Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları… (52) (Harun 22 Y., İzmir)
Zümrüt, “Şerefsizin derdi neymiş bir bakayım!” diye söylenerek kalktı, bahçe kapısına gitti. Bizim yanımızda kaynı için ‘Şerefsiz’ kelimesini kullandığına göre galiba Kokteyl etkisini göstermeye başlamış ve Zümrüt’ün dili çözülmüştü.
Kaynının nasıl biri olduğunu merak etsem de, oturduğumuz yerden bahçe kapısı görünmüyordu. Birkaç dakika sonra arabanın uzaklaştığını duyduğumda rahatlamıştım. Gitmişti ‘Şerefsiz’ kaynı. Az sonra Zümrüt yanında hamile bir kadınla yanımıza gelince ise çok şaşırdım. Kadının elinde küçük bir spor seyahat çantası vardı. Kadının Zümrüt’e yatılı gelmiş olabileceği ve tekerimize çomak sokabileceği düşüncesi canımı sıkmıştı. Ayrıca hamile kadınların ruhsal yapıları hakkında hiç bir bilgim yoktu ve nedense çok kötü tırsıyordum hamile kadınlardan.
Zümrüt de kadının gelmesinden pek hoşnut değil gibiydi. Zaten kaynanamı yanımda gördüğü ilk andan beri bana karşı soğuk davranıyordu Zümrüt, şimdi bir de bu kadın yırtık dondan çıkar gibi çıkıp gelmişti. Zümrüt gönülsüzce kadınla bizleri tanıştırdı. Kadın tahmin ettiğim gibi kaynının karısıymış. İsminin Alev olduğunu söylediğinde, içimden (Ne biçim isim amına koyum, Pavyon karısı ismi gibi!) diye düşünmeden edemedim.
Kadınlar arasında muhabbet başlamıştı… Alev 3 aylık hamileymiş. Kocası arkadaşlarıyla birlikte haftasonu oynanacak Fener Beşiktaş maçını seyretmeye bu geceden İstanbul’a gidecekmiş. Alev’i de birkaç günlüğüne Zümrüt’ün yanında kalsın diye getirmiş.
Bu arada Zümrüt’ün hal ve davranışlarından beni Alev’den kıskandığını hissediyordum. Alev konuşacağında veya birşey soracağında, Zümrüt alakasız bir konuda konuşmaya başlıyor, dikkatleri üzerine çekmeye çalışıyordu. Hatta Zümrüt bir ara Alev’in varlığından okadar rahatsız olmuştu ki, kadını kovarcasına, “Alev, sen git yat dinlen istersen, çok yorgun görünüyorsun!” dedi. Alev de, “Yok yok, turp gibiyim, sizler yatana kadar ben de oturmak istiyorum!” dedi…
Muhabbet esnasında Alev kaynanama, “Abla ya, maşallah kendine çok iyi bakmışsın, genç kız teni gibi pürüzsüz tenin var!” deyince, Zümrüt lafı Alev’in ağzından kaptı, “He abla, kaymak gibi tenin var valla, erkek olsaydım sana aşık olurdum, nedir bu işin sırrı, bana da öğretsene?” diyerek kaynanamın tenini (kolunun ve bacağının elbiseden görünen yerlerini) okşamaya başladı. Zümrüt bunu yapmakla bana sinyal vermiş oluyordu.
Alev belli etmemeye çalışsa da Zümrüt’ün bu hareketine sinir olmuştu. Ama kaynanamın gururu okşanmıştı. Ayrıca Kokteyl etkisini göstermiş, o ana kadar fazla konuşmayan kaynanamın da dili çözülmeye başlamıştı. Zümrüt’e, “Bu işin sırrı ‘Aloe Vera’ canım! Aloe Vera mucizevi bir bitki, ben Almanya’da yıllarca Losyonlarının satış Süpervizörlüğünü yaptım…” diye anlatmaya başladı. Kaynanam sanki ürün tanıtımı ve pazarlaması yapar gibiydi, “Popodaki ve bacaklardaki Selülitlere, göğüslerdeki ve göbekteki çatlaklara… Kadınların tüm sorunlu bölgelerine iyi gelen çeşit çeşit Losyonları var…” diye devam etti.
Alev, “Abla, o Losyonlar göbekteki hamilelik çatlaklarına da iyi gelir mi?” diye sordu, ama sorusu havada kaldı. O sırada Zümrüt, “Abla yaa, yanında o Losyonlardan hiç yok mu, benim göğüslerime ve popoma sürsek ya?” diye sorunca, kaynanam, “Var tabii, odamda, hadi gidelim de sürelim!” dedi ve Zümrüt’le birlikte kalktılar. Kaynanam, “Sen gelmiyor musun Alev? Gel, senin göbeğine de sürelim!” deyince, Alev, “Yok abla, siz gidin sürün!” dedi. Alev Zümrüt’ün hareketlerine müthiş bozulmuştu.
