Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (25)

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (25) (Nesrin 37 Y., İstanbul)

Nagihan’la görüşmelerimiz sıklaşırken çekingenliklerinden de yavaş yavaş kurtuluyordu. Öğrenmek istediklerini benimle rahatlıkla paylaşır olmuştu. Birgün bana, “Abla, o şeyi nerden aldın?” diye sordu. Plastik yarraktan bahsediyordu. Bu soruya cevap vermek istemiyordum, onun için, “Kız, yoksa sen de mi almak istiyorsun?” dedim. Nagihan birşey demedi, ama belli ki plastik bir yarrağa sahip olmak istiyordu. İsterse kendisine verebileceğimi söyledim. “Ciddi misin abla?” derken Nagihan’ın gözlerindeki parıltıdan bunu çok istediği belli oluyordu. “Seni mi kıracağım kız!” diyerek gittim sakladığım yerden alıp getirdim. Plastik yarrağı kendisine verdiğimde mutluluğu görülmeye değerdi. Çok sevinmişti, heyecanı anlatılır gibi değildi, defalarca teşekkür etti. Sonra da evdeki işleri bahane edip gitmek için müsade istedi. Kapıdan çıkarken gözleri ışıldıyordu. “Görüşürüz!” diyerek arkasına bakmadan dairesine inerken, içimden (Orospuya bak, denemek için bir an önce gitmek istedi!) diye geçirdim. Şaka amaçlı, “Fazla kullanma kız, bana da lazım!” diye seslenince, dönüp gülümsedi…

Günler sakin bir şekilde geçiyordu. Çocuklar yaz tatili için memleketteydiler. Kocam ise herzamanki gibi işine gidip gelirken, ben de internette daha çok vakit geçirmeye başlamıştım. Bir akşam eve erken geldiğinde ben internette okey oynuyordum. “Karıcığım dikkatli ol, internet sapıklarla dolu, başına iş alma!” dedi. Kocam ilkkez böyle konuşuyordu. “Korkma kocacığım ben kendimi korurum! Hem bana kim bakar ki?” dedim. Kocam gayet ciddi bir üslupla, “Öyle deme! Çok güzel bir kadınsın! Senin gibi bir kadınla kim olmak istemez ki!” diye karşılık verdi. Böyle konuşması tuhafıma gitmişti. Tebessüm ederek kendisine bakınca, kocam sırıtarak, “Ooo, hoşuna gitti galiba? Bilmediğim birşeyler mi var karıcığım?” dedi.

Kocam sert bir yapıya sahip olduğu için kendisine karşı herzaman dikkatli olmuşumdur. Ama şimdi bütün bunları söylerken oldukça rahat bir tavır sergiliyordu. Aramızda daha önce hiç böyle konuşma olmamıştı. Bu durum tuhafıma gitmişti. Fantazi mi yapıyordu, yoksa ağzımı mı yokluyordu anlamak mümkün değildi. “Ne alakası var! Gördüğün gibi sadece okey oynuyorum! Hem o tür şeylerden anlamam ben!” dedim. Ama kocam tepemde dikilmiş, sataşmasını sürdürürken beni izliyordu. Birden elini uzatıp göğüslerimle oynamaya başladı. Gözü profildeki resmime takılınca, “Böyle resimler koyarsan asılan çok olur karıcığım!” dedi. O esnada oyunculardan biri de arkadaşlık isteğinde bulununca, “Bak gördün mü!” dedi. Ben de, “Ne var bunda?” diyerek bunun normal olduğunu anlatsam da, kocam, “Tabii tabii, ne demezsin!” diyerek tebessüm ediyordu. Aklı sıra birşeyler ima etmeye çalışıyordu. Ben ise, “Ben böyle şeylerden anlamam!” diyerek karşı çıkıyordum.

