Benim İlk Genelev Maceram Hüsranla Bitmedi! (13. Bölüm)

Benim İlk Genelev Maceram Hüsranla Bitmedi! (13) (Mesut 26 Y., Aydın / Türkiye)

Ceren’lerle kahvaltıyı yaptıktan sonra eve geldim. Site içinde Çiçek ile karşılaştık; yanında kızı vardı. Görmezden gelerek eve girdim. İki dakika geçmemişti ki Çiçek aradı, “Biraz önce seninle mi karşılaştık Mesut?” dedi. “Nerede?” diye sordum. “Kızımla yürüyordum, önümden geçen sen değil miydin?” dedi. “Biz komşuyuz Çiçek.” dedim, saklamanın anlamı olmadığını düşünerek. Önce inanmadı, sonra Kenan’la yaptığımız alışverişi anlattım. “Teessüf ederim! Neden bana söylemedin?” dedi. “Sormadın ki!” dedim. “Ya, Saçmalama, sana bizim sitede oturup oturmadığın mı soracaktım? Neyse boş ver. Bu akşam buluşalım, olur mu? Beni evinde misafir et. Kabul eder misin?” dedi. “Elbette ederim Çiçek! Evimin başköşesinde yerin var!” dedim. “Oğlum ben köşede oturmak istemiyorum ki!” diyerek kahkaha patlattı. “Tamam, yatağımın en güzel köşesi olsun!” dedim. “Tamam!” dedi, kapattı telefonu.

Akşam geldiğinde sitem etti. Gerçekten de aynı sitede kaldığımı bilmediğine üzülmüştü. Doyasıya seviştik; iki kez üst üste orgazm olmuştu. Gerçekten de bu kadını seviyordum; kaprisi olmayan, dobra bir kadındı ve kilolarından hiç rahatsız değildi. Yataktan çıktıktan sonra birlikte yemeğe çıkmayı teklif etti. Ona, “Dul bir kadınsın; benim gibi genç biri ile biriyle görülmen iyi olur mu?” diye sordum. “Umurumda olmaz! Seninle sohbet etmek istiyorum. Ha, sohbet ekstraya girmiyordur umarım!” diyerek kahkaha attı.

Beni daha önce gitmediğim bir restorana götürdü. Damak tadı güzeldi kadının. Gülümseyen, sempatik yüzü gerçekten de insanı sıkmıyordu. Yemekten sonra sahilde dolaştık bir süre. “Kaç yıl oldu biriyle buralarda dolaşmayalı, özlemişim!” dedi bir ara, “İzmir’in Kordon Boyu ile, Karşıyaka Sahil, insanı hem sarhoş eder hem de aşık!” dedi. “Bir ara deneyeceğim!” dedim. “Ya, gerçekten; senin sevgilin falan yok mu?” dedi. Ara sıra buluştuğum Ayşe’den söz etmedim elbette. “Bu aralar yok!” dedim. “Yalan söylemek hiç yakışmıyor sana! Hangi aralar vardı ki?” dedi. “Lisede vardı bir tane. Varlıklı bir ailenin şımarık bir kızıydı. Bir süre peşinde dolaştım; gösterdi, vermedi cadı!” dedim. Öyle bir kahkaha attı ki, yanımızdan geçenler dönüp bakmadan edemediler. Çiçek, önüne bakarak gülmeye devam etti sonra. “Ya, rezil oldum. Çok hainsin, neden güldürüyorsun ki beni?” dedi.

Sonra bir bara gittik; gitmeye karar vermiş olması gerçekten de cesaretini ortaya koymuştu. Kuytu bir köşeye oturduk. “Cinselliği sevgiyle örtüştürebileceğin bir ilişkin olmalı!” dedi. “Sevgiyle cinselliği aynı anda yaşıyorum zaten!” dedim. “Yani bir sevgilin var?” dedi. “Biri var, haftada bir buluşuyoruz…” dedim, Suna’yı düşünerek, “Bana karşı çok samimi ve içten davranıyor. Yatak dışında yalansız ise, yatakta sevgi adına boşluğu doldurabiliyorum. Yanlış anlama ama, bir de sen varsın!” dedim. Gözlerimin içine bakarken uçup gitmişti bir anda. “Bana karşı samimi ve hoşsun Çiçek! Seninle de yatakta yabancı değilim. İşimi yapıyor havasına girmiyorum yani. İçten ve isteyerek sevişiyorum seninle!” dedim. “Canımsın!” dedi elimi okşayarak.

