Beyaz Hatun! – (5. Bölüm)

Beyaz Hatun! (5) (Omar 34 Y., İstanbul)

Birkaç gün sonra bu olayın ne olduğunu anlamıştım. O gün hafta sonuydu, genel anlamda hafta sonları daha sakin geçerdi. Çoğu kişi çarşıya çıkar, genelde vardiya değişimi olduğu için hafta içi çalışan işçiler dinlenir, çoğu kişi evci iznine çıkıp birkaç gün gelmez ve bizim kaldığımız 200 kişilik yatakhane blokunda en fazla 20 kişi kalırdı. Öğle yemeğinden sonra kahvemizi aldık, gözde kaybolup da şüphe çekmemek için birlikte şantiyenin bahçesindeki büyük oturma alanına geçip biraz köşeye oturduk. Gülriz ablaya, “Ee, nedir bu paranın anlamı?” diye sordum. Gülümseyerek, “Sen buradan para kazanmak istemiyor muydun? Al işte sana fırsat!” dedi.

Anlamamış bir halde suratına bakınca da devam etti, “Bak, senin bu önündeki mal var ya…” dedi ve o sırada da etrafa çaktırmadan pantolonumun üstünden sikimi belli belirsiz okşayıp elini çekti. “Hah işte bu mal bize çok şey kazandıracak. Aslında aklımda böyle bir şey yoktu, ama bizim kızlarla olan Whatsap grubuna öylesine atınca seninkini çok beğendiler…” dedi. Bu arada öyle sinsice güldü ki resmen ürperdim. “Sonra tabii sana nasıl ulaşacaklarını sorduklarında, ‘Öyle herkese çalışmıyor. Parayla tutuyorum ben de!’ dedim. Bir anda aklıma geldi aslında, şakayla karışık söylemiştim, ama bizimkiler hemen atlayınca seni ciddi ciddi gönderdim. Ne güzel işte, hem para kazanıp hem beyaz hatun götüreceksin. Ben de biraz yolumu bulacağım. Burası böyle, biraz para yedireceksin ki sen de işini görebilesin!” dedi.

Aslında hem kadın sikip, hem para kazanmak fikri çok hoştu, ama yine de tedirgindim. Ya yakalanırsam, ya bir şey olursa, ya Avrupa hayallerim yanarsa? Sonuçta ben bu ülkenin vatandaşı değildim ve eğer böyle bir bela açılırsa başıma direkt olarak sınır dışı edilebilirdim. Bir daha da Afrika’ya dönmek ve sonsuza dek orada yaşamak istemiyordum.

Ben biraz mırın kırın edince, “Sen çıkart bakayım ağzındaki baklayı?” dedi. Tabii o dönemler bu deyimi bilmediğim için boş boş bakınca, “Yani anlat diyorum, senin bir sıkıntın var!” dedi. Gözlerine bakarak tüm derdimi anlattığımda güldü ve “Sen bu kafayla ne bu ülkede kalabilirsin, ne Avrupa’ya gidebilirsin, ne parayı bulabilirsin. Lan korkma be o kadar, ne olacak en fazla? Sen bana güven, ben 10 yıldır kaç tane şantiyede, kaç tane fabrikada, kaç tane işhanında bu tarz oyunlar döndürdüm biliyor musun?” dedi. Güveniyordum Gülriz ablaya, daha doğrusu güvenmekten başka çarem yoktu. Gülriz abla, “Neyse ben kalkıyorum. Anlarsın ya, 10 dakika sonra da sen gel tamam mı? Aynı yerde.” diyerek kalktı. Güzel götünü kıvıra kıvıra içeriye girdi.

Ben de güneşin altında, o güzel yaz sıcaklarının tadını biraz çıkarttıktan sonra içeriye girip ara koridorlardan misafirhanenin önüne geldim. Gülriz abla kapıyı açmış, hafif aralık bırakmıştı. İçeriye girdim ve kapıyı kapatıp üst kata çıktım. Misafirhane bomboştu. Yaz dönemlerinde şantiyeye hiç kimse gelmezdi. Neredeyse tüm patronlar başka ülkelerde, başka yerlerde tatilde olurlardı, ya da turizm işletmelerinin başına giderlerdi.

Odaların önünde dolaşıyordum ve kapısı açık olandan içeriye girdim. Gülriz abla ortalıklarda yoktu. Geçtim, koltuğa oturdum ve beklemeye başladım. Karşıdaki banyonun kapısı kapalıydı ve Gülriz ablanın da orada olduğu belliydi. Bir süre sonra kapıyı açtı ve beni yine şok etti. Üstünde mor bir gecelik vardı. Ne ara gelmiş, ne ara üstünü değiştirmiş ve bu hale gelmişti? Anlayamamıştım. Mor geceliği, kalçalarını zor kapatıyordu. Üst taraftan bakacak olursak da göğüsleri dolduruyordu geceliğin üst kısmını.