Onlar gidince biz bir süre konuşmadan oturduk. Alev çok gergin duruyordu. Bense ne konuşacağımı bilmiyordum. Sırf laf olsun diye, “Bebek kız mı, erkek mi?” diye sordum. Alev, “Amaan, ne bileyim be, umurumda mı sanki!” dedi. Beni azarlar gibi cevap vermesine sinirlemiştim, bir sigara yaktım. Alev, “Bana da ver bir sigara!” dedi. Emir verir gibi konuşmasına bozulsam da alttan almaya karar verdim, “Bebek için zararlı değil mi?” diye sordum. “Boşver bebeği, sen ver!” diyerek elimden paketi aldı. Bir sigara yaktı. Keşler gibi birkaç fırt çekip, yarıladığı sigarayı söndürdü.
İçtiği yarım sigaradan sonra biraz da olsa sakinleşmiş gibiydi, “Özür dilerim canım yaa, seni de kırdım!” dedi. Ben de, “Önemli değil, kırılmadım!” deyip geçiştirdim. Yanlışlıkla Alev’in damarına basmaktan korktuğum için özellikle konuşmak istemiyordum. Kadın barut fıçısı gibiydi, hangi lafıma, hangi soruma, hangi cevabıma ateş püsküreceğini kestiremiyordum.
Daha sonra Alev, “Kaynanan çok iyi bir inasana benziyor, kıymetini bil!” dedi. Ben de, “Bilmez miyim, biliyorum zaten! Kaynanam demişken, nerde kaldılar, gidip bir bakayım şunlara…” diyerek müsade isteyip kalktım. Sıkılmıştım Alev’le gergin gergin oturmaktan.
Eve girdim, yukarı çıktım. Koridordan ilerleyip kaynanamın odasına yaklaştığımda Zümrüt’ün inleme sesleri duyuluyordu. Galiba göğüslere ve popoya Losyon sürme olayı bitmiş, iş sekse dönüşmüştü. Odanın önüne geldiğimde kapı açıktı. Kafamı uzattım. İkisi de çırılçıplaktı. Zümrüt yatakta domalmış, kaynanamın bir elinde Losyon şişesi, biryandan Zümrüt’ün göt deliğine azar azar Losyon döküyor, döktüğü Losyon göt deliğinden amına akarken diğer elinin üç parmağıyla da Zümrüt’ün amını parmaklıyordu.
Manzara karşısında yarağım anında kazık gibi oldu. Kapının ağzından sessizce biraz seyrettim. Bu gece bu çiftlikte yaşanmasını istediğim olay işte buydu. Tabii o yatakta ben de olacaktım. Ama Alev denen kadının ortaya çıkması planıma sekte vurmuştu.
Cep telefonumla birkaç dakika Video kaydı yaptım ve birkaç resim çektim. Ne yapacağıma karar veremiyordum. İçeri girsem mi, girmesem mi diye düşünüyordum. Zira Alev yüzünden tedirgindim. Alev’in yukarıya çıkıp gelmesi, herşeyi görüp, ortalığı yaygaraya vermesi, kıyameti koparma olasılığı da vardı.
Sonunda dayanamadım, yarağımı şortumdan çıkarıp, sıvazlayarak, “Ohhh, keyfinize diyecek yok hanımlar!” dedim ve daldım içeriye. İkisi de kafasını çevirip baktı. Ama istiflerini ve pozisyonlarını bozmadan, gözümün içine baka baka ve gülümsye gülümseye olaya devam ettiler. İkisi de halinden memnundu. Önce kaynanamı dudaklarından öpüp, göğüslerini biraz yoğurduktan sonra geçtim Zümrüt’ün önüne ve yarağımı verdim ağzına.
Zümrüt iştahlı iştahlı sakso çekerken, kaynanam gülerek, “Aşkım, ne çabuk siktin Alev’i?” diye sorunca şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim. Kaynanam, “Sikmedin mi yoksa orospuyu? Ben de seni uçanı kaçanı affetmez diye biliyordum!” deyip gülmeye devam edince, “Hamile olmasaydı çoktan sikmiştim de, ama kadın hamile!” dedim. Kaynanam, “Cahil aşkım, orospunun tam da düz duvara tırmandığı, yarak diye kudurduğu dönemde hamileliği! Hadi git sik, biz de rahat rahat işimize bakalım!” deyince, “Eh madem, benden günah gitti!” deyip çektim yarağımı Zümrüt’ün ağzından.
