Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları… (66) (Harun 22 Y., İzmir)
Behiye’nin elinden tutup, “İçerisi yeterince havalanmıştır, içeri girelim hadi!” dedim. Girdik içeriye, kapıyı ve pencereleri kapattık. Evin iki küçük odası, bir mutfağı ve bir de banyosu vardı. Girişteki odaya eski bir koltuk takımı koymuşlardı. Arkadaki odada ise iki tane Çekyat, tahta bir dolapla tahta bir masa vardı.
Ne şartlarda ve ne şekilde olursa olsun bugün burada Behiye’yi sikecektim. Ama genelevlerde yaşanan sikişler gibi ruhsuz bir sikiş istemiyordum. Bunun için de Behiye’nin gönlünü almam ve gerginliğini azaltmam gerekiyordu. Büyük üçlü koltuğa oturup, Behiye’yi yanıma oturttum. Gözlüğünü ve başörtüsünü çıkarıp sehpanın üzerine koydum. Ellerini ellerimin arasına alarak, “Bana kızdığını biliyorum, ama insan aşık oldu mu ne yaptığını bilmiyor işte! Beni affedebilecek misin?” dedim.
Behiye soğuk bir ifadeyle, “Benimle yatmak isteyişinin Nurcan’a olan aşkınla ne alakası var?” dedi. “Nurcan’dan bahsetmiyorum hayatım, senden bahsediyorum!” dediğimde, “Ne demek istiyorsun, bana aşık mı oldun yani?” diye sordu. “Evet! Seni ilk gördüğümde güzelliğin karşısında adeta çarpıldım!” deyince Behiye aptallaştı.
Şaşkınlığı geçince, “Benim evli olduğumu unutuyorsun!” dedi. “Unutmuyorum hayatım, ama gönül bu, ferman dinlemiyor işte! Keşke Nurcan’dan önce seninle tanışsaydım! Senin bu güzelliğini kimseye yar etmez, derhal evlenirdim seninle!” dedim. Behiye, “Sen ciddi misin?” diye sordu. “Gayet ciddiyim!” deyince, “Ama Nurcan benden çok daha güzel! Benim neremi güzel buluyorsun ki?” dedi. Bu doğruydu, Nurcan’ın Behiye’den 100 kat daha güzel olduğunu Miyop birisi bile 50 metre mesafeden net görebilirdi.
“Nurcan’ın güzelliği seninki gibi doğal değil ki aşkım! Nurcan makyaj güzeli, hergün yarım kilo makyaj sürüyor, makyajsız görsen yüzüne bile bakmazsın! Vücudu dersen adeta kemik torbası, elimi neresine atsam elime kemik geliyor! Kadın dediğin senin gibi biraz etine buduna dolgun olur! Nurcan’ın tek dolgun yeri göğüsleri, onlar da silikonlu! Seninkilere baksana, doğal haliyle nekadar güzel duruyorlar, üstelik tam da sevdiğim büyüklükteler!” deyip bluzunun üzerinden göğüslerini elleyip yoğurmaya başladım…
Sonra bluzun yakasından birkaç düğme açıp elimi içeri soktum. Ama bu sefer de sutyeni engel oluyordu göğüslerini okşamama. Behiye, “Bir saniye!” diyerek ellerini bluzun arkasına sokup sutyenin kopçasını açtı. Şimdi göğüslerini daha rahat ve zevk alarak okşayabiliyordum. Göğüslerinin okşanmasından Behiye de zevk alıyordu, göğüs uçları sertleşmişti…
Birkaç düğme daha açmak istediğimde, “Açma, böyle iyi!” diyerek bana engel oldu. “Aşkım o güzel göğüslerini öpmek, yalamak istiyorum! Şu bluzunu çıkaralım!” dedim. “Yaa, bluzum kalsa olmaz mı?” dedi. Buraya sikişmeye gelmiştik ve Behiye nedense bluzunu çıkarmak istemiyordu. “Aşkım hadi ama, nazlanma, çıkar şu bluzunu!” dediğimde, “Nazlanmıyorum… ama şey… utanıyorum!” dedi.
Yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyordum. “İyi valla, utanıyorsun diye üzerimizde elbiselerle mi sikişeceğiz?” dediğimde, Behiye sanki konuyu değiştirmek istercesine, “Bir şey sormak istiyorum, Pørnø filim izler misin?” dedi. “İzlerim! İzlemeyen erkek mi var!” dediğimde, “Hangi tür Pørnølardan hoşlanırsın?” diye sordu. “Travestili ve ibneli hariç her türlü Pørnø izlerim!” dedim. “Peki, Hayri’den hoşlanır mısın?” dedi.
Hayri derken ‘Hairy’ Pørnøları kastediyor olmalıydı. Bu da bluzunu çıkarmak istemeyişinin sebebi olabilirdi, muhtemelen koltukaltları (ve amı) kıllıydı. Ortamı yumuşatmak için, “Hayri kim? Travesti mi?” dediğimde, “İlahi Harun, alemsin!” diyerek gülmeye başladı ve “Hayri kadınlar yok mu, hani orası burası kıllı!” diye ekledi. Behiye rahatlasın diye, “Allah senin iyiliğini versin, öyle söylesene kız! Hoşlanırım tabii! Kadın dediğin her şeyiyle doğal olacak, amı ve koltukaltları kıllı olacak!” dedim.
Behiye utangaç bir gülümsemeyle, “Benim de oralarım doğal… hatta biraz fazla doğal, epeydir kesmiyorum! Kocamın sapıkça takıntıları var, benim o filimlerdeki kadınlar gibi olmamı istiyor! Eve getirdiği Pørnøların çoğu Hayri!” dedi.
İçimden (Vay be, adamın takıntısına bak!) dedim. Behiye’nin kocasını tanımıyordum, ama o beni tanıyordu. Hatta adamın ismini bile bilmiyordum. Tapuda çalıştığını biliyordum sadece ve boşboğazlığı yüzünden sinir oluyordum adama. Tapuda işlerimi hallederken mutlaka karşılaşmış olmalıydık. Ama ‘İdris’in damadı bu adam olmalı!’ diyebileceğim biri gözüme çarpmamıştı. Kim olduğunu sorup soruşturma gereği de duymamıştım.
“Kocanla birlikte mi seyrediyorsunuz o filmleri?” dedim. “Hı, hı!” deyince, “Hayriden başka neler getiriyor?” diye sordum. “Ohooo, neler getirmiyor ki! Zencili, travestili, ibneli, lezbiyenli… işemeli… ikili, üçlü, gruplu… arkadan, önden… tostlu… kukotlu… ne bileyim, aklına ne gelirse işte!” dedi. Kukotlu derken de Cuckold’lu demek istiyordu galiba.
“Zevk alıyor musun o filmleri izlerken?” diye sorduğumda, “İlk seyrettiğimde çok tuhafıma gitmişti. Daha sonraları hoşlanmaya başladım, ama izlerken kocamın yaptığı yorumlara sinir oluyorum! Bir de beni sürekli o filimlerdeki kadınlarla kıyaslıyor! Ben de öyle yapabilir miymişim… ben de okadar büyüğüne dayanabilir miymişim… ben de iki taneyi aynı anda alabilir miymişim gibi şeyler soruyor sürekli!” dedi.
“Hmmm, çok ilginç! Kocanla tanışsam iyi olacak, belki bir gün seni kocanın yanında sikerim! Veya seni kocanla birlikte sikeriz!” dediğimde, Behiye, “Valla benden yüz bulsa buna dünden razı olur herhalde! Evlendiğimiz günden beri hep abuk sabuk fanteziler anlatıyor!” dedi.
Bunları konuşurken yarağım çadırı kurmuştu. “Hadi aşkım, çıkar şu üstündekileri, daha fazla sabredemeyeceğim, baksana şu halime!” deyip Behiye’nin elini tutup yarağımın üstüne götürdüm. Behiye pantolonumun üstünden kazık gibi yarağımı ellerken, ben de bluzunun düğmelerini çözdüm. Bluzunu ve sutyenini çıkarıp sehpanın üzerine koydum. Harbiden de koltukaltları orman gibiydi. Üstelik kıllar oldukça uzun, siyah ve kıvırcıktı. “Kollarını kaldırsana aşkım, ellerini başının arkasına kenetle!” dedim.