Genç kızlığımda yaşadığım bir anımı kendisiyle paylaştığım için hakkımda farklı şeyler düşünebilirdi, ama artık çok geç kalmıştı. Çünkü At’ı alan Üsküdar’ı çoktaaaan geçmişti. Yediğim yarrakların haddi hesabı yoktu. Aldatıldığını bir bilse kimbilir neler olurdu neler. Eminim dudağı uçuklardı. Kocam belli ki bana zarf atıyordu, ama bunun için daha çok çalışması gerekiyordu.

“Senin yüzünden doktora bile gidemiyorum, hep arkadan yapıyorsun, götümü folloş ettin!” dediğimde duymuyordu bile, halen göğüslerimle ilgileniyordu. Üzerimde kısa kollu bir tişört, altımda eşofman vardı, Sütyen takmamıştım. Kocamın bir eli göğüslerimle ilgilenirken, diğer eli de sırtımdan kalçalarıma kadar inmişti. Elini eşofmanımın içine daldırdı ve götümün yanaklarını avuçladı. Bunu yapması hoşuma gitmişti, ona yardımcı olmak için kalçalarımı geriye doğru çıkardım. Elini götümün yanakları arasına sokup amımı avuçladı. Bir eli amımı yoğururken, diğer eli göğüslerimi yoğurmaya devam ediyor, aynı zamanda kulak mememi vede boynumu öpmeyi de sürdürüyordu.

Daha önce hiç böyle yapmamıştı, bunu yapan kocam değil de sanki bir başkasıydı. Ama hoşuma gidiyordu. Amımdan sızan sular avucunun içine akıyordu. Parmaklarını amımın içine daldırmaya başladı. Islanmış parmaklarıyla amımda git gel yaparken, ben de kalçalarımı oynatıyordum. Bilgisayarın koltuğunda oturmuş okey oynamaya çalışırken aklım bacak aramdaydı. Bir müddet amımı parmakladıktan sonra, amımdan akan suları o çok sevdiği göt deliğime yedirmeye başladı. Parmağı büzüğümde dairecikler çizerek göt deliğimde girdi. Bir parmak, iki parmak derken, üç parmağını götüme sokup ileri geri oynatmaya başladı. Ne yalan söyleyeyim bundan zevk alıyordum. Birkaç dakika götümü parmakladıktan sonra parmaklarını geri çekti. Anlaşılan daha fazla beklemek niyetinde değildi. Kemerini çözüp pantolonunu ve donunu indirdiğinde yarrağı iyice sertleşmiş, dimdik duruyordu. Aslında kocamın yarrağı fena sayılmazdı, ama erken boşaldığı için sorun yaşıyordum.

Beni ayağa kaldırıp, önce eşofmanımı ardından külotumu indirdi, Bilgisayarın koltuğuna ters oturmamı istedi. Dediğini yapıp koltuğa dizlerimin üzerine oturduğumda kalçalarım geriye doğru çıkmıştı. Hemen arkama geçti ve oyalanmadan yarrağını amıma kökledi. “Ohhhh!” diye inledim, içimde sıcaklığını hissetmek çok güzeldi. Belimden iki eliyle tutup ileri geri hareket etmeye başladı. Amıma giren her şeyden zevk alırım, hele bu giren şey yarrak olursa daha da zevkli oluyor. İyice sulanmış olan amıma hızlı hızlı girip çıkmaya başladı. Böyle devam ederse kısa zamanda boşalabilirdim, ama çok geçmeden yarağını amımdan çıkardı. “Ne yapıyorsun? Devam etsene!” dedim. Kocam ise pis pis sırıtarak, “Devam edeceğim, ama başka yerden!” dediğinde, “Zaten şaşardım! Ama öyle 2 dakikada boşalacaksan ordan sokma!” diyerek kendisini ikaz ettim. Bunu istemediğim için değil, doymak istediğimdendi. Bazı erkekler göt sikerken fazla dayanamıyordu, kocam da bunlardan biriydi…

