Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (6) (Nesrin 37 Y., İstanbul)
Kocamı ilk aldatmamın üzerinden, günler geçtiği halde, o günü unutamıyordum. Nazmi aklıma geldikçe masturbasyon yapıyordum. Nazmi ile sikişmem, cinsel arzularımın artmasına neden olmuştu. Eskiden sikişmek aklıma bile gelmezken, artık hergün sikişmek, sikilmek istiyordum. Tahriş olan amım günlerce sızlamıştı. Sızlamadan sonra, tatlı tatlı kaşınmış, sonra da iyileşmişti. Arka deliğime gelince, ilk günlerde tuvaletim geldiğinde, birkaç saniye bile tutamayıp donuma kaçırmıştım. Eskiden osurduğumda ‘Zart!’ diye ses çıkarken, o günden sonra osururken ‘Foosssss!’ diye, nerdeyse duyulmayan bir ses çıkıyordu. İlk günlerde aynada götüme bakarken, gördüğüm manzara beni korkutmuştu. Deliğimin ağzı açıktı. Üstelik deliğin ağzında yırtılmalar vardı. Bu yırtılan yerler kan toplamıştı. O halde kocamla götten ilişkiye giremezdim, ince sikiyle bu açıklığı kolayca farkedebilirdi.
Aradan 2 hafta geçmiş olmasına rağmen Nazmi ile görüşmemiştim. Nazmi’nin, deliklerime verdiği hasarlar, yavaş yavaş düzeliyordu. Hatta, büzüğümdeki çatlaklar iyileşmiş, götüm istekli hale gelmişti. Bu zaman zarfında kocamla birkaç kez ilişkiye girdim. Kocam götümü sikerken, ona, “Arkadan yapmasak olmaz mı? Biliyorsun ki hem günah, hemde çok acıyor!” diyerek engellemeye çalışır gibi nağme yapıyordum. Bir keresinde kocam götümü sikerken, “Karıcığım götün öyle gevşemiş ki, baksana çok rahat giriyor!” dedi. Kocam bana okadar çok güveniyordu ki, bir başkasıyla ilişkiye girebileceğimi aklından bile geçirmiyordu. Ben de, “Devamlı götten sikiyorsun, olacağı buydu!” diyerek, deliğin genişleme durumundan kocamı sorumlu tutmuştum. Daha önce kocam götümü siktiğinde hoşlanmazdım, şimdi ise siki küçük olduğu halde bile zevk alıyordum. Kocamla şikişirken, Nazmi’yi hayal ederek boşalıyordum.
İki haftalık ayrılık çok uzun gelmişti. Günlerden Pazartesiydi, mutfakta yemek hazırlarken, cep telefonum birkaç kez çaldı. Çocuklar yada kocam arıyordur diye düşünürken, numaranın Nazmi’ye ait olduğunu farkettim. Heyecandan dizlerimin bağı çözülmüştü. Birkaç dakika bekledikten sonra çağrı attım. Hemen aradı, “Müsait misin?” dedi. “Evet!” dedim. “Nasılsın canım? Seni çok merak ettim. Umarım herhangi bir sorun yok?” dedi. “Yok yok, herhangi bir sorun yok. İyiyim!” dedim. Nazmi, “Aşkım, seni çok özledim!” dedğinde, o an amımın sulandığını hissettim. Birkaç saniye bekledikten sonra, “Ben de seni özledim!” dedim. Nazmi, “Nete girmiyorsun, yoksa bana kızgın mısın? İstenmediğimi düşünmeye başladım?” dediğinde, bunun kendisiyle alakalı olmadığını belirterek, başka konulara girmiştik. Uzun süren sohbetin ardından, benimle buluşup, beni sikmek istediğini söylediğinde ise, elim çoktan külotumun içindeydi.
Nazmi, “Şuan ne yaptığımı biliyor musun?” dedi. “Ne?” dedim. Nazmi, “Yarrağım öyle sertleşmiş ki, seni düşünüp 31 çekiyorum!” dedi. Bu sözlerle beni çıldırtırken, durmaya niyeti yoktu. O anlatıyor ben kuduruyordum. “Seni şöyle sikeceğim, böyle sikeceğim…” derken, ben de, “Sik beni aşkım, sikkk! O kocaman yarrağınla amımı götümü dağıt! Parçala deliklerimi!” diye bağırırken daha fazla dayanamadım, zangır zangır boşalmaya başladım. Kasılmalar yavaşlayınca, bedenimdeki rahatlama, kendini yorgunluğa bırakmıştı. Telefondaki hırlamalar, boğuk boğuk çıkarken, onun da boşaldığını tahmin etmiştim.