Odadan çıkmak üzereyken, kaynanam, “Aşkım, valizimin alt taraflarında küçük bir hediye paketi olacaktı, onu ver de git!” dedi. Valizini açıp alt taraflarını karıştırdım. Ama tarif ettiği gibi bir değil, iki tane hediye paketi vardı. Paketleri çıkarıp gösterdim ve “Hangisini istiyorsun?” diye sordum. “Farketmez, ver birini, hatta ikisini de ver!” dedi.
Paketleri verdim. Kaynanam açınca, her iki paketten de birer Vibratör çıktı. “Kimin içindi ki bu hediyeler?” diye sormadan edemedim. Kaynanam, “Köydeki sevgililerime götürecektim, ama Zümrüt’e kısmetmiş!” diyerek, Vibratörleri çalıştırıp Zümrüt’ün amına ve götüne soktu. Titreşen Vibratörlerle amı ve götü aynı anda sikilen Zümrüt’tün inlemeleri ise deminkinden daha yüksek çıkıyordu şimdi.
Kaynanamın köydeki sevgililerini merak etmiştim, ama yine de isimlerini sormadım, bunu başka bir zaman sorabilirdim. Kaynanamın odasından çıkınca aklıma Video kameraya kayıt yapma fikri geldi. Kendi odama gidip, kameraya yeni bir hafıza kartı taktım. Sonra kaynanamın odasının girişinde bulunan şifonyerin üzerine, yatağı çekecek şekilde koydum. Ve ayrıldım ordan. Şimdilik kaçırdığım sevişme sahnelerini daha sonra tekrar tekrar izleyebilecektim böylelikle.
Aşağı inerken kaynanamın Alev hakkındaki söylediği şeyleri düşündüm. Buna rağmen Alevi nasıl razı edip de sikeceğimi bilmiyordum. Hatta bırak sikmeyi, kadınla konuşmaktan bile tırsıyordum. Ya kaynanam sırf bana gaz vermek için söylemişse o söylediklerini? Ya sırf Zümrüt’le başbaşa kalabilmek için beni başından atmaya çalışıyorsa? Çünkü Alev’in hiç te öyle düz duvara tırmanacakmış gibi, yarak için kuduruyormuş gibi bir halini görmedim.
Havuzbaşına yaklaştığımda heyecanım daha da artmıştı. O kadar çok karı kız sikmeme rağmen, kendimi ilk defa Milli olacakmış gibi hissediyordum… Alev’in gergin ve stresli halini beklerken, beni görünce gülerek, “Sen nerene Losyon sürdürdün canım? Sikine mi sürdüler?” deyince donup kaldım. Alev, “Yoksa Zümrüt’ün amını götünü röntgenlemekle mi yetindin sadece?” diye konuşmaya devam etti…
Alev’in bu tavrına anlam vermeye çalışıyordum ki, elindeki bardağa gözüm ilişti. Kokteyl sürahisinin ise dibinde çok az birşey kalmıştı. En az 2-3 bardak Koktyel içmiş olmalıydı. Alev gülerek, “Zümrüt de kaynanana sürüyor muydu? Kaynananın da amını götünü gördün mü?” dediğinde, “Bırak şimdi Zümrüt’ün amını götünü, kaynanamın amını götünü falan, ikisinin de amını götünü çok siktim! Sen şu Kokteyli içmeseydin keşke, içinde çok miktarda alkol vardı bunun, Bebeğe zararı dokunabilir!” dedim.
Alev, “Amaan, bana ne bebekten be, isterse sakat doğsun! Sanki ben mi istedim hamile kalmayı? Karnımdaki Piç yüzünden vücudumun güzelliği bozuldu! Ben eskiden böyle miydim? Erkekler peşimden sürüyle koşardı! Şu halime bak şimdi, Patates çuvalına döndüm! Çarşıda pazarda, otobüste dolmuşta falan artık orama burama elleyen yok, mıncıklayan yok, götüme sürtünen yok! Yanıma iki metreden daha fazla yaklaşan yok! Laf atan yok! Kocam olacak adi herif bile beni artık sikmek istemiyor! Offf, of!” deyip bardağındaki son yudumu da bitirdi ve paketime uzanıp bir sigara yaktı.