Ben dizlerimin üstünde domalmış halde koltuğun kollarından tutunurken, kocam götümün yanaklarını avuçlamaya başladı. Bir müddet yoğurduktan sonra nefesini götümün yanakları arasında hissettim. Kocam daha önce yapmadığı şeyi yapıyordu, göt deliğimi yalıyor, diliyle içime girmeye çalışıyordu. Kocam götümün yanaklarını iyice gerdiğinde ben de kendimi sıkmayı bıraktım. Şimdi, normal şartlarda bile şişenin ağzı kadar açık olan göt deliğime dilini sokabildiği kadar sokuyordu. Bu duyguyu anlatmak istesemde anlatamam, hoş ve değişik bir duygu. Devam etmesi için kendimi iyice arkaya veriyordum. 10 dakika kadar devam ettikten sonra doğruldu, ön tarafıma geçip yarrağını ağzıma verdi. Yumuşamak üzere olan yarrağını emmeye başladım. Kısa sürede sertleşince, ağzımdan çekip tekrar arkama geçti…

Islanmış ve kayganlaşmış olan göt deliğime yarrağının başını ayarlayarak yüklendi. İlk anda hoş bir yumuşaklık hissettim. Direnci kırılan göt deliğim fazla dayanamamış, kapısını ardına kadar açıp yarrağı içeri davet etmişti. Tuhaf bir duygu yaşıyor ve aldığım zevkle ürperiyordum. İçimden (Umarım uzun süre dayanır da, ikimiz de zevk alırız!) diye geçiriyordum ki, hızla git gel yapmaya başladı. “Yavaaşş!” diye bağırdım. Böyle devam ederse biliyordum ki çok çabuk boşalacaktı. Hemen boşalmasını istemiyordum, ben de zevk almak istiyordum. Dediğimi yaptı, yavaşladı. Şimdi yarrağını yavaşça geri çekiyor, sonra da yine yavaşça köküne kadar sokuyordu götüme. Artık dinlenerek sikmeye başladı. Çıkarken değil de, yarrak götüme girerken daha çok zevk alıyordum…

Nazmi’nin yarrağına göre kocamın yarrağı çok daha inceydi, ama yine de zevk veriyordu. O an bile Nazmi’yi hayal ediyordum. Ondan aldığım zevki kocamdan alamıyordum. Kocam hemen boşalacak diye endişe ediyordum hep. Oysa Nazmi bezginlik verecek kadar sikmeye devam ederdi. Zorlayan kalınlık acı verse de, bir müddet sonra zevke dönüşürdü. Ben bunları düşünürken kocam götümü yavaş yavaş sikmeye devam ediyordu. Göt deliğim iyice gevşemişti. “Karıcığım çok güzel götün var! Eskiden çok dardı, oysa şimdi…” derken lafını kesip, “Ak delik varken, hep Kara deliği sikersen olacağı buydu!” dediğimde, kocam, “Önceden neler çektirdin bana, ama şimdi karşı bile çıkmıyorsun!” dedi.

Böyle söylemesi canımı sıkmıştı. Kocamın bu tür konuşmaları hoşuma gitmiyordu. Oysa yabancı bir erkek bu tür söylemler yapsa da rahatsızlık duymazdım. “Konuşma da işine bak!” dedim. İki eliyle belimden tutmuş kendine çekerken yarrağını dibine kadar sokup çıkarmaya başladı. Ben de o sırda klitorisimi sıvazlıyordum. Yarrağı gerilmiş bir Yay gibiydi, sertliğini hissediyordum. Belini ileri iterken ben de kalçalarımı geri ittiriyordum. ‘Şlapp, şlap, şlap!’ sesleri odada yankılanıyordu. İlkkez kocamdan önce boşalacağımı hissettim. Şehvetli sözler ağzımdan çıkarken kocam da hızlanmaya başladı. O an kasılmaya başladım. “Ooohh! Oohhh! Devam et! Devam et! Ohhh! Çok güzel! Çok güzeel! Ohh! Ohhhh! Oooğğğhhhhh!” diye inleyerek büyük bir zevkle boşalıyordum. Boşalırken kasıldığım için götümdeki yarrak da sıkışıyordu. Bu durum kocam daha çok zevk vermiş olmalı ki, o da dayanamadı ve “Oooğğhhh!” diye böğürdü. Ve sıcak döllerin içime aktığını hissettim…