İkimiz de rahatlayınca, Nazmi, “Aşkım, yarın seni aynı yerden alayım mı?” dedi. “Şeeyy… Bilmem ki, çok mu istiyorsun beni?” dediğimde, “Ben senin için ölürüm aşkım. Yarın buluşalım daha iyi anlarsın!” dedi. Bir erkek tarafından istenmek, gerçekten çok hoştu, “Tamam aşkım!” dedim. Nazmi de, “Eğer biraz gezip dolaşmak istersen, güzel bir yerde yemek yiyebiliriz!” dedi. Aslında bu teklifi çok hoşuma gitmişti, ama dışarda tanıyan çıkabilir diye çekiniyordum. Nazmi, “Pendik Gözdağı’nda çok güzel bir yer var, oraya gideriz. İnan bana, orda tanıyan kimse çıkmaz!” dedi. Bu adam işini biliyordu. Daha doğrusu beni çok etkiliyordu. Korkuyordum, ama dediğini yapacaktım, “Tamam!” dedim. “O halde yarın görüşürüz!” dedi. “Tamam aşkım!” dedikten sonra telefonu kapadık. İkinci kez buluşmak bile çok heyecan vericiydi. Sabaha kadar, yarrağını yiyecek olmanın heyecanıyla, uyuyamamıştım.
Salı sabahı 9:30 gibi evde yalnız kalmıştım. Banyoya girip, biraz uzamış kılları temizledim. Her tarafım kaymak gibi olmuştu. Nazmi’nin götten sikme ihtimaline karşı, tuvaletimi yaptım. Temiz olması için, hortumu götüme sokarak musluğu açtım. Götüme yarım bardak kadar su dolunca, içime dolan suyu osurarak bir anda boşaltıyordum. Bunu birkaç kez yaptığımda götümün içi tamamen temizlenmişti. Götümün deliğini yaladığında kötü koku almasını istemiyordum. Güzel bir banyodan sonra, üzerimi giyinmeye başladım. Topuklarıma kadar uzanan düğmeli bir etek, üstten renkli bir badi, içime de tanga takımımı giydim. Tanganın kıçımın arasına girmesi kalçalarımı bölmüştü. Dışarı etekle çıkmış olsam, eminim ki erkekler peşimi bırakmazlardı. Dizime kadar yazlık bir kaban giydiğim için kalçalarım kapanmıştı. Başıma türbanımı bağladıktan sonra da artık hazırdım. Telefonumu alıp evden çıktım.
Asansörden indiğimde Bahar’la karşılaştım. Bahar benim en samimi komşumdu. Bana, “Hayırdır Nesrin abla, sabah sabah nereye böyle? Sanki biriyle buluşacakmış gibi süslenip, kokular da sürünmüşsün?” dediğinde biraz heyecanlanmıştım. “Bana kim bakar kız! Nerdeee?” diyerek işi şakaya dökmeme rağmen, Bahar, “Aklında bulunsun abla, (eliyle göstererek) şöyle kocaman yarraklı biri denk gelirse, o yarrağı ben de denemek isterim!” deyince, ikimiz de kahkahayı basmıştık. Tam o sırada telefon çaldı. Göz ucuyla, arayanın kim olduğuna baktım ve telefonu kapadım. Bahar, “Neden bakmadın abla? Kim arıyordu? Gizli sevgilin mi yoksa?” dedi. “Yok kız, yengem arıyor, eski bir komşusu gelmiş te, kahvaltıya çağırdı!” dedim. Biraz renk vermiş olamlıyım ki, Bahar, “Heyecanlanma abla! Ne zaman gelirsin?” dedi. “Bilmiyorum, sanırım çocuklar gelene kadar kalırım…” dedim ve öpüşüp ayrıldık. Arkama bakmadan hızlı hızlı yürümeye başladım…
Nazmi’yi arayıp, “Geliyorum!” dedim. Bu kez daha rahattım. Yine aynı yerde beklediğini gördüm. Arabaya bindiğim gibi gaza bastı. İçerdeki koku harikaydı. Nazmi gerçekten hoş biriydi. Ona baktıkça içim gidiyor, amım sulanıyordu. Arabayı sürerken bir eli bacaklarımdaydı. Üzerimdeki kabanı çıkarmamı istedi. Hava sıcak olduğundan, çıkarınca daha rahat olmuştum. Nereye götürdüğünü bilmiyordum. Daha doğrusu gideceğimiz yerin adını biliyordum, ama nasıl bir yer olduğunu bilmiyordum. Gideceğimiz yere 10-15 dakikada gitmiştik. Yüksek bir tepe olan bu yere Gözdağ’ı diyorlardı.