Keşke söylemeseydim; o andan itibaren masada hava birden değişti. Uzun sessizlikler, bulunamayan konuşma konuları birbirini izledi. Dans teklifimi istemeyerek de kabul etti. Müziğe ayak uydurmaya çalışırken hiç konuşmadık. Çiçek başını omzuma koydu ve öylece bana uymaya çalıştı.

Eve vardığımızda, sitenin orta yerinde dudağıma yapıştı ve uzun süre bırakmadı. Eve varır varmaz telefonum çaldı; oydu arayan, “Elimde içki bardağı ile pencereden seni izliyorum. Yani senin evi izliyorum.” dedi. Durdu sonra; bir süre konuşmadı. Söze başlamasını bekledim.

Sonra, “Bu akşam bana söylediklerini düşündüm Mesut. Seninle seviştiğimiz zamanlarda, bana kızımın babası olan, ilk erkeğimden bile daha sıcak yaklaştığını hissediyor, düşünüyordum, ama bu akşam söylediklerin harikaydı. Barda kendimi nasıl tuttuğumu anlatamam; ortalık yerde sarılıp seni sevdiğimi haykırabilirdim!” dedi. “Hey, hey, dur bakalım orada. Ben bir fahişeyim; unuttun mu?” dedim. “İkinci kez aşkı yaşayabileceğim en güzel fahişe!” dedi bir süre sustuktan sonra. “Çiçek, böyle daha iyi değil miyiz, Bebek?” dedim. “Tamam, tamam. Sana yılışacağımı, başına iş açacağımı düşünüp panikledin bir anda. Sonra görüşürüz, iyi geceler!” dedi, cevap vermemi beklemeden kapattı telefonu.

Bir süre elimdeki telefona baktım: Ararsam tadını kaçıracaktık, bunu istemiyordum. Mutfağa gidip kendime içki koydum. Ayşe ile iki haftadır görüşmüyorduk. Saat geç olmuştu, ama kendime engel olamadım. Aradım, ama o an vazgeçip kapattım. Sabah aradığımı görecek ve arayacaktı, biliyordum. Bir dakika bile geçmeden geri döndü; panikledim. Bana, “Başın dertte ve bir avukata ihtiyacın var, değil mi?” dedi gülerek. “Gecenin bu saatinde aradığım için özür dilerim Fıstık!” dedim. O da, “Öldüğünü düşündüm bir ara, ama Annem ölmediğini söyleyince de neden aramadığını merak ettim. Neden aramıyorsun?” dedi. “Bu Pazar sabah erkenden seni alacağım! İyi geceler.” dedim. “Hey, hey, dur bir dakika. Bu kadar mı?” dedi. “Kalanını Pazar günü konuşuruz; tamam mı Fıstık?” dedim. “Sarhoş musun sen Mesut?” dedi. “Biraz sonra olacağım. İyi geceler.” dedim. “Tamam, iyi geceler.” dedi kapattı.

Uyandığımda başım ağrıyordu. Soda ayran yapıp içtim ve kendime kahve hazırladım. Pencereden dışarıyı izledim bir süre. Çok hızlı gidiyordum. Suna ile duygusal şekle sokmamaya özen gösteriyordum, ama Suna beni sevdiğini Kenan’ın yanında söylüyordu. Sibel ile hızlı bir giriş yapmıştık; ‘Yalnızca seninle doyuyorum, bağımlısı oldum yarağının!’ deyip duruyordu. Çiçek’le iyiye gitmiyorduk; bana aşık olmaya başlamıştı.

O ara Ceren aradı. Biraz sohbet ettik, kahvaltıya çağırıyordu; kısa süre sonra evindeydim. Tehlike arz etmeyen tek kadın Ceren’di benim için. Beklentisi yoktu ve aşk diye bir sözcüğü tanımıyordu. Kahvaltı sırasında aklıma gelmişti. Seher’in etek traşından söz ettim. Ceren, “Ben de o güzellik salonuna gidiyorum. İstersen sen de gelebilirsin; bir sürü erkek müşterisi var.” dedi. Telefon açıp randevu aldı; kahvaltıdan sonra güzellik salonuna gittik.

Kapıda bizi efemine tavırları olan biri karşıladı; her yeri oynuyordu herifin. Ceren, “Arkadaşım vücut bakımı yaptırtacak. Tepeden tırnağa yenileyin şu çocuğu!” dedi. Tepeden tırnağa sözcüğü güzeldi; içeriye girdiğimden bir saat kadar sonra, etek traşı yapmak için beni bir odaya aldılar. Uzun boylu, kızıl saçlı, Ceyda isminde bir kadın girdi içeriye. Küçük göğüsleri, yuvarlak ve belirgin kalçaları vardı; Ceyda 25 yaşlarında olmalıydı. Sıcak bir ses tonu vardı; soyunmamı söyledi. Üzerimdekileri çıkarttıktan sonra beni deri bir koltuğa oturttu ve bacak arama girerek kasıklarımı sabunlamaya başladı. Eli ara sıra yarağıma dokunuyordu, ama bunu bilerek yaptığını sanmıyordum. Çok kısa bir sürede yarağımın üstüne kıldan bir kalp çizdi ve taşaklarım da dahil, kasık bölgemi tamamen traş etti.

