin baskısı amımı yakıyordu. Sonra birden bağırarak doğruldu. Sikini eline almasıyla birşeylerin fışkırdığını gördüm. O an çok korktum. Ne olduğunu bilmediğim için endişeyle Nuri’ye bakıyordum. Öyle şiddetli fışkırmıştı ki, ağzım burnum berbat olmuştu…

Birkaç saniye sonra, ne olduğunu sordum. Nuri gayet mutlu bir şekilde, (Boşaldım!) dedi. Ben boşalamamıştım, ama en azından boşalan birini görmüştüm. Hemen toparlanmaya başladık. Üzerime fışkıran dölleri silip, önce külotumu giydim, ardından da eteğimi. Nuri de donunu ve pantolonunu giydi. Hiç bir şey konuşmadan, önce Nuri çıktı mısır tarlasından, ardından da ben çıkıp, eve gittim. Ablam kapıdaydı, (Nerdesin kız?) dedi. Ben de, (Zeliha’ların ordaydım…) dedim. (Üstünü başını berbat etmişsin, çabuk çıkar şunları!) dedi. Ben de, (Tamam abla.) dedim. O günü kazasız belasız atlatmıştım!” deyip anlatmayı bitirdim.

Anlattığım şeyler kocamı müthiş azdırmıştı. Yarrağı öyle bir sertleşmişti ki, daha önce hiç böyle görmemiştim onu. Yarağını gövdesinden tutup, başını tükrükledim, sonra da, “Hadi kocacığım, çok istediğin götümü sik bakalım!” dedim ve domaldım. Birkaç dakika da olsa harika bir sikiş yaşamıştım. Aynı zevki kocam da almıştı. Aslında Nazmi’deki yarrağın büyüklüğü karşısında kocamın yarrağı fena değildi. Kocamınki acıtmıyordu, ama zevk almam konusunda yeterliydi. Sadece kocamın erken boşalması canımı sıkıyordu. Fakat o gece kocam beni şaşırtmış ve 20 dakika dinlendikten sonra, götümü ikinci kez sikmişti. Kocamdaki bu pozitif değişiklik beni de rahatlatıyordu.

Kocam yorulmuş hemen uykuya dalmıştı. Ben kalkıp güzel bir duş aldım. Kurulandıktan sonra, mutlu bir şekilde kocamın yanına uzandım ve uykuya daldım…

[Nesrin]

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! Tüm Bölümleri

18+ YASAL UYARI:
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi sitesi 18 yaşından büyükler içindir! 18 yaşından küçük iseniz
ve bulunduğunuz ülkede Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!