Arabayı park ettikten sonra, “İşte burası!” dedi. Arabadan inip benim kapıyı açtı, “Buyrun hanımfendi!” dedi. Kabanımı almak için hamle yaptığımda, “Aşkım ona ne gerek var? Zaten hava çok sıcak!” dedi. “Ama aşkıım!” dedimse de işe yaramamıştı. Elimden tutarak tenha bir yere geçerken, kıçımın arasına girmiş tanga yüzünden rahat değildim. Belime göre geniş olan kalçalarımın yukarı aşağı sallanması etraftaki erkeklerin bakmasına neden olmuştu. Nazmi, “Aşkım, alttan alttan sana bakıyorlar. Eminim götüne hasta oldular!” diyordu. Ben de, “Aşkım, bana seninki yeter de artar!” derken gülüşmüştük. Gözdağı’nın meşhur yiyeceği olan Kumpir’in yanında birkaç çeşit de, ismini bilmediğim şeyler sipariş verdi. Kumpir’imizi yerken, devamlı seksten bahsediyordu. Bir ara garsonun kulağına bir şeyler fısıldadı. Ne söylediğini sorduğumda, “İçecek getirmesini söyledim.” dedi.
Çok güzel manzarası olan bu yer harikaydı. Farklı tadı olan içeceğimizi içerken, “Aşkım tadı çok farklı, bu ne?” dediğimde, “Gözdağı’nın özel içeceği!” demişti. Yarım saat geçmişti ki, hesabı istedi. Ödedikten sonra elimden tuttu, “Gel aşkım, aşk yuvamıza gidiyoruz!” dedi. Kalkarken sendeler gibi oldum, ama belli etmedim. Sanırım tansıyonum düştü diye düşündüm. Arabayla yolda giderken, içmem için bir hap verdi ve “Torpidoda su da var!” dedi. Bunun ne hapı olduğunu sorduğumda, “Aşkım, bunu içince daha istekli olacaksın!” dedi. Ben de, “Aşkım, zaten çok istekliyim, buna gerek yok ki!” dedim. Israr edince dediğini yapıp, hapı suyla içtim. 10 dakika sonra, kocamı ilk aldattığım binanın önündeydik. Arabadan indiğimizde başımın döndüğünü hissettim. Beynim uyuşmaya, gevşek gevşek konuşmaya başlamıştım. Omuzumdan tutarak binaya girdik. Asansörle 3. kata çıkıp, dairenin kapısını açıp içeriye girdik…
İçeri girer girmez dudaklarıma yapıştı. Dudaklarım koparacak gibi emmeye başladı. Aynı şekilde karşılık vermeye çalışıyordum. İkimiz de çıldırmış gibiydik. İnleme seslerimiz koridorda yankılanırken, bir ara boğulacağım sandım. Daha önce böylesine istek ve arzulu öpüşmemiştim. Diğer taraftan, elini eteğimin altına sokmuş amımı elliyordu. Külotun üzerinden bir müddet elledikten sonra, elini külotumun içine soktu. Amımın dudaklarını avuçlayıp okşarken, dayanacak durumda değildim. Daha sonra, parmaklarını içime sokmaya başladı. Klitorisim çocuk pipisi kadar şişmişti. Klitorisimi iki parmağı arasına sıkıştırıp okşarken daha fazla dayanamadım ve boşalmaya başladım. Her yerim titriyordu. Bundan daha zevkli ne olabilirdi ki? Amımın suyuyla ıslanmış parmaklarını dudaklarıma sürerken, “Aşkım, bakalım amının tadını beğenecek misin?” diyerek, amımdan aldığı zevk sularını dudaklarıma sürdü. Sonra dudaklarımı daha istekli öpmeye başladı.
Bir müddet daha öpüştükten sonra, önce üstümü, sonra eteğimi, ardından da südyen ve külotumu çıkardı. Ben de yardım olsun diye türbanımı çıkarmak isterken, “O kalsın! Gel aşkım, yatak odasına geçelim!” dedi. “Geçelim aşkım, koca sikini istiyorum!” diye karşılık verdim. Yatak odasına yürürken sendeledim. Başım dönüyor, bacaklarım tutmuyordu, “Aşkım, sarhoş gibiyim. Bana birşeyler oluyor!” dediğimde, “Şarap içtin ya, ondan olmalı!” dedi. “Ne şarabı???” dedim. “Sonradan gelen içecek vardı ya, o içtiğin şaraptı!” dedi. Başımın dönmesinin nedeni içtiğim şaraptı. Hayatımda ilkkez sarhoş olmuştum. Gözlerim kapanıyor bacaklarım tutmuyordu. Beni kucağına aldı, yatak odasına götürüp yatağın üzerine bıraktı ve “Aşkım, bugün yarrağa doyacaksın!” dedi.