Ceyda, “Sevgiliniz sizi çok beğenecek!” dedi, traşladığı yerleri suyla temizlerken. “Bir sevgili bulduğumda beğenecek!” dedim; bilinçli olarak söylemiştim bunu. “Dışarıdaki bayan sizin sevgiliniz değil mi?” dedi. “Senin sevgilin nerde?” dedim. O da gülümseyerek, “Hey, dur bakalım, boş olduğunu mu söylemek istiyorsun sen?” dedi. “Bu akşam buluşabiliriz!” dedim. “Beni işten kovarlar!” dedi yine o sıcak gülümsemesiyle. “Kabul etmezsen, bana sarktığını söyler; seni ben kovdururum! Akşam gelir seni alırım, tamam mı?” dedim. Ceyda’nın telefon numarasını alıp çıktığımda, Ceren bekleme odasında çayını içiyordu.

Arabada Ceren’e Ceyda’dan söz ettim. “Manyak mısın oğlum, o kadın patronun kızı!” dedi. “Daha iyi ya, bundan sonraki bakımları beleşe getiririm!” dedim. “Ne yapmayı düşünüyorsun?” dedi. “Sikmeyi!” dedim. “Düşündüğünü söyle! O kadının vücudu benim vücudumdan hiç de güzel değil.” dedi Ceren. Ceren’i geçiştirdim.

Akşam Ceyda’yı aldım ve direkt eve getirdim. İçeriye girer girmez üzerime saldırmıştı. Birbirimizin vücudunu baştan aşağıya okşarken dudaklarımızı emiyorduk. Ayakta dikilip, Ceyda’yı yere çökerttim. Pantolonumu sıyırıp, sertleşmiş yarağımı kavradı ve yüzüme baktı, “Gün boyu bunu düşündüm!” dedi iç geçirerek. Taşaklarımı yalamaya, yarağıma öpücükler kondurup emmeye başladı. Yarağım çatlayacak kadar sertleşmişti. Ceyda bu işi iyi yapıyordu. Ayağa kaldırdım ve eteğini sıyırıp altındaki külotu çekip çıkarttım. Duvara dayadım, arkasına geçip yuvarlak kalçalarını yalamaya başladım. Ceyda kendini geriye vermiş ve bacaklarını iyice açmıştı. Amı ve götü tabak gibi ortaya çıkmıştı. Kalçalarını ayırıp göt deliğini yaladım bir süre. Kadın kalçalarını ağzıma doğru bastırıyordu. Eğilip am dudaklarını yalamaya başladım sonra. Etli am dudakları pamuk kadar yumuşaktı. Yaladıkça kendini geriye veriyordu Ceyda.

O ara Ceyda’nın telefonu çaldı. Ceyda, “Biliyordum!” diye mırıldanarak önümden kurtulup çantasındaki telefonu çıkarttı. “Hayatım sana söylemiştim değil mi? Evet, Mesut beyle birlikteyim. Sonra anlatırım. Tamam, kapat şimdi, sonra konuşuruz!” dedi, telefonu kapatıp yarağımı avuçlayarak dudağıma öpücük kondurdu, “Kocam! Ne zaman böyle bir kaçamak yapsam merak eder durur!” dedi.

Yine çevirip duvara yasladım kadını. Kalçalarını iyice geriye vermişti. Yarağımı tutup am dudaklarına sürttüm ve yavaşça kafasını soktum. Zorlanarak girerken, Ceyda tiz bir çığlık atmıştı. Durdum; iki eliyle kalçalarını tutup iyice ayırdı ve kendini geriye doğru verdi. Yarağım kayarak içinde kaybolmuştu. “Ufff. Harika. İçimi dağladı!” dedi. Beline yapıştım ve ayakta sikmeye başladım. Ceyda kendini geriye veriyor, yarağımı köküne kadar içine alıyordu. Kasıklarımla kalçalarını döverek sikiyordum. Alev gibiydi vücudu, yanıyordu.