Geldi yanıma, hafifçe diz çöktü önümde ve sikimi okşadı. Sonra kalktı, mini barı açtı ve ben bira çıkartacak derken bir viski çıkarttığını gördüm. “Bugün eğlenelim biraz.” diyerek viskiyi kadehlere koydu ve gelip dizime oturdu. Ben viskimi içerken, bir yandan da Gülriz ablanın bembeyaz bacaklarına elimi atmıştım. Doğrusunu söylemem gerekirse, Gülriz abla ile tanışana kadar, aramızda 10 yaştan fazla yaş farkının olduğu bir kadınla sevişebileceğimi düşünmüyordum. Ancak Gülriz abla benim bu algımı ve tabumu öylesine yıktı ki, nice 21’lik 22’lik çıtırdan alamadığım keyfi almamı sağladı.

Gülriz abla viskilerimizi bitirince kucağımdan kalktı, yatağa bıraktı kendini. Ben de kalktım, yatakta yanına oturarak boynunu öpmeye başladım. O da elini tekrardan pantolonumun üstüne koyarak, sikimi okşamaya başladı. Geceliğin askılarını omzundan düşürünce, büyük memelerini açığa çıkarttım ve eğilip yalamaya başladım. Boştaki diğer eliyle de benim saçlarımı, başımı okşuyordu. Elimi hafifçe etli amına atarak okşamaya başladım. Altına külot giymemişti. Teni mis gibi kokuyordu. Ters çevirdim onu, sırtına öpücükler bırakmaya başlarken geceliğini tamamen belinde toplamıştım. Artık bembeyaz güzel götü açıktaydı.

Parmaklarımı yavaş yavaş götüne kaydırdım ve bastırmaya başladım. Gülriz abla önce kendini kastı, sonra da gülümsemeye başladı. Eğilip onun güzel kalçalarına öpücükler bırakırken, parmağımı yavaş yavaş göt deliğine sokmaya başladım. Yine daracık olmuştu ve onu tatmak için adeta çıldırıyordum. Bir yandan soyunmaya başladım, üstümdekileri attıktan sonra sadece boxer ile kaldım. Biraz Gülriz ablayı parmakladıktan sonra, o kalktı ve yatakta oturur pozisyona geçti. Güçlü elleriyle boxerımı yırtarcasına indirdi ve kocaman sikim aniden serbest kalınca yüzüne çarptı.

Gülerek, “Böylesine alışık değilim ya, her seferinde mesafeyi ayarlayamıyorum.” deyip sikimi emmeye başladı. O kocaman kara sikimin ağzında kaybolmasını izlemek çok hoşuma gidiyordu. Gülriz abla gibi bir kadını altıma alabileceğim, onu zevkten uçurabileceğim, daha doğrusu onun benimle yatabileceği ihtimali hiç aklıma gelmemişti. Şimdi ise bu beyaz hatun, benim önümde büyük bir arzuyla sikimi emiyordu. Saçlarına attım elimi, hafif hafif bastırdıkça boğazından gelen sesler beni daha çok tahrik etmeye başladı. Gülriz abla da elini taşaklarıma atıp, okşamaya devam ediyordu.

Aradan biraz vakit geçtikten sonra yatağa sırtüstü uzandı. Bacaklarını iyice açtı ve kıpkırmızı olmuş am dudaklarını ortaya çıkarttı. Elini bir yandan da orada dolaştırıyor, kendini okşuyordu. Gülümseyerek bacaklarının arasına geldim. Kafamı o güzel beyaz bacaklarının arasına sokup, amını yalamaya başladım. Daha birkaç gün önce seks yapmama rağmen, Gülriz ablanın çekiciliği beni mahvediyordu. Büyük bir azgınlıkla eğilip, onun güzel amını yalıyordum. Dilimi hızlı hızlı am dudaklarına ve arasına vururken, kalın dudaklarımla da amını vakumluyordum.

Anladığıma göre, Gülriz ablanın kocası oral seks yapmıyordu ve bu yüzden de Gülriz ablanın bu tarz şeylere büyük bir açlığı vardı. Gerçekten onun amını yalarken girdiği şekilleri görünce, aldığı hazzı görünce daha fazla emesim geliyordu. Hiç abartısız belki 15 dakika kadar sadece onun amını yalamıştım. Bugün şantiye hafta sonu tatilindeydi ve dolayısıyla da bolca vaktimiz vardı. En sonunda kafamı kaldırdığımda gözlerime baktı, nefes nefeseydi ve “Sen… beni… mahvediyorsun…” diyerek dudaklarımı öpmeye başladı. Sanırım bu, kendince bana bir ödül vermek ve teşekkür etmek amacıyla yaptığı hareketti, ama buna gerek yoktu ki. Bu kadar imkansızlığın arasında cinsel olarak bana yardım etmesi bile büyük bir hediyeydi.