Hem boşalıyor hemde gidip geliyordu. Boşalttığı döller deliğimi dahada kayganlaştırmıştı. O sırada götümden ‘Zart! Zurrtt! Zort!’ diye sesler çıkıyordu. Yarrak gevşediği için çevresinden çıkan hava bu seslere sebep oluyordu. Rahatlayan kocam yarrağını geri çekince elimde olmadan osurdum. Büzüğümü sıkamadığım için külotu istedim. Külotu göt deliğime tampon yaparak yerimden doğruldum. Kocam banyoya giderken, ben de tuvalete girdim. Kocam banyo yaparken, ben de ‘Zart, zuurt!’ sesleri eşliğinde içimdeki dölleri boşalttım…

O gün götten sikilerek de olsa rahatlamış, kendime gelmiştim. Nedenini bilmiyorum ama, bu mevsimde daha istekli daha arzulu oluyordum. Kısa süren sikişmeler beni daha da azdırıyordu. Aklım hep bacaklarımın arasında oluyordu, her an içime bir şeylerin girdiğinin hayalini kuruyordum. Günler böyle geçerken, evde yanlız olduğum zamanlar ya pørnø izliyor, ya da masturbasyon yapıyordum…

Çarşamba günü tanımadığım bir numara aradı. Karşımdaki kişi bana ismimle hitap edince, “Siz kimsiniz? Adımı nerden biliyorsunuz?” dedim. Telefondaki kişi, “Ben Kemal!” dediğinde hatırladım. Kemal’le Nazmi sayesinde tanışmıştım, beni siken ikinci erkekti. Mavi gözlerini unutmam mümkün değildi, bakışları oldukça etkiliydi. İster istemez elim bacaklarımın arasına kaymış onu dinliyordum. Kemal, “Ne yapıyorsun Nesrin hanım? Uzun zamandır görüşemiyoruz!” dedi. “Evet, öyle oldu!” dedim. Nedenini sordu. Bilip bilmediği hakkında hiç bir fikrim yoktu, ama yine de anlatma gereği duydum. Olanları anlattığımda, bana hak vererek Nazmi’yi suçladı…

Nazmi hakkında bir müddet konuştuktan sonra eski günlere dönmüştük. Kemal, “Çok güzel bir bayansın Nesrin!” diye iltifatlar ediyordu. Konuyu nereye getirecek diye düşünürken, “Seni çok özledim, buluşmamız mümkün mü?” dedi. O an ne diyeceğimi bilemedim. Dilim tutulmuştu, boğazım kurumuş, yutkunamıyordum. Kalbim küt küt atarken, yarım yamalak bir dille, “Şeyy, ben artık kocamı aldatmak istemiyorum!” diyebildim. Amacım ısrar etmesini sağlamaktı. Zaten düşündüğüm gibi de oldu, “Hadi ama, lütfeen!” diye ısrar ediyordu. Yalandan, “Olmaz, yapamam!” falan diyordum. Ama daha fazla naz yapmam yersizdi, “İyi, tamam, buluşalım!” dedim.

Kemal, “Senin için hangi gün uygun?” dedi. En uygun gün Salı idi, ama önümüzdeki Salı desem bir hafta beklemem gerekecekti. O kadar beklemek istemiyordum. “Biliyorsun ben evli bir kadınım, öyle her istediğim gün dışarı çıkamıyorum! Aslında yarın AVM’ye gidecektim…” dedim. Kemal, “Ne güzel işte! O zaman yarın buluşabiliriz!” dedi. Bir hafta beklemek istemiyordum, zaten adet günüm de yaklaşıyordu. Biraz düşündükten sonra, “Sen bilirsin!” dedim. Kemal, “Beni kırmadığın için çok teşekkür ederim Nesrin hanım! İnan bana, çok güzel vakit geçireceğiz!” dedi.