Dediğimi yapınca göğüsleri de yukarı doğru kalkmıştı. “Mmhhh, harika! Doğallık sana yakışıyor! Güzelliğine güzellik katıyor!” dedim. Kedi yavrusu sever gibi okşadım kollarının altındaki kılları. Ara sıra acıtmadan bir tutam çekip kıvırcığını düzeltip bırakıyordum. “Bence daha da uzat, kimse görmüyor nasıl olsa!” dediğimde, “Ama bu yüzden hamama falan gidemiyorum! Hatta geçen rahatsızlandığım halde doktora bile gidemedim!” dedi.
Kollarını indireceğinde, “İndirme!” dedim ve göğüslerine yumuldum. Göğüslerini okşayıp yoğuruyor, öpüp kokluyor, yalayıp emiyordum. Behiye, “Morartma ne olursun!” diyene kadar devam ettim göğüslerini emmeye. Sonra balıketine iltifatlar ede ede göbeğine indim. Bir süre de göbek deliğini öpüp yaladım. Amının kıllarını da görmek için sabırsızlanıyordum. “Eteğini çıkarsana aşkım!” dediğimde, “Öbür odaya geçelim mi, burası pek rahat değil!” dedi.
Kalktık, el ele tutuşarak öbür odaya gittik. Çekyatın birini açtık. Çekyatın bazasında battaniye, yastık ve çarşaflar vardı. Çarşafın birini serdik. Behiye eteğini çıkarırken ben de soyundum. Ben çırılçıplak soyunmuştum, Behiye’nin ise üzerinde sadece külot kalmıştı. Behiye’nin bakışları yarağıma kenetlenmişti, ben ise onun külodunun kenarlarından taşmış kıllara odaklanmıştım. Amının kıllarından dolayı külodu da kabarık duruyordu.
Behiye’yi sırtüstü yatırıp bacaklarını ayırdım ve arasına yanaştım. Önce külotlu iken kenarlardan taşan kıllarıyla oynadım biraz, sonra külodunu indirdim. Amında, nerdeyse benim kafamdaki saçlardan daha çok kıl vardı. Kapkara, uzun ve kıvırcık kıllarla kaplı bir tarla gibiydi. “Mmhhh, nefis görünüyor!” diyerek kıllarıyla biraz oynadım, amını kurcaladım, klitorisini ortaya çıkardım. “Harika görünüyor aşkım, dur şunun bir resmini çekeyim, sonra bol bol bakarım!” dediğimde, “Yüzüm görünmesin ama!” dedi.
“Tamam!” deyip telefonumu aldım. Amının birkaç resmini çektim. Ben resim çekerken Behiye elleriyle yüzünü kapatıyordu. “İki elinle kılları yanlara yatırsana aşkım, bir de öyle çekeyim!” dedim. Dediğimi yapınca değişik mesafe ve açılardan birkaç resim daha çektim. Ama bu seferki resimlerde yüzü de görünüyordu. “Domalsana aşkım, arkadan da çekeyim!” dedim. Domaldı. Birkaç resim çektim. Götünün yanaklarını ayırmasını söyleyip, resim çekmeye devam ettim.
Behiye sabırsızlanmıştı, “Hadi, tamam artık, akşama kadar böyle resim mi çekeceksin! Vaktimiz azalıyor!” dedi. “Tamam, bozma pozisyonunu!” deyip telefonumu bıraktım. Arkasına yanaştım. Yarağımı kıllı amının dudakları arasına sürtmeye başladım. Amı vıcık vıcık olmuştu. Behiye, “Hadi, oyalanma!” deyince amının deliğine denk getirip yüklendim. Behiyeden çıkan, “Ohhh!” sesiyle birlikte dibini bulmuştum.