Birden önümden çekildi ve beni tutup yere yatırdı. Eğilip yarağımı iyice yalayıp ıslattı ve üzerime çıkıp, ıslak am dudakları arasına yerleştirip oturdu. Yarağım bir anda köküne kadar içine girivermişti. Bacaklarını öyle açmıştı ki, kasıklarımız birbirine yapışmıştı. Omuzlarımdan tutup yüzüme baktı, “Biraz fazla bu!” dedi gülümseyerek, “Amımı patlatacak neredeyse. Her yanıma sürtünüyor!” dedi. Kasıklarını ayırmadan üzerimde sürtünmeye başladı sonra. Öne arkaya gidip geliyor, yarağımı kafasına kadar çıkartıp köküne kadar amında yok ediyordu. Klitorisine sürtünerek içine sokup çıkartıyordu yarağımı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyor, tepkimi ölçmeye çalışıyordu. Ben yalnızca onu izliyordum.

Eğilip dudaklarıma öpücük kondurdu ve başımı çekti, “Göğüslerimi em!” dedi. İki memesini de avuçlayıp koparırcasına sıktım. Diri ve serttiler; uçlarını yalayıp emmeye koyuldum. Başımı göğsüne bastırırken, ileri geri gidip gelmeye devam ediyordu. Vücutlarımızı hiç ayırmadı birbirinden. Sürtünüyor, yarağı çıkarıp sokuyordu içine. Titremeye başladı sonra, “Geliyorum!” dedi titreyen sesiyle, “Ahhh. Çok güzel. Her yerime yetiyor. Ufff. Canım!” diyordu. Am suları taşaklarımdan akarken, kendini var gücüyle bastırarak geliyordu. Kafamı göğsüne yapıştırırcasına çekiyordu; kalp atışlarını hissediyordum. Titriyor, derinden inliyordu; hırıltıları çığlığa dönüşmeden kasılma nöbetlerini yaşıyordu.

Deprem sona erdiğinde üzerime bıraktı kendini. Öylece durdu bir süre. Sonra başını kaldırıp yüzüme baktı, “Ufff. Bittim, bu kadar olur ya. Canım amımdan çıkacaktı neredeyse!” dedi. “Bu kadar mı yani?” dedim saçlarını okşayarak. “Bu yarakla bu kadar!” dedi üzerimden kalkarken, “Bununla fazla zorlarsam tahriş olurum. Bilirim ben böyle yarağı Mesutçuğum. Fazla üzerine düşersem yürüyüşümü değiştirir bu canavar. Başıma gelmişti birinde; yeniden aynı hatayı yapmak istemiyorum!” dedi. Yere, halının üzerine uzandı.

Amını avuçlayıp dudaklarına öpücük kondurdum. Saçlarımı okşayıp yüzüme baktı, “Sen Jigolosun, değil mi Mesut?” dedi. Gülümsedim. “Ceren’i tanırım! Uzun zamandır benim müşterimdir. Onun hiçbir sevgiliyle görmedim ben. Hep senin gibi toy delikanlılarla düşer kalkar, ama sen onlardan değilsin. Tecrübelisin ve farklısın. İlişkinizin ne seviyede olduğunu bilmiyorum, ama senin Jigolo olduğundan adım gibi eminim!” dedi.

“İşyeri sizin, değil mi?” dedim. “Evet, babamla birlikte çalıştırıyoruz, ama o pek ortalıkta görünmez. İşi ben götürüyorum.” dedi. “Kocan?” dedim. “Kocamın kendine ait bir işyeri var. Biz birbirimizin işine pek karışmayız. Eve vardığımda senden söz edeceğim ve seni çok merak edecek. En kısa zamanda seninle görüşmek isteyecektir. Bu hafta içinde buluşabiliriz. Senin için uygunsa?” dedi. “Bence sakıncası yok.” dedim. “Müşteri durumun nasıl?” diye sordu. “Sence?” dedim. “Kendini tanıtmayı başardınsa fazlasıyla yetecek karı vardır çevrende. Siktiğin karılar yapıyordur reklamını!” dedi. “Kaliteyi yükseltmek gerekiyor!” dedim. “Sana yardım edebilirim!” dedi.

Gündüzden bu yana duymak istediğim cümleydi bu. Ben söylemeden konuya girmişti; Ceyda bu piyasayı çok iyi biliyordu.

“Nasıl bir yardım?” diye sordum. “Çevrem, amının ateşini söndürmek için dünya para harcayan kadınlarla dolu. Onlara pazarlayabilirim seni. Ara sıra beni de görmen gerekecek ama!” dedi. “Ne gibi?” dedim. “Sikeceğim şimdi Ne gibi’ni haa!” dedi gülerek. Sonra halen kalkık olan yarağımı tutup okşadı, “Buna ihtiyacım olduğunda nazlanmak yok, tamam mı?” dedi. “Beş dakikalık sikişin var Ceyda! Her gün gel, işini görüp git!” dedim. “Yavşaklık yapma!” dedi göbeğime vurarak, “Bugün böyle oldu. Bak bir gece gelir sabaha kadar üstünden inmem!” dedi. “Görürüz!” dedim. Yerinden kalkıp banyoya yürüdü; biraz sonra duşunu alıp dönmüştü.