Teşekkür etmesi gereken biri varsa o da bendim. Bir erkek tarafından istenmek çok hoştu. Kemal 2 metreye yakın boyuyla hem yakışıklı hemde çok güçlüydü. Ayrıca kocaman bir yarrağa sahipti. Üstelik genç bir kız değildim ki yarraklardan korkayım. Amımla götüm ne kadar uyarsa o kadar istiyorlardı.

Kemal’le yarın buluşacağımız yer ve saatte sözleştikten sonra telefonu kapadık. Bu durum bile bacaklarımın arasını sulandırmıştı. Ama enerjimi korumam gerektiği bildiğim için kendimi frenlemiştim. Hava oldukça sıcaktı. Banyoya geçip soğuk suyla duş aldıktan sonra kurulanıp balkona geçtim. Yarın olacak olanları düşünürken beyin jimnastığı yapıyordum ki, sokaktan gelen sesler üzerine dikkatim dağıldı. Eğilip baktığımda çocuklar top oynuyordu. Bağrışmaları sokakta yankılanırken gözüm karşıdaki dükkanın önündeki kişiye takıldı. Mobilyacıda çalışan Ayhan dükkanın önünde oturmuş sigara içiyordu. Zaman zaman başını kaldırıp bana doğru baktığını farkettim. Belli ki vazgeçmek niyetinde değildi. Tek derdinin beni sikmek olduğundan da adım gibi emindim. Ama mahalleden biriyle böyle bir şeye kalkışmak benim için tehlikeliydi. Belki yine de karşılık verirdim, ama Kemal’in araması Ayhan’ı ikinci plana atmıştı. İçeriye girerek günlük işlerime döndüm…

Kemal’le buluşacağımdan içim içime sığmıyordu. Uzun bir aradan sonra güçlü biriyle sikişeceğim için sabırsızlanmaya başlamıştım, evin içinde dolanıp duruyordum. Bir gün bile çok uzun gelirken, keşke bugün çağırsaydı da bir güzel sikseydi diye düşünmeden edemiyordum. Bu düşünceler eşliğinde akşam olmuş, kocam da eve dönmüştü. Neşeli halim kocamın dikkatini çekmiş olacak ki, “Hayırdır karıcığım, bu akşam çok neşelisin!” dedi. Nedenini söyleyecek değildim. “Eski oturduğumuz mahallede komşumuz Emine vardı. Nurettin’in karısı, işte o beni çaya çağırdı. İzin verirsen yarın ona gitmek istiyorum!” dedim. İzin konusunda kocam çok anlayışlıydı, hayır demeyeceğini bildiğim için hep bu yolu seçerdim.

Kocam, “Elbette gidebilirsin!” dedi. İzni koparmıştım. Teşekkür edip dudaklarından öptüm. Kocam, “Sadece öpücük mü veriyorsun?” diyerek gülümsedi. Ben de, “Ne istedin de vermedim aşkım!” deyip ayağa kalktım. Eteğimi kaldırdım, külotu yana çekip amımı göstererek, “Am istiyorsan, al sana am!” deyip arkamı döndüm, külotumu indirdim. Domalır gibi öne doğru eğilip ellerimle götümün yanaklarını ayırdım ve “Göt istiyorsan, al sana göt!” dedim. Kocam götüme bakarken gülmeye başlamıştı. “Ne gülüyorsun?” diye sordum. “Göt deliğin amın kadar olmuş!” dedi. Kırıldımsa da belli etmedim, “Sikerken öyle demiyorsun ama!” dedim…

Akşam yemeğini yedikten sonra biraz TV izledik, sonra da yattık. Kocam yorgun olduğunu söyleyip, bana dokunmadan uyudu. Bense sabaha kadar uyumadım desem yalan olmaz. Tüm gece aklım Kemal’deydi…

[Nesrin]

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! Tüm Bölümleri

18+ YASAL UYARI:
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi sitesi 18 yaşından büyükler içindir! 18 yaşından küçük iseniz
ve bulunduğunuz ülkede Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!