Üzerindekileri çıkardığında, o muhteşem yarrağı bana bakıyordu. Yerimden doğrularak elime aldım, sonra okşamaya, ardından da yalamaya başladım. Kocaman kafasını dudaklarımın arasına sıkıştırdım. Yavaş yavaş ağzıma sokup çıkarırken, bazen de dilimle yalıyordum. Nazmi’nin, “Çok güzeeel, artık bu işi öğreniyorsun!” demesi beni dahada ateşliyordu, yarrağını daha istekli, daha arzulu yalayıp emiyordum. Ama ne kadar zorlasam da, ağzıma ancak yarısını alabiliyordum. Nazmi zevkten kendinden geçmiş, bense ne yaptığımı bilemez haldeydim. Şarap etkisini öyle göstermişti ki, kendimden geçmek üzere olduğumu hissettim. Üzerime bir ağırlık çöktü. Gözlerim kapanmaya başladı. Ne olduğumu anlamadan kendimden geçiyordum. Nazmi, “Dur aşkım sana su getireyim!” diyerek odadan çıktı. Sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Gözlerimi açamıyordum, ama sikildiğimi hissedebiliyordum. Vücumda dolaşan ellerini, göğüslerimi yalamasını, dudaklarımı öpmesini hayal meyal hatırlıyordum.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordum, ama yavaş yavaş kendime gelmeye başlamıştım. Gözlerimi açtığımda odada kimsenin olmadığın farkettim. Nazmi işini bitirmiş banyo yapıyor, diye düşündüm. Aynaya baktığımda, amımın ağız kısmı kıpkırmızı olmuş, dudaklar da şişmişti. Göt deliğimin hali daha vahimdi, öylesine açılmıştı ki, kapanmıyordu. Kalkmak istedim, ama bacaklarım tutmuyordu. Zorda olsa ayağa kalktığımda, hem amımdan hemde götümden ‘Çarr çurr!’ diye döller çıkmaya başlamıştı. Her iki deliğimi tamamen dölle doldurmuştu. Büzüğümden vede amımdan akan döller yatağı mahvetmişti. Duvarlara tutuna tutuna tuvalete gittim. Osururken götümden dölden başka bir şey çıkmıyordu. Tam o esnada gelen seslerden, Nazmi’nin birisiyle sohbet ettiğini duydum. Korkudan kalbim duracak gibiydi. Nazmi mutfağın balkonunda adamın biriyle sohbet ediyordu. Ama o adam kimdi? Benim evde olduğumu biliyor muydu? Değişik düşüncelere kapılmaya başlamıştım. Ne konuştuklarını merak etmiştim ve sessizce tuvaletten çıkıp, mutfağın kapısına yaklaşıp, konuşmaları dinlemeye başladım…
Adam, “Gerçekten harika bir kadınmış, daha önce böylesini sikmemiştim!” derken, kimden bahsettiğini anlamaya çalışıyordum. Nazmi, “Ben sana ne demiştim, kadın yarak hastası! Türbanlı falan, ama iyi sikişiyor. İnan bana, karı okadar azgın ki, grup bile yapar!” derken, adam da, “Gerçekten güzel amı varmış, hele o yuvarlak kalçaları, o götü beni mahvetti. Ben hayatımda bu kadar azmamıştım, yarım saat boyunca hiç içinden çıkmadan siktim götünü. Üstelik çok temiz, başka kadın olsa ortalığı bok kokusu kaplardı!” diyordu. Nazmi, “Karı bana iyice alıştı, evden pazara gitme bahanesiyle çıkıyor, bunu her Salı sikebiliriz!” dediğinde, kimden bahsettiklerini anlamamak için aptal olmalıydım. İnanamıyordum ya, Nazmi bunu bana nasıl yapardı! Hem utanıyor, hem korkuyordum…
[Nesrin]
Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! Tüm Bölümleri
18+ YASAL UYARI:
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi sitesi 18 yaşından büyükler içindir! 18 yaşından küçük iseniz
ve bulunduğunuz ülkede Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!