Her nekadar bebek için üzülsem de, Alev’in Kokteyli içmesi benim ekmeğime yağ sürmüştü. Kadının ruh halini ve komplekslerini çözmeye başlamıştım. Şu ana kadar tırstığım Alev’in (hamile olması haricinde) siktiğim diğer karı ve kızlardan hiç bir farkı yoktu. Artık atağa geçmenin zamanı gelmişti, “Yanılıyorsun, sana kesinlikle katılmıyorum! Diğer erkekleri bilmem ama, ben seni ilk gördüğümde ne hissettim, ne düşündüm, biliyor musun?” dedim. Alev merakla, “Bilmiyorum, söyle!” dedi. Pür dikkat ne söyleyeceğimi bekliyordu.
Onu daha da meraklandırmak için ağırdan alarak bir sigara yaktım. Sigaramdan bir fırt çektikten sonra, “En iyisi söylemeyeyim, söylersem işler iyice karışır!” dedim. Alev koluma yapışıp, “Yok, söyle söyle, çatlatma beni, hadi ama, söyle lütfen!” diye yalvarmaya başladı. “Söylemeyim, söylersem kültablasını kafama geçirirsin valla!” dediğimde, “Yemin ederim, öyle birşey yapmayacağım, söyle hadi!” dedi. “Peki, söyleyeceğim, ama ne olur ne olmaz diye ellerini ver, tutacağım, kafama kültablası yemek istemiyorum!” dedim.
Alev heyecanla sandalyesini yanıma yanaştırıp ellerini ellerime verince, “Seni ilk gördüğümde: Woauwww! Kim bu Sexy yaratık? Şu göğüslere bak, tam istediğim büyüklükte! Şu götün güzelliğine bak, kütür kütür, taş gibi! Bunda şimdi ne amcık vardır, fırın gibi yanıyordur! Off ulan off! Şansımı sikeyim, bu kadın neden benim karım veya sevgilim değil? diye düşündüm! Bir itirafta daha bulunayım: Demin kaynanamlara bakmaya diye gittiğimde de tuvalette seni düşünerek 31 çekip geldim valla!” dedim.
Alev gözlerime baygın baygın bakıyor ve alt dudağını ısırıyordu. Burnundan kesik kesik nefes alırken Göğüskafesi de hızlı hızlı inip kalkıyordu. Biraz önce ben onun ellerini tutarken, şimdi o benim ellerimi sımsıkı tutuyordu ve elleri terlemişti. Alev’in duymak istediği şeyleri söylemiştim, ama bu ona yetmemişti, “Karın olamam, ikimiz de evliyiz, ama anlat, sevgilin olsaydım şu anda neler yapardın?” dedi.
Bu arada benim yarak da yine kazık gibi olmuştu. “Anlatamam valla, elini tutmayla bile yine yarağım patlayacak hale geldi, anlatırken donuma boşalmaktan çekiniyorum!” deyip, sağ elini masanın altına indirdim, yarağımın üstüne bıraktım. Şortumun üstünden yarağımı avuçlayan Alev’in Göğüskafesi yine hızlı hızlı inip kalkmaya başlamıştı…
Büyüklerimiz hep (Demir tavında dövülür!) der. İşi uzatmanın bir anlamı yoktu, tavını kaçırmak da vardı işin içinde. Yarağımı avuçlayan elini tutup, “Aşkım donuma boşalmak istemiyorum, amcığına, götüne, göğüslerine veya ağzına boşalmak istiyorum. Hadi içeri girelim!” deyip kalktım. Alev de hiç itiraz etmeden kalktı. Ayakta biraz öpüştükten sonra elele tutuşarak ayrıldık havuzbaşından. Benim niyetim aslında Alev’i müştemilata götürüp sikmekti. Müştemilat evden daha yakındı. Ama Alev eve doğru yönelince birşey diyemedim.
Eve sikişmeye gidiyorduk, ama yine de, acaba kaynanamla Zümrüt’ü o halde görürse Alev’in tepkisi nasıl olur diye düşünüyordum. Çünkü benim odayla kaynanamın odası yanyana idi ve kapısı açıktı. Alev’e, “Aşkım, benim odaya mı gidelim, yoksa kaynanamla Zümrüt’ün sevişmelerini izleyip, onların yanında mı sikişelim?” diye sordum.
Ama Alev’in verdiği cevap çok daha ilginçti. “Muharrem’in odasına gidelim, onun yatak hem büyük, hem de çok rahat!” dedi…
[Harun]
Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları… Seks Hikayesi Tüm Bölümleri
18+ YASAL UYARI:
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi sitesi 18 yaşından büyükler içindir! 18 yaşından küçük iseniz
ve bulunduğunuz ülkede Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!