Öpüşmeyi hiç bozmadım ve o haldeyken yavaşça bacaklarının arasındaki yerimi aldım. Zaten amı artık sırılsıklamdı ve hiç zorlanmadan tek seferde içine girdim. Dudaklarımı hafifçe sıktı ama sonra rahatlayarak aynı yumuşaklıkta öpmeye devam etti. 35 yaşlarındaydı ama amı genç kızlarınkine taş çıkartacak kadar sıkı ve dardı. İçine girdikçe keyifle inliyordum. Ara sıra hafifçe sertleşmek için öpüşmeyi bırakıyor, kalçalarına tokatlar atıyor ve memelerini sıkarak yoğuruyordum. Gülriz abla sanırım yatakta hiç bu kadar domine edilmemişti ve bunun hoşuna gittiğini de anlayabiliyordum. Ne kadar sert, otoriter, baskıcı görünmeye çalışsa bile ezilmeyi seviyordu. Bu sefer onu iyice zorlayacaktım.

Yataktan kaldırdım ve sertçe duvara dayadım yüzünü, kalçasını çıkartıp arkaya geçtim ve sikimi yine sertçe amına soktum. Bu sefer ayaktaydık ve benimle duvar arasında resmen eziliyordu. Hiç acımadan sertçe dakikalarca pompaladım amına. Ara sıra çenesini sıkıp, boynunu emmeye başladım. “Mmmhhh… daracıksın benim güzel orospum. Benim beyaz hatunum!” diye diye kalçalarına tokatlar atıyordum. Gülriz abla ise her pompalamamda daha farklı bir şekilde inliyordu.

Aradan belli bir süre geçtikten sonra tekrardan yatağa götürdüm ve dizlerinin üstünde domalttım. Bu sefer de o güzel götünü sikecektim. Arkasına geçip, sikimi göt deliğine bastırır bastırmaz yüklendim. Gülriz ablanın altımda inlemelerine ve tepinmelerine aldırmıyor, güçlü kollarımla onun oynamasını engelleyerek götünü paramparça ediyordum. Gülriz ablayı bugün götünden öyle bir sikecektim ki, birkaç gün oturamayacaktı üstüne. Parçaladıkça daha da hızlı girmeye devam ediyordum. Taşaklarım, Gülriz ablanın sulu amcığına çarptıkça güçlü bir ses çıkartıyordu. Gülriz abla ise altımda keyiften kasılıyor, bu anın hiç bitmemesini umuyordu.

45 dakika kadar farklı pozisyonlarda Gülriz ablanın güzel kalçasını tokatlayarak daracık götünü siktim ve içinden çıkıp diz çöktürdüm. Kocaman kara sikimi eline verdim, iki eliyle tutup sıvazlamaya ve bir yandan da başını emmeye başladı. Dayanamayacaktım, biraz daha emdikten sonra başından tutup bastırdım ve ağzına patladım. Döllerim aktıkça Gülriz abla onları yutmaya çalışıyordu ama bir kısmı ağzından taşmıştı. Parmağıyla onları da toparlayarak ağzına tıktı ve en sonunda parmağında kalan döllerimi yalayarak gülümseyip yüzüme baktı. Aferin bekleyen kız çocuğu gibiydi.

O gün misafirhaneye öğle yemeğinden sonra saat 14:00 gibi girmiştik ve çıktığımızda saat 18:00’e geliyordu. Akşam yemeği dağıtımı başlayacaktı neredeyse. Gülriz abla ile sadece sevişmemiştik. Beni oradaki jakuzilerden birisine sokmuş, güzelce yıkamış, bana hizmet etmişti ve bunları yaparken, “Bak yarrağının kıymetini bil, bana bugüne kadar bunları kocam bile yaptıramadı!” dedi. Gerçekten o gün bana erkeği gibi, kocası gibi bakıyor, benimle sürekli ilgileniyordu. Artık şantiyedeki konumum bile değişmişti. Eskiden beni rahatsız eden, alaya alan, gruplarına almayan tipler şimdi benimle uğraşmaz hatta beni önemser olmuşlardı.

Ve nihayet Gülriz abla, beni şantiyeden çıkartacak ve başka bir dünyaya götürecek yolu bulmuştu…

[Omar]

18+ YASAL UYARI:
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi sitesi 18 yaşından büyükler içindir! 18 yaşından küçük iseniz
ve bulunduğunuz ülkede Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!