Yolda Ceyda konuyu açtı yeniden, “Ne istediğini söyle. Sana 30-40 yaş arası müşteri bulurum. Hatta şu anda birkaç tane var tanıdığım. Kalite karılar; köpek gibi aranıyorlar. Vücutları yerinde ve seksilerdir. Ne kadar alıyorsun?” dedi. “Zamanı umursamam, birlikte olduğum kadının yataktan çıkmasını beklerim genellikle. 500 lirayla 1.500 lira arasında değişiyor.” dedim. “Gecelik ya da haftasonu takıldığın oluyor mu?” dedi. “Bir müşterim var, onun dışında birkaç saatlik kaçamaklar.” dedim. “Ondan ne alıyorsun?” dedi. “Belli olmuyor.” dedim. “Grup yapıyor musun?” dedi. “Yapıyorum, ama pek denk gelmiyor.” dedim. “Telefon numaranı vermemi ister misin?” dedi. “Hayır. Önce senin aracılığın ile tanışayım isterim. Daha sonra uygun olursa ben veririm.” dedim. Ceyda’yı işyerine bırakıp ayrıldım.

Ayşe ile bir süre sohbet ettikten sonra eve doğru bastım. Bir saat kadar sonra Ceyda aradı, “Bak sana kimi veriyorum!” dedi. Telefonu verdiği şahıs, “Alo, ben Sedat, Ceyda’nın kocası. Nasılsınız Mesut Bey?” dedi. “Teşekkür ederim, siz nasılsınız?” dedim. “Ceyda gelene kadar iyiydim; o geldiğinde neşem kaçtı. Ceyda ‘Doğru dürüst yarağa doyamadan çıktık yataktan!’ dedi bana.” dedi. “Yatağa bile girmedik ki!” dedim gülerek, “Ceyda beni yerde, halının üstünde sikip bıraktı!” dedim. Sedat öyle bir kahkaha attı ki, kulağım çınladı. “En kısa zamanda bir araya gelmeliyiz! Bırakalım programı Ceyda yapsın, olur mu?” dedi. “Bence bir sakıncası yok.” dedim.

Telefonu kapattıktan sonra Ceren’i aradım; telefonu açmadı. Sonra aklıma Çiçek geldi; akşamki ruh halindan çıkmış olması için dua ettim önce, sonra aradım. Ölgün sesiyle yorgunluğu bana kadar geliyordu. “İyi misin sen?” dedim. “İyiyim. Bugün kendime fazla yüklendim sanırım. Ölü gibiyim!” dedi. “Hadi bana yemek ısmarla!” dedim. “Kızım evde…” dedi. “Tamam o zaman, sonra görüşürüz.” dedim, kapattık. Ama kısa süre sonra aradı, “Bana gelebilirsin, kızım dışarıya çıkacak. Evde birşeyler hazırlayabiliriz. Sence sakıncası yoksa?” dedi. “Tamam, birazdan sendeyim!” dedim, kapattım.

Evine vardığımda kızı henüz gitmemişti. Kızının adı Dilek idi; 21 yaşındaydı ve üniversitede okuyordu. Gözleri ile beni bir güzel soyup inceledikten sonra izin istedi ve çıkıp gitti. Dilek gittikten sonra, Çiçek, “Huzursuz olmana gerek yok, seni süzmekte haklı kızcağız. İlk kez bir erkeği evime çağırıyorum; kızcağız şaşırdı!” dedi.

Akşamki konuyu hiç açmadık; yemeğimizi birlikte hazırlayıp oturduk ve yedik, içtik. Geç saatlerde izin isteyip kalktım. Kapıda birbirimize sarıldık ve öpüşmeye başladık. Ellerimiz yolunu kendiliğinden bulmuştu; kısa süre sonra yataktaydık. Sevişmenin en güzel yerinde dışkapının sesiyle irkildik. Çiçek yataktan kurşun hızıyla kalktı ve yatakodasının açık bıraktığımız kapısını çarparcasına kapattı ve yatağa döndü.

[Mesut]

18+ YASAL UYARI:
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi sitesi 18 yaşından büyükler içindir! 18 yaşından küçük iseniz
ve bulunduğunuz ülkede Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!