Behiye’yi bugün adam akıllı sikmek ve birkaç kez Orgazm etmek istiyordum. Acele etmeden pompalamaya başladım. Bazen yarağımı tamamen çıkarıp, tekrar sokuyordum. O zaman yarağımın başıyla birlikte kılların bir kısmı da giriyordu amına. Kılların amına girip çıkmasını izlemekten müthiş zevk alıyordum. Bir süre sonra Behiye, “Ya niye oyalanıyorsun, hızlı siksene!” deyince hızlandım. Hızlanınca Behiye inlemeye başladı. Orgazm olacaktı galiba. Daha da daha hızlandım. Olanca gücümle sert sikiyordum amını…
Çıkan ‘Şak, şak, şak!’ sesleriyle birlikte Behiye’nin inleme sesleri de yükselmişti. Çok geçmeden hırıltılar eşliğinde Orgazm oldu ve “Ben bittim!” dedi. Elimde olmadan ben de boşalmaya yaklaşmıştım, “İçine boşalayım mı?” diye sordum. “İçime akıtma da, nereme akıtırsan akıt!” deyince, “Dön, ağzına boşalmak istiyorum!” deyip çıktım amından. Behiye o kadar Pørnø izlemişti, ne yapması gerektiğini biliyordu. Çevik bir hareketle döndü, yarağımı ağzına aldı ve sakso çekmeye başladı…
Daha birkaç saat önce Yeter’in götünü sikmiştim ve şimdi de ablası bana sakso çekiyordu. Üstelik Yeter’in götünü siktikten sonra duş yapma fırsatım bile olmamıştı, yarağımı çarşafa silmiştim sadece. Acaba Behiye bunları bilse böyle iştahlı sakso çeker miydi diye düşünürken, göz kapaklarım ağırlaştı, dizlerim titredi ve ağzına fışkırdı döllerim…
Döllerin büyük bir kısmını yutmuş, bir kısmı ise ağzının kenarlarından süzülmüştü. “Evde peçete gibi bir şey var mı?” diye sorduğumda, “Çantamda kağıt mendil var!” var dedi. Öteki odaya gidip çantasını alıp geldim. Çantasından kağıt mendil çıkarıp verdi. Ben yarağımı silerken kendisi de çenesinin altına bir kağıt mendil tutarak banyoya gitti…
Ağzını yüzünü yıkayıp geldiğinde, “Keşke gelir gelmez termosifonun altına birkaç odun atıp yaksaydık, yıkanıp öyle giderdik!” dedi. Behiye’yi bir posta daha sikmek istiyordum. Ama busefer adam akıllı, evire çevire, değişik değişik pozisyonlarda sikecektim. “Şimdi yakalım aşkım, işimiz bitene kadar su ısınır! Sana doyamadım!” dedim. Ama Behiye, “Yok, kocamdan önce evde olmak istiyorum, gidelim!” deyince hevesim kursağımda kaldı.
Behiye’ye, “Peki, bir dahaki geldiğimizde termosifonu hemen yakarız!” dediğimde ise, “Bir daha buraya gelirsek ben huzursuz olurum! Bugün kocam kahveye maç seyretmeye gitti diye rahat rahat geldik buraya. Bazen aklına esince ağaçları sulamaya, çitleri kontrol etmeye falan geliyor. Sakat iş yapmayalım, kocamın sağı solu belli olmaz!” dedi.
“Biz de kocanın sağını solunu belli ederiz aşkım! Burayı satın alayım, burası bizim aşk yuvamız olsun! Seninle istediğimiz zaman gelir rahat rahat sikişiriz!” dedim. Behiye şaşırmıştı, “Sen ciddi misin? Yani sırf benimle birlikte olabilmek için mi alacaksın burayı?” dedi. “Gayet ciddiyim aşkım, ya değilse dağın başında tarla ne işime yarayacak!” dediğimde çok mutlu olmuştu. Uzun uzun öpüşüp elleştikten sonra giyindik.
“Kocan kaç para istiyordu buraya? Akşam sor bakayım, bana burayı en son kaça bırakır! Ama öyle uçuk bir rakam söylemesin!” dedim. Behiye heyecanla, “Emlakçıya ilkin 25.000 Dolar yazdırmıştı, ama sonradan 20.000 Dolara düşürdü. Ciddi bir müşteri çıkarsa daha da ucuza verecek. Fiyat konusunu sen bana bırak, kocamla konuştuktan sonra seni ararım!” dedi. İstediği rakam abartılı değildi ve bu civarda anca okadar ederdi zaten.
Telefon numaralarımızı verdik birbirimize ve ayrıldık Bağ evinden…
[Harun]
Köyümüzün Amcıkları, İzmirin Amcıkları… Seks Hikayesi Tüm Bölümleri
18+ YASAL UYARI:
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi sitesi 18 yaşından büyükler içindir! 18 yaşından küçük iseniz
ve bulunduğunuz ülkede Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!